Terlik

2.5K 31 2
                                    

Sessiz ağlamalarım çoktan bitmiş ve hala bağlı bir şekilde arabanın arka koltuğundaydım. Hava güneşin son ışıklarıyla karanlık ile aydınlık arasındayken açlığım ve susuzluğum, gökyüzündeki harika renklerin bile acı verici olduğunu düşündürtüyordu..

O Ece isimli sürtük artık gelseydi de bari çözseydi beni...

Uyuma kararı almıştım anlaşılan burada duracaktım, onlar arabayı tekrar kullanana kadar. Burada üstüne oturulmasını bekleyen bi koltuktum. Ayaklarını uzatmak isteyen Ece beni ömrümün sonuna kadar arabada kullanacaktı ve ben yine tüm bu lanet olası iğrençliklere karşı gelemeden çaresizde iç çeke çeke ölene kadar bekleyecektim. Tüm bu düşüncelerle henüz uykuya dalmıştım..

*TAK TAK TAK*

NOLUYO?!!

Uykumdan uyandım ve bağırdım uzun zaman sonra tepki vermek insanlığımı henüz kaybetmediğime bir işaretti sanki.

Ne kadar uyuduğumu bilmiyordum fakat sanki beş saniye uyumuşum gibi gelmişti bana, oysaki hava aydınlığını güneşin yerine ayın ve yıldızların parlamasına çoktan bırakmıştı.

"Bi anda kapı açıldı."

Ece: Napıyomuş benim itim burada, oooy kuzum uyuyo muydun sen yaa korkuttum muu?

Çok mutlu, çok enerjik, ve çok fazla gıcık bi Ece vardı karşımda.

Cevap vermeyi iletişim kurmayı reddediyordum.

Ece: Güzel sessizliğinden zaten vereceğin cevabı anlayabiliyorum.

*Kıkırdayıp*

-Seni unuttum özür dilerim tek başıma yemek yemek istemedim. O yüzden yanına geldim.

"Çok ince ve düşünceli bir insan kendisi!"

-Senin bu Ahmet'te iyi şefmiş güzel yemek yapıyor. Hakkını vermek lazım. Ne kadar maaş veriyordun sen buna?

Hiçbir şekilde tepki vermiyordum, vermeyecektim, vermemeliydim. Oyuncağı olmamalıydım.

-Ahmet getir!

Ahmet: Buyrun sahibem.

Ece: Teşekkürler canım kafesine şimdi koş!

Ahmet: Teşekkür ederim sahibem hav hav!

"NE AHMET ONA HAVLADI MI? PUAHAHAHA! KAFES Mİ?!"

"Ahmet'e bak sen bu kadar olacağını düşünmemiştim!"

Ece: Seni sahiplenmeye en güvendiğin adamın ve en iyi aşçından başladım güzelim.

Bunu söylerken bi anda suratıma tepsi yerleştirdi ve memelerime dayayıp sabitledi.

-Yemeğini şimdi mi istersin yoksa bi kaç saat sonra mı?

Cevap vermedim tabii ki, bu sürtüğe cevap mı verecektim!

-Tamam sonra afiyetle yersin o zaman.

Suratımda duran tepsiden yemeği yeme başladı, o kadar iştahlı yiyordu ki karnımın açlığa daha fazla tahammülü kalmamıştı..

-Ihmm bu leziz yemeği kaçırdığına üzüleceksin.

On ve on beş dakika boyunca yemeği yedi ve tepsiyi alıp kapıda beklettiği köpeğine verdi.
Sonrasında tekrardan arabaya binip çantasında bir şeyler aramaya başladı.

Götü suratıma dönüktü ve üstünde götünü yarım yamalak kapatan bi gecelik, altında ise mavi tanga vardı. Kusursuz cildini yakından incelerken bi anda tangasını anüsünden çekip suratıma doğru bi gaz sillesi yolladi..

KUSUCAMM!

Ece: Hahahaha pardonn!!

"Hem gülüyordu terbiyesizliğine hem de pardon diyordu! ŞAKA MI??!"

Hiçbir şekilde onunla konuşmayacaktım ama fazlaydı artık!

Ece: Aç ağzını!

Açtım hemen arkasını dönüp kontrol etti,

-Aferin!

Tekrar arkasını  döndü ağzım açık bekliyordum. YINE VE YINE! USANDIM AMA! Tekrar su verir umuduyla bekliyordum ama ne çantaysa artık yarım saattir karıştırıyor ve bir şey bulamıyordu.. Sinirleniyordum içten içe.

-Ağzın açık kalsın kaçırmanı istemem.

"Yine o iğrenç kahkaha."

Kahkahasından ödün vermeden götünü ağzıma dayayıp kahkaha ile birlikte beş, altı saniye boyunca ağzıma gaz çıkarttı.

PANIKLE NEFESIMI TUTMAK ISTERKEN TÜM "OSURUĞUNU" YUTMUŞTUM. GAZ YUTMUŞTUM! KENDIMI ÖLDÜRMEK İSTİYORDUM..
HALA O İĞRENÇ KAHKAHASI DURMAMIŞTI AYRICA..!

-Ayy özür dilerim ama bu kadar seveceğini düşünsem daha önce yapardım ahahahha. Yüzün bile ekşimedi. Senin gibi dayanıklı bi köle her zaman bulunmuyoor! Haa bu arada yemeğini beklemezsen aç kalırsın.

Bu demekti ki uyumamam lazımdı. Ya o uyursa, unutursa, beni kandırırsa.. Yine de risk almaya değmezdi uyumamalıydım.. Ayrıca demin ağzıma gaz çıkartıp şimdi yemek için uyanık kal deyip beynimi, zihnimi, düşüncelerimi uyuşturuyor, adeta anlık yaşattığı şeyleri bir anda unutturuyordu. Beni büyüsü, etkisi altına çoktan almıştı ve benimle eğleniyordu..

-Bi de seni koltuktan indirelim biraz farklı zeminde yat.

Köpeklerini çağırdı ve beni artık Ece'nin ayaklarının seviyesine indirdiler..

Ardından Ece az önce beni indirdikleri koltuğa uzanıp göğüslerimi tişörtümün üstünden ellemeye başlamıştı..

Hoşuma gidiyordu istemsizce!

Biraz sonra sıkılıp önümde ayağa kalktı  ve tangasını indirdi.

O tanganın altında hiç beklediğim gibi bir şey yoktu..

"NISPETEN BUYUK SAYILABİLECEK TESTİSLERİNİ ALDIRMIŞ AMA HARIKA ESTETİKLİGE SAHIP BI SİKİ VARDI!"

-Neeeee?

Ece: Ahahaha dilini yutmamış mıydın?

Henüz yaşını bilmiyordum ama tahminimce ben onun yaşlarındayken aşırı çirkin bir şeydim.. Çok çok iyi hatırlıyorum!

Ece trans bi kadın için aşırı güzeldi kim bilir ne ameliyatlar geçirmişti..

Tangasını burnuma yerleştirdi, terliklerini ise koltuğa yaslayıp parmak uçları dudaklarıma gelecek şekilde sabitleyip yalın ayak ve tangasız bi şekilde arabadan indi.

-Yemeğini bekle ve terliklerle şimdilik idare et.

Artık ağzım bağlı değildi evet ama öyle bi yerleştirmişti ki terlikleri dudaklarımı oynatsam düşerlerdi.

Ayrıca tangasını burnumun içine kadar sokmuş olması tangasından gelen kokuyu çok derin almama sebep oluyordu ayriyeten ağzıma da osurmuş olmasiyla beraber koku karmaşasından ötürü çok midem bulanıyor istemsizce ağzımdan derin nefes almak istiyordum ama tangası o kadar kötü kokmuyordu ama baya terliydi.

"Hayır, hayır, ÇOK İĞRENÇTİ!"

Ağzımdan nefes almak istesem terlik düşecekti, tangayı koklamaya devam etsem bayılacaktım, kusacaktım.. Gerçekten kötü kokmuyordu biraz kötüydü, biraz, evet biraz!

O şekilde tüm acizliğimle bekledim ve sadece bekledim..


Beklenmeyen MisafirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin