"Uyanmışsın jisung""Oh evet burdan kaçınca uyanmışsın seungmin diyemeyecek olmam üzücü olacak"
"Jisung aptallık etme, aptal çocuk "
"Sizin gibi geri zekâlı olmadığıma şükür ediyorum aptallık iyidir"
"KİMİNLE KONUŞTUĞUNUN FARKINDAMISIN SEN!! "
"asıl sizin bir prense bağırdığınızın farkındamısınız? "
"Seni burda öldürmemem için bir sebep söyle"
"Zamanı değil di bay seungmin"
"Ahh doğru bir zamanı var öleceğini kabullenmek güzel"
"Rüyanız da görmeniz dileğiyle iyi uykular bay seungmin"
20 dakika önce
Minho gidince seungmin aşağıda biriyle konuşuyordu bu fırsattan yararlanıp jisung'un yanına camdan gitti sessiz bir biçimde
"Oww küçük prensimiz uyuyormuş uyanma vakti"
Baktı kırmızı gözleriyle boynunda ki ize 1-2 dakika, sebebi küçükken eğitim almıştı büyüyle uyutulan birinin böyle uyandırabileceğini. Nefes nefese kalmış bir şekilde jisung
"Ne oluyor? Minho? "
"Bak prens bana bak ve beni iyi dinle ben şuradaki dolapta saklanacağım seungmin beni bulmasın veya arkasında hissetmesin diye sürekli konuş ve özellikle göz teması kur onla tamam mı? "
"P-pekala"
"Güzel
&
Jisung ve seungmin arasında geçen konuşmadan sonra Minho arkadan sopa ile vurdu
"Ş-şey o ölmedi şey yani o şey"
"Prens sakin ol ölmedi beni"
Jisung nefes nefese idi bunu duyunca içten içe rahatlamıştı.
"Hadi artık kraliçeye gitmemiz lazım"
"Pekala"
Hızlı yürüyerek gidiyorlardı gerçi jisung onun hızına pek yetişemiyordu jisung ikidebir içinde kalan soruyu sormak istedi yorulmuş, sıkılmıştı
"Siz güneşe çıkınca yok mu oluyorsunuz? "
Güldü buna Minho durdu bir anlığına
"Çok fazla masal okumuşsun prens çok oyalanmadan gitmemiz lazım"
"Ne kadar var"
"Çok konuşma ve takip et beni sadece"
İlerledi iki genç koskacaman bir şato gördü jisung önünde
"Burası mı? Neden iki tane şato var ki? "
"Evet burası ve ilk gördüğün şato kraliyet şatosu ve insanların dünyasına açılan kapı orda buradı kraliçenin şatosu, şimdi soruların bittiyse artık seni kraliçenin yanına götürüp kendi işlerimin hal olması gerekiyor"
Sustu jisung, çok konuşup onu rahatsız ettiğini düşündü.
(Jisung dan)
Kapıya geldiğimiz de iki baya uzun boylu adamlar geldi yanımıza korumalardı sanırım arkama döndüm nedenini inanın bende bilmiyorum"Ne oldu neden buradasınız? "
Minho nun konuşmasına izin vermeden
"Giremezsiniz arkası dönük çocuk kim"
Bana diyor du önüme döndüm
"Prens? "
"Üzgünüz prens, beklemiyorduk"
"Onu kraliçeye teslim etmem gerekiyor izninizle"
Dedi Minho korumalar çekildi ve bize yol verdi üst kata çıktık
Minho kapıyı tıktıklacakken konuştu
"İlk ben gireceğim ardından sen gel olayı anlatıp gideceğim, anlaşıldımı prens"
"Tamam hadi yoksa heyecandan kalp krizi geçireceğim"
Tıktıkladı kapıyı Minho
"Kraliçem" dedi saygıyla eğildi
"Minho? Hangi rüzgar attı seni buraya"
Ardından ben girdim saygıyla eğildim, baktığımda hem şaşırmış hemde mutlu gözüküyor du.
"Jisung? "
"Ben izninizle gideyim efendim"
Tekrar saygıyla eğilip gitti Minho"Merhaba"
Gülmüştü bana, O çok güzel dı gerçekten onu görmek içimi ısıtmıştı annem di o benim değil mi....____________________________________________
𝘈𝘺 𝘴𝘰𝘯𝘥𝘢 𝘯𝘦𝘥𝘦𝘯 𝘨𝘰̈𝘻𝘶̈𝘮𝘥𝘦𝘯 𝘺𝘢𝘴̧ 𝘨𝘦𝘭𝘥𝘪𝘪𝘪
𝘉𝘢𝘴̧𝘭ı𝘨̆ı 𝘣𝘶𝘭𝘢𝘮𝘢𝘥ı𝘮 𝘣𝘶 𝘢𝘳𝘢𝘥𝘢 𝘣𝘰̈𝘺𝘭𝘦 𝘣𝘪𝘴̧𝘪 𝘨𝘦𝘭𝘥𝘪 𝘢𝘬𝘭ı𝘮𝘢
𝘋𝘢𝘩𝘢 𝘤̧𝘰𝘬 𝘬𝘢𝘰𝘴 𝘰𝘭𝘢𝘤𝘢𝘬 𝘯𝘰 𝘮𝘦𝘳𝘢𝘬𝘬𝘬
𝘖𝘺 𝘷𝘦𝘳𝘪𝘳𝘴𝘦𝘯𝘪𝘻 𝘴𝘦𝘷𝘪𝘯𝘪𝘳𝘪𝘮
𝘐̇𝘴𝘵𝘦𝘬 𝘺𝘢𝘯 𝘴𝘩𝘪𝘱 𝘬𝘰̈𝘴̧𝘦𝘴𝘪 >
ŞİMDİ OKUDUĞUN
minsung// vampir kraliyeti
Vampirepov: stray.kinds143 "sen kraliçe'nin oğlusun" "prens geri mi döndü?" "onu görmek istiyorum" "kraliçenin haberi varmı?" ... "kraliçe mi? prens mi?"