Sahilde oturalı baya olmuştu. Kafam yerindeydi fazla içmemiştim. Biraz oturup düşündüm, karar verdim. Biten bi ilişkiyi zorlamak saçmalık olurdu. Bu ikimize de zarar verirdi. Hakimle iki komşudan fazlası olmamalıydık. Bundan sonra da hereketlerime ona göre dikkat etmeliyim. Zaten çok çabuk unutan birisi için de hareketlerim sorun olmazdı bence.
Hava iyice soğumaya başlayınca daha fazla geç olmadan taksi çevirip eve gittim. İki gündür fazla alkol almıştım, alışkın olmadığım için bitkin düşürüyodu. Yarın da iş görüşmem olduğu için dinlenmem gerekiyodu.
Asansörden inip kapıyı yöneldim. Ben kapıyı açarken Hakim'in de kapısı açıldı. Her seferinde denk gelmemiz de tesadüf herhalde, anlamadık sanki.
"İyi eğlendiniz mi komşum, bu saatte geldiğinize göre" dedi. Ne alakaydı ki şimdi. Hesap mı vericez komşumuza.
"Hmhm çok eğlendim. Size de dert olmuş galiba bu saate kadar oturduğunuza göre" dedim imayla.
"Yoo ne derdi ben de eğleniyodum" dedi , eli ayağı birbirine dolaşmıştı. Fazla meraklısı değildim açıkçası istediğini yapabilir. Yapmış yapacağını zaten.
"İyiymiş ya iyi eğlenceler size" dedim içeri girip. Kapıyı kapatıcakken konuşmasıyla duraksadım.
"Nereye kadar böyle gidicek Azra" dedi. Nasıl gidiyodu ki.
"Nasıl gidiyo anlamadım"
"Böyle işte, iki yabancı gibi. Hep böyle mi devam edicek" dedi. Ne bekliyodu ki benden.
"Nasıl bi şey beklerdin Hakim. Kollarına atlamamı falan mı. Neysek öyle devam etmeli. Dediğin gibi, iki yabancı gibi"
"Böyle olmasını ikimiz de istemezdik sen de biliyosun. Bu kadar kolay kestirip atamazsın" dedi. Ben mi kestirip atmışım.
"Bana mı diyosun bunu Hakim. İlişkimiz bittikten 5-6 ay sonra kaç yıl önce şüphelendiğim kızla sevgili oldun. Ben mi kolay kestirip atmışım. Daha fazla uzatmaya gerek yok. Bittiyse zorlamanın da anlamı yok. Zaten uğraşamazsın benimle yük olurum.. İyi akşamlar komşu" dedim komşuya bastırarak. İnkar etmeye çalıştı ama dinlemeden kapımı kapattım. Dinlesem de bi şey değişmezdi benim için.
İçeri geçip duş aldım. Cilt bakımımı yapıp direkt yattım. Çok uykum gelmişti, yorulmuştum. Yarına dinç olmam gerekiyodu. Yatar yatmaz uyuyakalmıştım zaten.
Sabah alarmın sesiyle kalktım. Güneşin odaya vurması, kuş sesleri, gideceğim iş görüşmesi derken iyice romantize etmiştim anı.
Oyalanmadan kalkıp hazırlandım. Kombinimi dünden hazırladığım için hızlıca giyindim. Güzel bi kahvaltı yapıp son hazırlıklarımı yaptım. Gayet şık ve klasik giyinmiştim. Hazır hissedince evden çıkıp taksi çevirdim. Bu ara her yere taksiyle gitmeye de iyi alıştım.
Kulaklığımı takıp Sezen Aksu açtım. Küçüklüğümden beri Sezen dinlerken Galatasarayla ilgili şeyler düşünmek en çok rahatlatan şeydi benim için.
Tesislere varana kadar heyecanımı kontrol edebilmiştim ama arabadan iner inmez tekrar kalbim hızlanmıştı. Bi yandan dua okuyodum sürekli. Gözlerimi etrafta gezdirdim.
"Sakin kız hatim indirdin iki dakikada. Nur incek sahaya sayende" diyip güldü arkadan bi ses. İrkilerek arkama döndüm. Keremdi gülen. Nedense Kerem'i kendime yakın hissediyodum hep. Onun olması rahatlatmıştı.
"Kusura bakmayın heyecanımı bastırmaya çalışıyodum" dedim gülerek.
"Sorun değil anladım zaten. İş görüşmesine mi geldiniz" dedi.
