ruhlarımızdaki cam kırıkları

3 1 0
                                    

"Peki. Bana yardım etmek istemenizi anlıyorum fakat..."

Sözümü keserek bana cevap verdi.
"Sana yardım etmek istemiyorum Elif,sen yardım edilmesi gereken bir insan değilsin. Açık konuşmak gerekirse senin bana yardım etmeni istiyorum."

"Sana nasıl yardım edebilirim ki-"

"Önce kullandığın maddeyi nerden aldığını söyleyerek başlayabilirsin..."

"Ama neden?"

Ela gözlerini benden ayırdı ve elimden tuttu usulca.
Elleri o kadar sıcaktı ki buz kesmiş ruhumu bile ısıtmıştı,neden bilmiyorum ama bu adama kendimi teslim etmek istiyordum.
Sanırım yine ilk bulduğum uçurumdan atlamak üzereydim,ama sanki bu sefer o uçurumun sonunda gerçekten ölebilecektim.

Benimle hastane odasında hızlı adımlarla yürümeye başladı,adımları o kadar büyüktü ki o yürüyordu ben arkasından sürükleniyordum...
Sonunda çıkışa geldiğimizde gözlerim beyaz jeap'e yaslanmış gülümseyerek bana bakan sarışın kıza takıldı.

Ela gözlü adam elimi bıraktığında kız omuzumdan tutarak beni kendine çekti ve sımsıkı sarıldı,afallamıştım kimdi bu?
"Yaşadığına sevindim,ben sanmıştım ki.."

"Bu kadar yeterli sevgi."
Arkamı dönüp ela gözlü adama baktım kollarını önünde birleştirmis gitmek ister gibi gözlerime bakıyordu.
"Arabaya binin."

Hiç ses çıkarmadan usulca elimi arka kapıya uzattığımda geri kapattı.
"Sen öne oturuyorsun ve bana yolu tarif ediyorsun."
Kafa salladım ve dolanıp ön tarafa geçtim,titeyen ellerimle kapıyı açtım ve ön koltuğa yerleştim.
Arabadaki vanilya kokusunu derin derin içime çekerken ela gözlü adamın ve sevgi denilen sarışın kızın arabaya binmesini izledim.
Bu sürede biraz da olsa kızı inceleme fırsatın oldu.

Yüzünde sanki en büyük acıları yaşasa da silinmeyecek gibi duran bir gülümseme vardı.
O,uzun beline gelen sarı saçları mavi gözlerine yerleşen ok gibi kirpikleriyle,dolgun dudakları ve yanaklarında olan cillerin örtüğü pembeliklerle tamamıyla mükemmel ortalama 20 21 yaşlarında bir kadındı.

Yola çıktığımızda yeni yeni farkına varabilmiştim,beni nereye bırakacaklardı? Benim bir evim yoktu ki...
Yol tarifini verebileceğim, bir konum tarif edebileceğim,tek yer pisikoloĝum Aras'dı...

"Burdan sol..."

.
.
.
Ben eski apartmanın içine girene kadar beni kapının önünde bekleyen sevgiye ve adını hala bilmediğim adama son bir kez dönüp baktım.
Sevgi yüzünde kocaman bir gülümsemeyle bana el sallıyordu,sahte bir sırıtışla ona karşılık verdim fakat gözerim hala o adamdaydı.
Arkamı döndüm ve apartmanın ağır kapısını itekledim.
Binaya girer girmez cebimdeki sigara paketinden birtane çıkardım ve öbür cebimdeki kibritle yaktım.
Derin derin zehirli dumanı ciğerlerime çekerken usulca basamakları çıkmaya başladım,3. Kata ulaştığımda 9 numaralı dairenin önünde durdum ve derin bir nefes verdim.

Yavaşça yere eğilip kirli paspasın altındaki anahtarı çıkarttım ve kapıyı araladım,ayakabılarımı bile çıkarmadan direk Arasın odasına gittim. Tek kişilik yatağında yüzkoyun yatıyordu.
Tek kolu yataktan aşaya sarkıyor parmakları yerde duran dibinde birkaç damla kalmış rakı şişesine değiyordu.
Beyaz,benlerle dolu sırtı çıplaktı altında ise kısa bir şort vardı bacakları yataktan dışarı taşıyordu.
Usulca yanına yaklaştım ve yatağın yanındaki rakı şişesini elime alıp kalan birkaç damlayı da mideme indirdim,ardından elimdeki sigarayı da şişenin içine attıktan sonra şişeyi kenara atıp kendimi Arasın yanına attığımda gözlerimi kapatır kapatmaz uykuya daldım....

Sabah güneşi yüzümü yakarken zorlukla gözlerimi açtım ve ağır ağır olduğum yerde doğruldum.
Aras hala uyuyordu,yataktan atlayıp ayaklarımı sürüye sürüye banyoya ulaştım.
Üzerimdekileri çıkardım suyu açtım ve ısınmasını bile beklemeden fıskıyenin altına girdim.
Yavaşca duşakabini kapattım ve soğuk suyla titreyen bedenimle baş başa kaldım,en azından arkadaşım içeri girene kadar öyle düşünüyordum.
"Günaydın böcek."

"Günaydın..."
Arasın kolozetin kapağını açtığını ve işediğini duyabiliyordum.
Ve görmesem de gözlerinin hala kapalı olduğunu da hissedebiliyordum.

"Nerelerdeydin,bende beni bırakıp gittin sandım."

"Hiç...öyle takıldım biraz.."

Aras birsey demeden banyodan çıktığında bende üzerime bir havlu alıp kendi odama gittim.

Giyindikten sonra mutfakta kahvalı hazırlayan arkadaşımın yanına gittim ve masaya oturup dizlerimi kendime çektim.
Aras kafama mutfak havlusu atıp"kurut saçlarını"
Diye mırıldandığında gülümsedim.

"Mutfak bezi bu..."

Usulca masanın yanındaki penereden dışarı baktım,gördüğüm arabayla gözlerim kocaman oldu.
Bu onların arabasıydı...
Masadan fırlayıp koridora koştum arkamdan seslenen Aras'a da
"Geliyorum dur!"
Bağırarak kendimi evin dışına attım hızıca merdivenlerden inip arabaya ulaştığımda arabada uyuyan ela gözlü adamı fark ettim.

Bir an duraksadım ve yavaşca hafif aralık bırakılmış camı tıklattım.
Irkilerek ela gözlerini gözlerimle buluşturduğunda arabanın kontağını çevirip camı açtı.
"Giyinrken perdeleri kapatmalısın..."

Utançtan ölecektim...

"Burda ne işin var?" Dedim, yanaklarımın al al olmasını umursamadan.

"Doğru adresi verip vermediğinden emin olmak istedim."

"Beni mi takip ediyorsun?"

"Evet seninle bir anlaşma yaptık."

"Ne?..."

"Arabaya bin."

Anlamsızca adama bakıyordum öylece
"Beni rahat bırak..."

Arkamı döndüm

"Dün konuştuklarımızı ne çabuk unuttun,ben sana yardım ettim." Elini pencereden kolunu çıkarıp işaret parmağını bana doğrulttu.
"Sende bana yardım edeceksin."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 28, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin