İzini Kaybettiğim Duygulara Bir Gülüşle Kavuşmakmış Aşk

1K 35 26
                                    

Düşüncelerimden sıyrılıp işimi düşünmeye başladım. Yolculuğun yarısına gelmiştik ve Chelsea taraftarı için birkaç video çekmemiz gerekiyodu.

"Çekmemiz gereken birkaç video var başlayalım mı" diyip ayağa kalktım.

"Olur başlayalım" dedi ve yerinde doğruldu.

Kamerayı hazırladım ve kayda aldım. Hakim konuşmaya başlayacakken tekrar gülmeye başladı. Aslında bu hali çok güzeldi, normalde ben de gülerdim ama az önceki düşünceler aklımı çok karıştırıyodu. Yine de modu düşmesin diye zorla gülmeye çalıştım. O da bu durumu fark etmiş olacak ki yavaşça gülmeyi bıraktı, tekrar konuşmaya başladı. Kendimi çok kötü hissetmiştim. Saçma takıntım yüzünden onun da modunu düşürmeye hakkım yoktu.

Videoyu çekmiştik, güzel konuşmuştu. Sıra videoları editleyip yollamaktaydı.

Bilgisayar yanında olduğu için tekrar yanına oturdum, videoları düzenlemeye başladım. Yanımda beni, yaptıklarımı izliyodu. Hostes geldiğinde iki soğuk içecek istemişti. Yine yaptı yapacağını mutlu etti beni. Gülerek devam ettim. Bi yandan da dilime Buray'ın İstersen şarkısı takılmıştı, hafifçe mırıldanmaya başladım bir yandan da vücudumu hafif sallayarak eşlik ediyodum.

"İzini kaybettiğim duygulara bir gülüşle kavuşmakmış aşk, sana anlatılan her masala bile bile aldanmakmış aşk"

"Anlamadım bana mı seslendin" dedi. Tepkisi o kadar tatlıydı ki gülmeden edemedim.

"Hayır sana seslenmedim şarkı söylüyodum sadece" diyip gülümsedim.

"Aa anladım şarkı, Türkçe şarkı. Adı nedir?" dedi.

İsmini söylesem de anlamayacağını bildiğim için çantamdan ufak bi kağıt çıkarıp yazdım. Eline alıp okumaya başladı. Türkçe bilmediği için yarım yamalak okumaya çalışıyodu. O kadar tatlı ve komikti ki kahkaha attım.

"Hey gülmesene dilinizi bilmiyorum" dedi. Yalandan kızmaya çalışsa da gülmeden duramıyodu o da. Telefonumla çekerek tekrar okumasını istedim. Yine okuyamamıştı ama ikimiz de çok gülüyoduk.

"Paylaşabilir miyim?" dedim.

"Elbette nasıl istersen. Beni de etiketlemeyi unutma" dedi.

Videoyu paylaşıp edite devam ettim bi yandan da şarkıyı söylüyodum. Bi anda telefonuma bildirimler yağmaya başladı. Şaşkınlıkla bildirimlere baktım. Binden fazla takip, beğeni ve yorum gelmişti hala gelmeye devam ediyodu. Bizi sevgili zannedenler, shipleyenler, yakıştıranlar vardı hatta aksine yakıştırmayıp benim Hakim'e layık olmadığımı söyleyenler de vardı. Bütün duyguları bi anda yaşamaya başlamıştım. Kafamı çevirdiğimde o da telefonumu izliyodu, şaşırmıştı. Bana baktı ve "Medya bu sürekli yazıp çizerler takma sen" dedi.

Kafamı sallayıp tekrar önüme döndüm. Telefonu sessize alıp bi kenara koydum. Edite devam ederken tekrar şarkı söylemeye başladım.

"Sesin çok güzel."

"Hı? Anlamadım?"

"Sesin diyorum, çok güzel"

"Teşekkür ederim" diyip önüme döndüm. Kalbim hızlanmıştı ve tekrar yanaklarım kızarmıştı.

Bir süre sohbet ederek editi yapmaya devam ettim ve sonunda bitmişti. Zaten uçak da birazdan inerdi. Eşyalarımı toplamaya başladım. Hakime baktığımda gülümseyerek beni izliyodu. Ben de gülümsedim ve devam ettim. Uçak inişe geçmişti, camdan aşağıdaki kalabalık görünüyodu. Taraftarlar pankart açmış Hakim'i bekliyodu.

"Vay be ne kadar kalabalıklar" dedi.

"Yanii, Türk taraftarlar gibi değiller"

"Onlar nasıllarki?"

"Özellikle Galatasaray taraftarı çok ateşlidir, transfer Türkiyeye geldiğinde havalimanına giremezsin bile o derece olur. Şampiyon olduklarında bütün ülkede kutlamalar yapılır gece boyu. Ben de bi aslan olarak katılırım her zaman" dedim. Şaşkın bi şekilde beni dinlemişti.

"Umarım bir gün yolumuz Galatasarayla kesişir o zaman" diyip göz kırptı.

Ah yavrum nerdee..

Uçaktan ilk ben indim kameramı hazırladım. O da indi ve taraftarı selamladı. Biraz taraftarı biraz Hakim'i çekip kamerayı kapattım.

Beraber havalimanına doğru yürüdük. İçerde yine bizi temsilci karşıladı. Hakimle sarıldılar beni de başıyla selamladı. Biraz sohbet ettikten sonra çıkışa doğru ilerledik. Üçümüz de siyah bir araca binip yola çıktık. Şuan Hakim'in de evi olmadığı için ikimiz de otelde kalacaktık.

Kısa yolculuğun ardından otele varmıştık. Odalarımız ayarlanmıştı ve karşı karşıyaydı. Temsilci bizimle vedalaşıp tekrar araca bindi. Biz de Hakimle asansöre bindik. Hakim'e baktığımda gözleri kapanıyodu nerdeyse.

"Çok mu uykun geldi"

"Eveet, birazdan uyuyacağım" dedi ve üstüme doğru düşüyomuş gibi eğildi. Ben de nolduğunu anlayamadığım için refleklesle kollarından tuttum.

"Korkma korkma düşmem ben, şaka yapıyodum" dedi ve kahkaha attı. Onun gülmesiyle ben de gülmeye başlamıştım. Büyülüyodu bu adam beni.

Büyülüyodu.. yine aynı hislere kapılmıştım. Ona karşı böyle şeyler hissetmem çok yanlıştı. Belki de hayatında biri vardır. Umarım yoktur. Varsa da beni ilgilendirmez zaten. Benim için idolden fazlası olamaz.

Ben böyle düşünürken kata gelmiştik. odalarımızın önüne geldiğimizde bana baktı "iyi geceler küçük hanım" dedi gülerek. Ben de "iyi geceler" dedim ama gülümesemem cok kısa ve küçüktü. Elimde olmadan ona da yansıtıyodum. Bi yandan da onu bi daha göremeyeceğimin üzüntüsü vardı. Odalarımıza girdikten sonra üstüme değiştirip kendimi yatağa attım. Artık düşünmeden rahat bi uyku çekmeliyim.



Selams ben geldim. Azra biraz salak biri ama onun yerinde kim olsa öyle düşünürdü bence. Günün son bölümü olsun artık parmaklarımı hissetmiyorum whdpwmdlwi. Beğenip yorum atarsanız çok mutlu olurum baayy 😙🤍

Alors Alors | Hakim ZiyechHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin