Çok Özledim Dön Desen

1K 49 107
                                    

İşe başlayalı iki hafta olmuştu ve bugün ikinci haftanın son günü bitmek üzereydi. Takımın akşam antrenmanı bitmiş, tesisten çıkmak için hazırlanıyolardı. Nicolo ile çıkışta yemeğe gitmek için sözleşmiştik. Nicolo'yu beklerken de yanımda olan makyaj malzemeleriyle makyajımı tazelemek istedim.

Berkan, Yunus ve Nicolo'nun ayrılması gündemdeydi. Bir hafta içerisinde güzel bi arkadaş grubumuz olmuştu. Kızların ilişkisi gayet iyi gidiyodu. Nicolo ve Sacha ile de iyi anlaşıyoduk. Özellikle Nicolo ile antrenaman sonrası farklı yerlere gidip geziyoduk. Kebap sevgisini hepimiz biliyoruz herhalde. Sürekli kebapçıya gitmek istiyodu.

Tabi her şey böyle güzel giderken içten içe üzen şeyler de vardı.

Hakimle sık sık karşılaşmıyoduk artık. Kendini geri çekmeye başlamıştı. Hakim dışardan ne kadar sert biri gibi görünse de içinde duygularını yoğun yaşayan biriydi. Haliyle benim tavırlarım kabuğuna çekilmesine sebep olmuştu. Bu duruma üzülüyo muydum.. evet.

Pişmanlık iyice yakama yapışmıştı. Gereksiz soğuk yapıyomuşum gibi, bi şansı daha hak ediyomuşuz gibi hissediyodum. Dengesiz davranmak istemiyodum ama içim içime sığmıyodu tekrar olmayı deli gibi istiyodum. Sesini, kokusunu, tenini her şeyini özlemiştim. Hakim'in de benden farksız olmadığına emindim ama tekrar kolayca terk edilme korkusu vardı.

Biraz yanlış gelebilir ama madem ben terk edilmekten korkuyosam aynı korkuyu o da yaşamalıydı. Bunun da tek yolu kıskançlıktan geçiyodu.

Kapının tıklatılmasıyla çantamdan malzemeleri çıkardım.

"Geliin" diye seslendim. Nicolo kapıyı aralayıp kafasını uzattı.

"Gelsene Niko" dedim gülerek. Niko ona taktığım lakap gibi bi şeydi. Ne yapayım Nicolo çok uzun geliyo Niko daha kolay. Kendisi de sorun etmediğine göre bi problem yoktu bence.

"Hazır mısın Azra" dedi.

"Yok daha değilim. Otursana ayakta bekleme" dedim. Kendini koltuğa atıp yayıldı. Arada bi diğer oyuncular da odama uğrayıp oturuyodu. Hem sağlıkları hakkında hem de hayat hakkında sohbet ediyoduk.

"Nasıl hala hazır değilsin yarım saat oldu" dedi.

"İşim vardı birazcık ondan" dedim. Yarım saat boyunca duvarı izleyerek Hakim'i düşündüm, diyorum ya canım önemli işler.

"Nasıl geçti antrenman, yoruldun mu" dedim.

"Çook yoruldum. Yemek yemek istiyorum" dedi. Bu haline gülüp çantamı topladım. Makyajım çok bozulmamıştı zaten ufak dokunuşlar yapıp bitirdim.

Beraber tesislerden çıkıp restauranta gittik. Hava yavaştan kararmaya başlamıştı. İş çıkış saati olmasına rağmen kalabalık değildi.

"Burda kebap yok Niko iyi misin kebapçıya gidelim mi" dedim dalga geçerek.

"Hayır daha fazla kebap duymak istemiyorum. En son yediğimizde neler olduğunu biliyosun" dedi. Kendimi tutamayıp kahkaha patlatmıştım. İki gün önce yediğimizde Berkanla iddiaya girip kaybeden Niko gaza gelip iki buçuk porsiyon yemişti ve sabaha kadar karnım ağrıyo diye mesajla darlamıştı beni.

"Seni uyarmıştım Niko sen kaşındın" dedim gülerek. Olacakları bildiğim için baştan uyarmıştım ama nafile, inadım inat diyip yemişti.

"Evet sonra da diyetisyenin önüne atmıştın beni" dedi. Gülmem daha çok artmıştı. Masamıza yakın oturanlar garip bakıyodu ama Niko'nun yanında rezil olmuyomuş gibi hissediyodum.

Yemeklerimizi yerken Aston Villa'ya kiralık gidebileceğini söylemişti. İkimizin de modu düşmüştü ama belli etmiyoduk. 2 haftalık bi arkadaşlık için saçma bi hüzündü ama insanın elinde değilki.

Alors Alors | Hakim ZiyechHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin