selammmm ben geldim❣
oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen... bildirim geldikçe mutlu oluyorum ve yazma istediğim artıyor🙈
keyifli okumalarrr ❤
💔
Sabah alarmın sesiyle, zorlanarak uyandım. Saat tam olarak altıydı. Bugün işte ilk günümdü ve ben güzel olmak istiyordum. Hızlıca bir duş alıp sabah sersemliğimi üzerimden attım ve akşamdan ütülediğim kıyafetlerimi özenle üzerime geçirdim. Saçlarımı ciddi bir görünüm vermek üzere ensemde sıkı bir topuzla topladım.
Çift kaşarlı bir tost ve sallama çay eşliğinde kahvaltımı da yaptıktan sonra tam olarak hazırdım. Saat yedi buçuktu. Ateş'in çantasını hazırladım, uyandırmadan onun üzerini değiştirdim, taksiyi aradım derken saat sekiz olmuştu. Taksinin gelmesiyle Ateş'i uyandırmamaya çalışarak kucağıma aldım ve kapıyı çekip evden çıktım. Sağ olsun şoför kucağımda çocuk olduğunu görünce arabadan inip elimdeki çantaları aldı ve binmem için arabanın kapısını açtı. Ona teşekkür ettikten sonra Ateş'in başına dikkat ederek arabaya bindim ve Sevgi annelerin adresini şoföre verdim.
Araba Sevgi annelerin evinin önünde durduğunda "Biraz bekler misiniz? Çocuğu bırakıp geliyorum hemen." dedim.
"Tamam abla, bekliyorum."
Eve yaklaşınca Sevgi anneye mesaj atmıştım ki sanırım bizi pencerede bekliyordu. Ben bahçe kapısından girdiğim anda evin demir kapısı açıldı ve Sevgi anne üzerinde pijamalarıyla kapıya çıktı.
"Günaydın Sevgi anne,"
"Günaydın kızım, uyuyor mu Ateş?"
"Evet, uyuyor hâlâ. Ben çok teşekkür ederim. Sabah sabah size de zahmet verdim." dediğimde Sevgi anne cık cıklayarak kucağımdaki Ateş'e uzandı. "Olur mu öyle şey kızım? Yalın onun yanında işe başladığını söylediğinde çok şaşırdık ama bir o kadar da sevindik. Senin gözün arkada kalmasın, bakarım ben torunuma sen işteyken." dediğinde minnetle gülümsedim ve "Allah razı olsun sizden." dedim.
Kendi annemle babamın destek olmadığı şu günlerde bu insanlar bana destek oluyordu ya ne diyeyim ben?
"Hadi hayırlı işler sana. Selametle git," dediğinde teşekkür edip taksiye bindim. Bu sefer iş yerinin adresini verdim ve derin bir nefes aldım. Heyecandan elim ayağım titriyordu. Şirkete çok fazla gitmiştim. Çoğu çalışanı tam olarak tanımasam da görmüşlüğüm vardı. Şimdiye kadar oraya hep Yalın'ın eşi olarak gitmiştim ama bugün bir çalışan olarak aralarına katılacaktım. Nasıl olacaktı? Beni nasıl karşılayacaklardı? Hiçbir fikrim yoktu.
Umarım güzel geçer diye tüm yol boyunca dua ettim.
Taksi şirketin önünde durduğunda parasını ödeyerek aşağıya indim ve yukarı toplanan eteğimi düzelttim.
Yalın bu rezidansın bir ofisini kiralayarak işe başlamıştı. Daha sonra işi büyütmüş on beşinci katın tamamını ofise çevirmişti. Azimliydi, hırslıydı ve tuttuğunu koparıyordu. Onu iş yerinde çalışırken çok görmemiştim ama iş disiplinine fazlasıyla önem veriyordu, bunu biliyordum. Çalışanlarına kök söktürdüğünü mükemmeliyetçi olduğunu da biliyordum ve açıkçası iş yerindeki ilişkimiz nasıl olacak merak ediyordum. Daha giriş kartım olmadığı için güvenliğe kimliğimi bırakıp asansöre ilerledim. Asansör kalabalıktı. 15. kata bastım ve kenara çekildim. Heyecandan istemsizce elimdeki çantanın kolunu sıkıyordum. Fazla sıkmaktan ellerim acımıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boşansak da Beraberiz! (Tamamlandı)
General FictionAdliyenin bahçesinde Yalın'la birbirimize sudan çıkmış balık misali baktık. Bitmişti. Resmen boşanmıştık. "Bitti." Yalın gerçeği benden önce dile getirirken kafamı onaylarcasına salladım. Hâlâ gerçekmiş gibi gelmiyordu. "Evet. Garip hissediyorum."...