10.Bölüm

161 7 3
                                    

Chris Pow;

Şirketten çıkmış ve eve doğru gidiyorduk. Ben, Bobby ile sohbet ediyordum. Marcus ise konuşmadan sadece yürüyordu. Bobby’nin yanımızda olmasından rahatsız olduğu her halinden belliydi. Bobby de bana belli etmemeye çalışıyordu ama onun da rahatsız olduğu belliydi. Araları neden böyleydi merak ediyordum.

“Bobby” dedim ona bakarken. Düşünmek yerine onlara sormak daha iyi olabilirdi. Beni çok bekletmeden cevap verdi. “Efendim Chris?” Biraz düşünüp kelimeleri zihnimde toparladım, soracağım soruyu ve cevabına odaklandım. “Neden Marcus'la aranızda bir soğukluk var?” Sorduğum soru yüzünden Marcus’un gerildiğini hissetmiştim. Bobby ise kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakmaya başlamıştı.

Marcus’u biraz süzdükten sonra bana doğru döndü. “Ona güvenmiyorum, güvenmeyeceğim. Bana inanmıyor olabilirsin belki ama ilerde onun yüzünden başın derde giricek. Bunu biliyorum. Ondan ayrılmalısın.” diyerek içindeki bütün kini boşaltmıştı. “Kes, kes. Sormaz olaydım. Anlaşıldı Bobby, Marcus’u sadece kıskanıyorsun.” diyerek göz devirdim. Öfkeli bir şekilde gülen Bobby’e baktım ve yumruklarını sıktığını fark ettim. Bir şey demiyerek yürümeye devam ettim. Marcus'a baktığımda yüzünde belli olmayan bir duygu vardı. Galiba ne hissedeceğini bilmiyordu.

10 dakika sonra

Eve sonunda gelmiştik. Kapıyı açtığım gibi havada süzülen yastığı gördüm. Bambaşka bir yastığın suratıma gelmesiyle ne olduğunu şaşırmıştım. Gözümü evin içinde gezdirdiğimde yine Dave ve Support’un tartıştığını gördüm. “Yine ne için tartışıyorsunuz?” dedim bıkkın bir sesle. Üçümüz de içeri girerken Support koltuğa yaslandı ve kendinden emin bir şekilde “Işık, karanlık olmadan bir hiçtir. Onu tartışıyorduk.” dedi. Hemen şaşkınlığımı cümleleriyle gösterecekken Dave benden önce davrandı. Support’a bakarken sakin bir sesle konuştu. “Asıl karanlık, ışık olmadan bir hiçtir, Support.”

“Şu an ne saçmalıyorsunuz?” dedim Bobby'e bakarken. Koltukta sakin bir şekilde oturuyordu ama hala kızgın olduğu gözlerinden belliydi. “Boşver.” dedi Dave bana bakarken. İç çekip Marcus’a döndüm. “Sen odamıza git Marcus. Ben birazdan gelirim yanına.” dedim gülümseyerek. Sözümü dinleyip ayağa kalktı ve odaya gitti.

Support Pow;

Şu anda Bobby’den korkmalı mıydım? Yoksa korkmamalı mıydım? Bobby bana sırf Dave’in ikizi olduğum için bir şey yapmıyordu. Chris bunu hiçbir şekilde bilmiyordu. Çünkü Bobby genelde bunu bana özel söylüyordu. Şu an benim evden göndermemem gereken tek bir kişi vardı. O da Dave’di.

Chris çok geçmeden odasına çıktı. Şu an burda Bobby, Dave ve ben kalmıştık. “Siz gerçekten onun için mi kavga ettiniz? O yastığı kim attı bu arada?” diye sessizliği böldü Bobby. Ona cevap veresim yoktu zaten Dave de bunu biliyormuş gibi. “Chris’in yüzüne gelenden bahsediyorsan onu ben attım.”dedi.

Gözüm aniden kendimi bildim bileli her daim masanın üzerinde olan vazoya takıldı. “Bu vazonun mantığı ne?” diye sordum. Bobby göz devirdikten sonra “Zaten bilsem ilk sana söyleyecektim Support” dedi.
Ay zaten bende senden cevap bekliyordum. Sadece sordum senden cevap bekleyen kim? “Senden cevap bekliyorum diye söylediğimi hatırlamıyorum!” dedim. Dave bizim Bobby ile olan ufak tartışmamızı anlanaya çalışıyordu. Evet, yine neden olduğunu bilmediğim sebepten başım dönmeye başlamıştı. Şu baş dönmesi neden son günlerde sıkılaştı ki?

Şu anda sadece Bobby ile bakışıyorduk. Kendi kendisine bir şeyler söylendi. Ama ne söylediğini bende anlamamıştım. Dave söylediği şeyden rahatsız olmuş gibi duruşunu dikleştirdi. “Saçmalama istersen!” dedi Dave. “Dave, bence biraz sus!” dedi Bobby. Şu an zaten uykum var ama ayağa kalkarsam başımın dönmesiyle kalmaz bu ölüme kadar giderdi.

Bobby ayağa kalktı. “Sizi mi çekiceğim ben?” dedikten donra hızlı bir şekilde odasına gitti. Dave, Bobby’nin arkasından bakarak. “Bunun da sağı solu belli olmuyor.” dedi.
Başımı onaylarmışcasına salladım. “Direkt karakteri belli değil bunun. Chris varken başka, Chris yokken başka bu” diyince Dave hiç bekletmeden. “Sana karşı öyle. Bana karşı fazla değil” dedi. Az da olsa haklıydı. Bobby bana hep böyle davranıyordu ağırlıklı olarak. Yani yarın falan dayak yersem hiç şaşırmazdım. Dave, yine ve yine parmaklarıyla uğraşıyordu.
“Dave, sen manyak falan mısın? Parmaklarından ne istiyorsun?” dediğimde bana uzun süre baktı. “Eğlenceli oluyor.” dedi gülerek. “Bak şu an Bobby tarafından tehlike altında olduğunu bilmelisin Support. Amacı hiç iyi değil!” dediğinde Dave’e ters bir bakış attım. “Dave, hadi ama... Beni ne kadar sevmesede beni öldüresiye dövecek hâli yok ya! Abartma istersen!”

Biz ve Bobby’e gıcık olmak. Çok itici geliyor. Zaten öyle ama neyse. Hehe aklımızda çok güzel planlar var. Ama sövmek yasak oke mi? Her neyse bu bölüm de kısa oldu. Sonraki bölüme kadar sağlıcakla kalın :D

Sizin şuan kitapta en sevdiğiniz karakter kim?:D

PartnerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin