Galiba

2.4K 36 2
                                    

Sonunda o sülükten kurtulmuştum ama yaşadığım saçmalıkları düşünmeden duramıyordum.

Hala aklım ondaydı ve bana yaptığı saçmalıklar da neden yatağa bağlamıştı ki beni?

Bu düşüncelerle beraber uykuya daldım.

Keşke uyumasaydım..

Uyandığımda kapıma ve zilime biri sanki tecavüz ediyordu. Komşuların balkona, pencereye çıktığını gördüm gözümü açar açmaz. Ne oluyordu yine?

Kapımdaki gürültünün ardından bi ses geliyordu ama kimin sesi tanıyamıyordum.

-Aç kapıyı evde olduğunu biliyorum!

Kimdi bu şimdi?

Kapımı zorlama başlamıştı her kimse içeri girmeye niyetliydi bi anlık panik ile dolabıma saklandım ve polisi aradım. Henüz içeri girmemişti kapıdaki ama kapıyı çok fazla zorladığını anlayabiliyordum. Yaptığı gürültü ve rezilliğin haddi hesabı yoktu, komşularımda bu gürültüye ortak olmaya başlamışlardı tüm mahalle neredeyse sabahın köründe ayaklanmış, olan biteni anlamaya çalışıyordu. Kapıya son bi darbe daha geldi ve o ses şimdi evimin içinde yankılanıyordu.

-Saklanmana gerek yok ortaya çık.

Dolabımın içinde ne kadar güvendeydim bilmiyorum fakat artık içimdeki merakta gitmiş sadece korku kaplamıştı. Ağır adımlarla tüm evi geziyordu lanet olası ayakkabılarıyla evime girmişti. "Hayır bunu düşünmemem lazım ama" Siktir olup gitmesini istiyordum bir an önce. Polisler ne zaman gelirdi ki böyle bi durumda "ayrıca ilk defa polislere işim düşmüştü.". Bu yaşıma kadar yaşamadığım şeyleri 3 gündür yaşıyordum bu kadar aksiyon bana fazlaydı evet kesinlikle fazla!

Sanıyorum adam tüm evi gezdikten sonra yatak odama girdi ve beni aramaya devam etti komşularımda polisi aradığını umut ediyordum ki

-Burada olduğunu biliyorum sadece beni iyi dinle ayağını denk al bir daha Ece'ye karşı gelirsen senin sonun olur. 

ve gitti.

Ece kimdi ki bu adam onun koruması falan mıydı?

Polislerde ortalıkta yoktu, adam sanki 5 saniye önce burada değilmiş gibi bi sessizlik kapladı herkesi..

Gittiğinden emin olamamakla birlikte dolabımdan çıktım ve karşımda yine o sürtüğü gördüm. Ayağa kalkmaya yeltendim ama beni engellemek için topuklu ayakkabısı ile göğsümden ittirdi.

Ben: Ne yaptığını sanıyorsun sen yine.

Ece: Yere otur!

Ben: Siktir git!

Ece: Ne zaman uslanacaksın sen?

Ben: Sana uslanmayı gösteririm şimdi!

"Ayağa kalmaya çalıştım ama yine bana engel oldu." Benden daha güçlüydü, ama onu dışarı atarken neden karşı gelmemişti.

Ece: Yorulmaz mısın sen hiç? Ne kadar inatçısın yaaa!

Ben: Senin gibi sürtüklere karşı asla pes etmem!

Ece: O zaman pes ettirmeyi bilirim. "Yine o sinir edici sırıtışını yaptı."

Bu lafın ardından içeriye üç adam girdi hepsi siyah takım elbiseli ve yapılı adamlardı. Dördüncü biri daha vardı kapıya dikildi bu kişi Ahmet'ti. Ahmet o sürtüğün köpeği olmuştu.

Beni de mi bu hale sokacaktı bu aptal orospu, derdi neydi ki benimle!

Ece: Sana istediğin her şeyi vereceğimi söylemiştim galiba haketmiyorsun o zaman senden istediğimi alacağım.

Ellerimi, ayaklarımı bağlatıp ağzımı sıkı sıkı kapattıktan sonra beni arabanın arka koltuğuna yatırdılar kıpırdamak aşırı zordu çok sıkı bağlamışlardı sonra o sürtük arabaya binip

-Ayaklarımı sert masaya uzatmaktan bıktım. Yumuşak yüzünü ve vücudunu kullansam sorun etmezsin değil mi? "Kahkaha atıyordu delirmişçesine zevk alıyordu.."

Konuşamıyordum ama en azından pislik ayaklarını ağzıma sokamayacaktı en azından öyleydi evet.

Ayakkabılarını çıkartıp ustaca tabanlarını suratıma yerleştirip bi de üstüne sanki ayaklarının tabanlarıyla bütünleşmemi istercesine sert bir şekilde yüzüme bastırıyordu.

"Kusacaktım! Cidden kusacaktım midem bulanıyordu ÖĞÜRÜYORDUM!!!!"

Ece: Kusamazsın, kusmuğunda boğulursun. Ayrıca ayaklarım o kadar da kötü değil Ahmet bile köpeği oldu. "AHAHAHA" "Kahkahaları bitmiyordu aldığı zevki anca böyle yansıtıyordu."

Aslında ayakları kötü olduğundan değil ama buna bu şekilde zorlanmak, kullanılmak, aşağılanmak hele ki nefret ettiğim birisi tarafından midemi bulandırmıştı. Belki de rica edebilirdi. " Saçmalıyorum di mi?"

Ece: Dur sana yardım ediyim de kusma daha eğlencem yeni başlıyooor.

Ayak parmağıyla burnumu kapatıp nefes almama engel oldu, yaklaşık 10 saniye sonra bıraktı gerçekten de mide bulantım geçmişti. Ama daha fazla iğrenmiştim bundan ayaklarının kokusu rahatsız etmemişti ama kesinlikle koklamak istemiyordum. Demin ki boğulma seansı daha az iğrenç gelmişti en azından ölüme yaklaşıyordum.

Ece: Nasılsın? Mutlusun galiba.

Konuşabilsem çok fazla şey söyleyecektim.

"Senin amına koyarım sürtük!"

Bunu bile ciddiye alıp makas yapmaya çalışırdı belki de..

Yolculukta artık tek duyduğum şey orospunun telefonuyla izlediği saçma tiktok videoları, araba sesiydi. Gördüğüm şey ise bir çift ayak tabanıydı beyaz ve pembe renk geçişi çok güzeldi, alıcı gözle bakınca aslında gideri vardı ama yeterince mide bulandırıcıydı cidden..

"Zamanın nasıl aktığını anlamayan Ece"

-Nasıl beğendin mi ayaklarımı iyice inceledin mi tabanlarımı her çizgisini noktasını ayrıntısını?

Tepki vermedim elbette ki.

"Ayağıyla suratımı ittirip uyuyon mu uyan aloo diye tiz sesiyle bağırdı."

Çok rahatsız ediciydi bu ses tonu!

Hala cevap beklediğini göstermek için ayaklarını suratımda gezdiriyordu.

İstemeden de olsa kafamı salladım.

"Neden bunu yaptım ki aptalım ben aptal aptal aptal aptal aptal"

O rahatsız edici kahkahasını atıp ağzımdaki bandı çıkarttı.

Konuşmaya hazırlanıyordum ama o an aklım o kadar doluydu ki ne diyeceğimi seçemiyordum. Küfür mü etsem yoksa bağırsam mı emin olamamıştım ki endişemin yerini bi anda ağzıma giren tuzlu ayak topuğu daha fazla şoka bırakmıştı. Kıpırdamak istiyordum kıpırdamama imkan yoktu.

Öyle bi bağlamışlardı ki 

Ayaklarım uzun ama gergin bir ip ile ellerime bağlı

Ellerim ise boynuma bağlı yani çok fazla kafamı hareket ettiremiyordum yani hiç hareket edemiyordum çok rahatsız ediciydi ne zaman delirecektim bilmiyordum da..

Ece: Çok mu rahatsız oluyorsun?

Gözlerimi evet dercesine kırpıştırdım..

Ece: Umrumda değil meraktan sordum sadece yeterince eğlenceli ama.  Yine sinirlenip bayılıp kalma biraz dirençli ol zihnini koru İTAAT ET!

Ne dedi o bana itaat mı ediyim? 

Ece: Delirmemek için uyum sağlamalısın bebeğim. Ayaklarıma ve bana uyum sağlayacaksın, emirlerimi dinleyeceksin ve zamanla mutlu olacaksın tek misyonun bu olacak.

Ona hizmet etmek? İtaat etmek?

BU ÇILGINLIK BEN BİR BİREYİM! KÖLE DEĞİL! GALİBA BİREYİM...

Beklenmeyen MisafirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin