black belt • taekook

kırk iki: taehyung'un bitmeyen çilesi

merhaba merhabaaa

son hamis jungkook bolumu 🥹🤏🏻

✨iyi okumalar✨

*
*
*

Jungkook 7 aylık hamileyken;

Omega sahildeki yürüyüşünü bitirip kapının önüne geldiğinde, yanındaki Namjoon'a dönmüştü. "Bırakmana gerek yoktu, ben hala kendimi koruyabilecek durumdayım."

"Koruyabileceğine şüphem yok." Namjoon gülümsemiş gamzelerini ortaya çıkartmıştı. "Hatta sen hamile halinle beni bile korursun." diyip arkadaşını övmüştü. "Yine de Taehyung'tan kesin talimat var. Yalnız kalamazsın. Sancıların artmış son günlerde malum."

"Evet ama çok kötü değil, dayanabiliyorum. Nazım Taehyung'a." Şimdilik dayanılmaz sancılar çekmese de Taehyung'un ilgisi için her şeyi yapabilirdi. Tabii bu süreçte alfayı zaman zaman yıprattığını fark etmiyordu, orası ayrı. "Eh, madem eve kadar getirdin, gel bir şeyler iç öyle git."

"Gitsem iyi olur, Jin beni bekliyor. Evde yalnız da." Namjoon yürüyüşleri sırasında Jungkook'a eşlik ederken, Jin'in kızgınlıkta olduğunu söylemişti. Jungkook uykusuz geceleri yüzünden bazen unutkan olabiliyordu. Zaman zaman odak problemleri yaşadığı bir gerçekti fakat kimse onu yargılamıyordu. Yargılayamazlardı zaten, o bir bebek taşıyordu!

"Doğru, Jin kızgınlıktaydı değil mi? Üzgünüm, daha fazla tutmayayım seni."

"Sorun değil, biraz da bensiz idare etmeyi öğrensin paşamız." Namjoon dalga geçtiğinde son kez vedalaşmışlar ve Jungkook daireye girmişti. Dünden kalan yemekleri ısıtmaya koyduğunda Taehyung'un eve gelmek üzere olduğunu tahmin ediyordu. Sofrayı hazırlamak için tabakları alıp masaya doğru yürümeye başladığında karnına giren sancıyla duraksayıp dişlerini sıkmıştı. Zar zor iki adım daha atıp son anda düşmeden tabakları masaya koyduğunda, sandalyeyi çekip biraz dinlenmeye başlamıştı. Çok çabuk yorulduğu yetmiyormuş gibi, sağlıklı kalmak ve kızını sağlıklı bir şekilde kucağına alabilmek için sık sık yürüyüşler de yapmak zorundaydı. Bu da sancılarının sıklaşmasını sağlayabiliyordu.

Arin oldukça sabırsız bir bebekti. Henüz Jungkook'un karnındayken bile.

Jungkook dişlerini sıkarak masadan destek aldığında kızıyla konuşmaya başlamıştı. "Sabret babacığım, az kaldı. Ama bana daha şimdiden bu kadar eziyet edersen külahları değişebiliriz." Kızına birkaç güzel söz söyleyip kendince zihnini ve onu rahatlamaya çalıştıktan birkaç dakika sonra gerçekten de sancısı azalmıştı. Ayağa kalkmak için acele etmezken, biraz daha ne olur ne olmaz diye yerinde kalmıştı. Karnı artık çok büyümüştü, kiloyu yalnızca şişen rahminden değil, diğer bölgelerinden de alıyordu. Yanaklarının kocaman bir açmaya benzediğini düşünüyordu. Zaman zaman ayakları da şişiyor ve ağrıyordu. Bacaklarının ve belinin ağrısı uyumasına engel oluyordu. Böyle zamanlarda Taehyung'u çekinmeden uykusundan uyandırıyor ve kendisine masaj yapmasını söylüyordu.

İlaç olarak oldukça hafif ağrı kesiciler içmek zorundaydı, bu yüzden tek çaresi masajdı. Kalçası kızgınlıklarında olduğundan daha büyük geliyordu gözüne ve hatta omegasının dişil özelliği sebebiyle vücudunda salgılanan az miktardaki östrojen, hafif de olsa göğüslerinin şişmesine sebep olmuştu. Kendini, kilolu olduğu için göbeği ve memeleri sarkan doblolu dayılar gibi hissediyordu bazen. Ancak Taehyung ona iyi hissettirmek konusunda oldukça inatçıydı. Jungkook bazen onun kendisine yalan söylediğini düşünüyor, çirkin olduğu konusunda diretiyordu. Gecenin üçünde bu konu hakkında amansız bir kavgaya başlıyor olabilirlerdi de...