Bölüm 3: Anlaşmalı Evlilik.

72 9 9
                                    

Saat 9:30. İnşaata doğru yola çıktık, saat 9:50 inşaata geldik.
"Ooo ufaklık,10 dakika erkencisin,kuşlar mı uyutmadı?"
"Kapa çeneni,mekan benim istediğim saatte gelirim,hem siz niye 15 dakika erken geldiniz? inşaata girdiğimde kapının oradaydın? Adin,beni erkenden mi görmek istedi? Gerçi oda haklı,benim kadar güzel kız görse değil 15 dakika,1 saat önce gelmek isterdi."
"Susacak mısın artık ufaklık?"
Cevap vermedim.
Adin içeriye girdiğinde,dağınık alnına gelen saçlarıyla,yeşile çalmış gözleriyle ve siyah sweatshirt,gri eşofmanıyla oldukça.....oldukça....seksi görünüyordu.
Islanmış saçlarını eliyle daha çok karıştırdığında daha fazla seksi olmuştu.
"Noldu ufaklık? Daha az önce yer yüzündeydin,bir anda havalara uçtun bakıyorum?"
Giray güldüğünde,yaklaşık 10 dakikadır Adin'i izlediğimi fark ettim.
Hemen toparlandım."Ee," dedim Giray'ı duymazlıktan gelerek."İş ne? Anlatacak mısınız artık?"
Adin sözü devraldı;"Evet,artık anlatın şu işi,güzellik sıkıntısından beni izlemeye başlamış gibi duruyor."
Sinsice gülümsediğinde başımı önüne eğdim.Giray araya bıçak gibi girdi;
"Tamam anlatıyorum,bu iş düşün salonunda ve siz evleniyorsunuz."
"Ne?!"
Adin'le aynı tepkiyi verdiğimiz için birbirimize baktık.
Adin benden önce konuşup,"Olur! Ben evlenmeye hazırım,istiyorsan bu evliliği gerçeğe çevirebiliriz güzellik." dedi göz kırparak.
"Ben zaten işi kabul etmemiştim,bununla evlenmeyide kabul etmiyorum." terslediğimde,dudaklarını büktü.
Bana yaklaştı,aramızda bir kaç adımlık mesafe kaldığında cümleler ağzından döküldü;"Beni bu güzellikten mahrum etmeyeceksin değil mi?"
Ürperdiğimde onun hoşuna gitti ve geriye çekildi.
"Ee işi anlat artık."
dediğimde Giray,"Tamam tamam anlatıyorum,düğün salonuna benim adamlarım,Adin'in adamları ve Nil'in adamlarıyla beraber gireceğiz.En güçlü adamlarınızı seçin."Benim bütün adamlarım güçlü.." diye mırıldandığımda bana döndü."Olabildiğince dikkat çekmemeli ve ayrı yerlerde oturmalıyız. Siz ikiniz,Adin ve Nil.İkinizi adından tanıyabilme ihtimali yüksek olduğu için farklı isimler vereceğiz."
Sözünü yarıda kestim.
"İyi de Adin'in de benimde ismimiz hiç
bir yerde geçmedi?Nereden anlayacak?"
"Nil," dedi şakaklarını ovarak,
"Adin'in adını nereden öğrendiğimi sanıyorsun? Belki tanıyorum diyerek zorla öğrendim polislerden.Adin başka bir cinayette sahte isimliğini bırakmak yerine gerçek isimliğini bıraktı,bir polis bunu buldu ama yüzünü kimse görmediği için kim olduğunu bilmiyorlar.Anladın mı?"
Anladım,diyerek mırıldandığımda başını salladı.
"Siz normal gelin ve damat olun yeter. Nil senin adın Güneş,Adin senin adın Göktuğ. Nil,sen benim kızımsın,annen doğduğunda seni terk etti,Adin senin ailen seni terk etmiş,annen ve babanda yok.Sizin düğününüze bir konuk gelecek adı;Harun Özgün.Bu size bahsettiğim sapık,Nil sinirleneceğini biliyorum ama bu adam çocuk t-"
"Tamam! Yeter! Bu adamın ne boklar yediğini biliyorum ve senden duymak istemiyorum." Adin yanındaki adama aynen şöyle söyledi;"Sinirlendi küçük hanımım." Sorgulamadım,duymazlıktan geldim. "Düğünlerde pasta dağıtılıyor bunu bilmeyeniniz yoktur.O adamın pastasına ilaç katacağız,titremesine sebep olan,alerjisi olan ilaçtan,Cem bunu sen yapacaksın, adam bayıldıktan sonra biz adamı arazide saklayacağız,Nil daha sonra sen fenalaşacaksın,rol gereği.Adin sen onu kucaklayacaksın ve araziye geleceksiniz. Düğün 11'de bitiyor zaten ama aksilik çıkarsa herkesin hızlı bir şekilde çıkmasını sağlayacağız. Ve bu iş yarın.Gelin damat olduğunuz için saat 7'de konum attığım düğün salonuna geleceksiniz." Adin sözü devraldı:"Bana uyar,bu cinayet işlemiş ellerimin," bana baktı. "bu güzel vücuda değmesi harika olacak."Gözlerimi devirdim."Susar mısın? Harun yerine sapık diye seni bıçaklayacağım.Bana yavşamayı kes artık." "Tamam güzelim,sen iste yeter." sinsi bir gülüş attı. Giray konuşmaya geçti;"Şimdi gidin başbaşa kahvaltı yapın,aslında başbaşa değil Harun sizinle görüşecek,hayırlı olsun diyecek." "Düğünde dese ya neden şimdi?" diye mırıldandım, Adin;"Bana mı seslendim güzelim." dediğinde Giray'da bıkmış olacak ki;"Lan kaşla göz arası kıza yavşıyorsun yeter artık ben kusacağım,ergen ergen davranma Adin,sen nasıl katil oldun anlamadım ben." Sözü devraldım;"Aynen katılıyorum.Kaprisli ergen." Adin kahkaha attığında "Hadi güzelim, eve geçelim üstümüzü değiştirelim,malum başbaşa kahvaltıya gideceğiz,yarın da düğünümüz olduğu için eşofman ve sweetle gitmek istemeyiz değil mi?"
"Ha bu arada." Giray her zaman ki gibi konuşmamızı böldü."Gelinlik ve damatlığı evlerinize bıraktık.Nil sende öldürücekmiş gibi bakma herkese." Başımı salladım.Giray yine konuştu;"Ne bekliyorsunuz hadi eve gidin." Ve inşaattan ayrıldık. Hava soğuk ve karlıydı.Yarın sahtede olsa evleniyordum,eve girdiğimde salona geçtim,beyaz giymekten nefret ederdim ve düğünde beyaz giyiyordum.Zarif bir gelinlik seçmişlerdi.Beyazdan nefret etmeme rağmen o kadar güzeldi ki..Kahvaltıya geç kalacağımızı hatırlayıp giyinme odama geçtim.Siyah uzun kollu dizlerime kadar gelen bir elbise giydiğimde hazırdım.Siyah topuklu ayakkabılarımı giydiğimde kapı çaldı.Siyah çantamı ve telefonumu aldığımda kapının önüne çıktığımda kimi göreyim:Adin!
"Selam bebek." Gözlerimi devirdim;"Sen bu işi çok ciddiye aldın,dikkat ette aşık olma Adin.Biz cinayet için evleniyoruz,farkında mısın?" "Farkındayım güzelim," yüzüme yaklaşıp sakallarını yüzüme sürttü;"Sana aşık olmadığımı kim söylemiş?" Bu ürpermeme neden olduğunda:"Aşık olma,ben kimseye aşık olmam,sevginde aşkında tek taraflı kalır,üzülürsün." "Büyük konuşma küçük hanım.Aşık olunca görürüz." sinsice gülümsedi,Adin yine ve yine çok seksiydi.Jilet gibi siyah takım elbisesiyle çok çok yakışıklıydı.Ayağındaki siyah botları onu daha fazla seksi gösteriyordu. "Ee hadi ama," beni taklit ederek;"Sen bu işi çok ciddiye aldın Nil,Biz cinayet için evleniyoruz,farkında mısın? Beni süzerken ağzının suyu aktı." Güldüğümde "Hadi hadi,kahvaltıya geç kalacağız." dedim onu duymazlıktan gelerek. Arabaya bindiğimizde,hiç konuşmadan Giray'ın attığı konuma gittik. Gittiğimizde Harun Özgün gelmiş ve orada oturuyordu. Rolümüzün gerçekçi olması için el ele tutuşmalıydık,ben nasıl elini tutacağım diye düşünürken Adin elimi tuttu ve kulağıma eğilip;"Elini tutmak benim için zevk küçük hanım.Bir daha elimi tutmayı düşünme,direk tut." dedi ve alnıma narin bir öpücük kondurdu.Elimin tersiyle silemezdim,teknik olarak şu andan itibaren evliydik. Gülümseyip bende onu kendime çektim;Öpücüğün intikamını alacağım küçük bey." dediğimde "küçük bey" diyişim hoşuna gitmiş olacak ki tebessüm etti.Harun Özgün "Ooo hoşgeldiniz,hoşgeldiniz!" dedi yapay bir sevinçle."Hadi geçin acıkmışsınızdır." Adin ve ben hiç bir şey yemeyecektik,Giray yemeklerden yemeyin demişti."O kadar mutluyum ki evleneceğiniz için,tebrik ederim çocuklar!" deyip beni kendine çekip sarıldı. Adin'i görebiliyordum,ellerini yumruk şeklinde tutmuştu,o kadar çok kendini sıkıyordu ki kollarındaki damarlar belirginleşmişti.Dişlerinide sıkmaya başladığında Harun'dan ayrılıp."Teşekkür ederiz." deyip Adin'in yanına geçtim.Yavaşça koluna girdiğimde damarları yok oldu,dişlerini serbest bıraktı,yumruğunu gevşetti."Hey,sakin ol oğlum,karına zarar vermeyeceğim.Sadece sarıldım."Kollarını açtı,"Gel sanada sarılayım,"Adin yavaşça kolumdan çıktı,Harun'un kolları havada asılı kaldı ve elini sıktı.Adin yanıma gelip;"Otur güzel kızım." dediğinde sandalyemi çekti.Ben oturduğumda oda oturmuştu."Ee çocuklar,nasılsınız?" "İyiyiz." deyip kestirip attı Adin.Ben devan ettirdim;"Teşekkür ederiz,iyiyiz,siz nasılsınız?" "Teşekkür ederim kızım,bende iyiyim." Kızımmış,nerden kızın oluyor şerefsiz,diyen Adin'in koluna tekrar girdim. "Adin,sevgilim.Sakin ol." Kolları tekrar gevşedi."Çocuklar,yarın düğününüz var,hazırlandınız mı?" Adin söze girmeden ben girdim."Evet,hazırlandık,Siz hazırlandınız mı?Bizim için çok önemli bir misafirsiniz,sizi önemsiyoruz." dedim yapay gülümsemeyle."Ah,güzel kızım,evet hazırlandım saat 8'de orada olurum,"Telefon çaldı."Efendim Barış?Ha tamam tamam geliyorum,nasıl unuttum ben onu ya,tamam görüşürüz."Telefonu kapatım cebine koydu;"Hayırlı olsun tekrardan,önemli bir işim çıktı,gitmek zorundayım,mutluluklar dilerim." Kaşla göz arasında beni tekrar kollarının arasına çektiğinde bu sefer kollarının arasından kurtulamıyordum,işin kötü yanı Adin yine dişlerini sıkmaya başlamış,damarları belirginleşmiş,her an yumruğu Harun'a geçirecek gibiydi.Ben Harun'un kollarından ayrıldığım sırada,Adin yumruğu Harun'un burnuna geçirdiğinde bir kırılma sesi duydum. "Benim karıma dokunmayacaksın anladın mı!? Senin ananı avradını sülaleni gözününün önünde-" diye söze başlayan Adin'in koluna girdiğimde sakinleşmişti."Senin şu narin ellerin," dedi bana bakarak."Beni sakinleştiriyor,sadecede beni sakinleştirsin." Harun yerde kanlar içinde yatarken Adin'in koluna girdim ve arabaya doğru yürüdük.İçeri girdiğimizde kimse yoktu,erken olduğu için kimsenin olmadığını düşünmüştüm fakat çıkarkende kimse yoktu,anlaşılan mekan kapatılmıştı."Bir daha,hiç kimseye sarılmayacaksın küçük hanım.Kocan olarak buna izin vermiyorum." boğazını temizledi."Yani,bir kaç günlüğüne." Arabaya bindiğimizde hemen Giray'ın evine gittik. "Adin!" Giray sinirliydi. "Efendim?" Hiç bir şey olmamış gibi davranan Adin Giray'ın daha fazla sinirlenmesine sebep oldu;"Harun'un burnunu kırmışsın,gözünü morartmışsın!Neden yaptın?Ben seni adamı döv,anasına söv diye mi gönderdim?!" Adin'in damarları belirginleşmeye başlamıştı,dişlerini sıkarak;"O adam benim karıma dokunmayacaktı Giray,anladın mı?" Giray sinirliydi,Adin'in gerçekten evlenmişiz gibi davranması daha çok sinirlenmesine sebep oldu;"Adin,farkında mısın bilmiyorum ama siz cinayet için evlendiniz.Gerçekten evlenmediniz,bunun farkına var.Derhal." Adin'in koluna girmem fayda etmiyordu;"Bana,benim liderimmiş gibi davranma,Cinayet için geldim buraya senin kölen olmak için değil.Anlamadıysan,anlatmasını bilirim." "Adin!" dedi dişlerini sıkarak."Bu cinayet işi çözüldükten sonra Nil ile görüşmeyeceksin.Senin yüzünden benim başım belaya giriyor.Anladın mı?!" "Sen kim oluyorsun da Nil ile görüşmemi istemiyorsun?! Ne hakla Giray? Ne hakla?Bu cinayetten sonra seninle görüşmeyeceğiz zaten,başında belaya girmez.Anladın mı?!" Konu bana gelince Adin'i sakinleştirmem imkansız hâle geliyordu."Adin,lütfen." Adin,Giray'ın üstüne yürümeye başladığında Giray geriye çekildi,Adin,Giray'dan uzun olduğu için Giray'ın tırstığını fark etmemek imkansızdı."Adin,lütfen!"daha yüksek sesle bağırdığımda beni duymuyordu.Bağırmam fayda etmiyordu. Adin'in koluna girip hiç beklemediğim anda Adin bana sarıldı,Giray'ı itti.Giray sendeledi,yere düştü. Benden çok daha uzundu vücüduna gömülmüş gibiydim. Amber kokusu ve sigaranın sert kokusu birbirine karıştığında büyülenmiş gibiydim."Adin! Evimden defol! Yarın bu cinayet bittikten sonra bir daha görüşmeyeceğiz!Bu cinayetten sonra sana yardım etmeyeceğim!" Adin elimden tutup dışarı çıktığında neler olduğunu anlayamamıştım.Giray Adin'le işbirliği içinde miydi? Arabaya bindiğimizde hiç beklemeden söze girdim;"Adin,Giray'la işbirliği içinde misiniz?Sana bir daha yardım etmeyeceğim derken neyden bahsediyordu?Sen,bir daha görüşmeyeceğiz derken neyden bahsediyordun?Anlatacak mısın?" Adin'le konuşurken önünü alamadığım bir heyecan ve ses tonumda yumuşama oluyordu.Adin biraz daha rahatlamış gibiydi."Biz," söze girdi."Giray'la uzun zamandır işbirliği içindeyiz.Cinayetlerimin çoğunu onunla yaptım,içinde onun desteği vardı.Biliyorum,Giray cinayet işlemez,katil değil.Peki ne iş yaptığını biliyor musun?Hiç düşündün mü?Bu kadar parayı nereden kazanıyor?Benimle ya da diğer katillerle yaptığı işlerle kazanıyor,bunu hiç açık etmedi değil mi? Çünkü yakalanmaktan korkuyor.Bunu adamları dahil hiç kimse bilmiyor Nil.Benim seninle tanışmamı sağlayanda Giray'dı.Giray kendi çıkarı olmadığı sürece hiç bir işe yardım etmez Nil,parmağını bile kaldırmaz.Belki işleri Vural getirmesini istiyor bilmiyorum.Giray'la düşman olduğunuzu biliyorum,ona rağmen sana iş getiriyor çünkü seni parmağında oynatmak istiyor,bunu başaramayacağının farkında fakat onu zorlayan birisi var.Giray aslında birilerinin zoruyla iş yapmaz,ya bu işin sonunda çok para kazanacak,lakin beceremezse çok para kaybedecek.Ancak bunun için bu kadar zamandır uğraşır."Şimdi yavaş yavaş anlamaya başlamıştım.Giray'ın sürekli benimle uğraşması,bana iş getirdiğini söylemesi,sürekli bir yere götürmeye çalışması bunun içindi.Belkide benim hakkımda çok büyük bir sır biliyordu."Peki ya neden kabul etti böyle bir işi?" Gözleriyle bana döndü;"Dedim ya;Para.Giray'ın bu hayatta para için yapamayacağı hiç bir şey yoktur."Yıllar geçmişti bu olayların üstünden.Demek ki hâla benim için planları vardı. Adin tekrar söze girdi;"Giray'ı zorlayanın kim olduğunu bilmiyorum.Zorlandığı için sürekli sana iş getiriyor,abisinin sana aşık olması falan bahane,evet belki seni seviyor,belki sana aşık ama Giray'ın sana iş getirmesinin sebebi bu değil,birisi Giray'ı zorluyor.Yani Giray senin sandığın kadar masum değil.Anladın mı?" Anlayamamıştım,bir şeyler oturmuyordu.Ya benim yaşadıklarım,o adamın beni süründürmesi? Bunları Giray mı istiyordu?Giray,bana bunları yaşatması için Vural'a söylediyse ve Giray Vural'ı zorluyorsa?Ve şimdi işler tersine döndüyse? Kafam allak bullak olmuştu,Ne yani yıllarım yalan mıydı?Adin'e de güvenmiyordum,belkide başka planları vardı?Nerden bilebilirdim?"Sana neden güveneyim?Bana yalan söylemediğini nerden bilebilirim Adin?" "Sana yalan söylediğimi düşünüyorsan,Giray sana iş teklif ettiğinde kabul et.Fakat kabul ettiğinde,bunu canınla mı ödersin yoksa o adamın evinde tekrar mı sürünürsün,bilemem Nil." Arabayı sert bir şekilde durduğunda benim evime geldiğini farketmiştim."Adin.Neden benim evimdeyiz?Sen evine gitmeyecek misin?" "Giray mesaj yazmış,Nil'in evine gidin,bende geliyorum bu gece orada kalacağız." Ne yani benim evimde 3 kişi mi kalacaktık? "Ne! Giray'ı arayacağım." Telefonu elime aldığımda Giray arıyordu bile. "Nil,senin evine geliyorum,bu gece orada kalacağız." "Neden? Kendi eviniz yok mu?" "Harun'un adamları sizi takip etmiş,bunu Adin'e mesaj olarak yazmıştım,eğer aynı evde kalmazsanız şüphelenir." "Sen niye geliyorsun Giray?" "Ee bende kalacağım,sonuçta sahtede olsa babanım." Sert bir şekilde telefonu yüzüne kapattığımda öfkeliydim.Arabadan inip eve doğru ilerlediğimde Adin'de peşimden geliyordu.Ev tek kişi için tasarlanmıştı ve normal olarak tek bir yatak vardı.Ben ikisini eve nasıl sığdıracağım diye düşünürken mutfaktan bir kırılma sesi geldi.Dehşetle mutfağa gittiğimde Adin'i gördüm.Tezgaha yaslanmış,yerde kırılan tabak yokmuş gibi portakal yiyordu."Portakal," portakal uzattı."Kış mevsiminde iyi gelir,vitamin deposu yer misin?" "Yemem Adin,yemem bi an önce şu düğün bitsede evine mi gidiyorsun nereye gidiyorsun gitsen." Portakal'ı tezgaha bıraktı. Tezgahla beni arasına sıkıştırdığınsa saçımı geriye attı."Bu evlilik yakında gerçek olacak Nil.Bekle ve gör." Amber ve sigaranın sert kokusu burnuma dolduğunda rüyalar alemindeydim.Hemen etkisinden çıkıp tabak parçalarını toplamaya başladım,Saat 18:00'dı,19:00'da düğün salonunda olmalıydık.Kapı çaldığında Adin'e seslendim;"Adin kapıya bakar mısın? Saat 18:00 olmuş gelinliğimi giymeye gidiyorum,sende damatlığını giy." Kapının açılma sesini duyduğumda kapıyı sertçe kapattım.Yaklaşık 10 dakikada hazırdım,şimdi ise gelin makyajı yapmalıydım.Hep siyah tonları far sürdüğüm için renkli makyaj yapmaya alışık değildim ama bir şeyler uydurmaya çalışırdım.15 dakika sonra makyajımı bitirdiğimde saçımı yapmak için hazırdım.Güzel bir topuz yaptığımda,kapı çaldı,gelen Adin'di."Hazır mısın güzelim?"
"Hazırım,hazırım hadi çıkalım saat 18:40 olmuş." dediğimde Adin'e bakmadığımı fark ettim.Gözlerimi Adin'e çevirdiğimde siyah damatlığıyla o kadar yakışıklı görünüyordu ki..Büyülenmemek elde değildi.Hiç beklemediği anda elini tuttuğumda,şaşkınlığını gizlemeye çalışıyordu,başarılı olduğunda elimi sıkıca kavradı."Hadi güzelim,çıkalım." Giray'da kapının orda bizi bekliyordu;"Ee sizde iyice ergenlere döndünüz yeter.Çıkalım artık." "Tamam hadi çıkıyoruz."
Yaklaşık 15 dakika sonra düğün salonundaydık.İçeride adamlarımızdan başka kimse yoktu.Ortalık kalabalıklaşmaya başladığında Harun'u beklemeye başladık,çok zaman geçmeden oda geldiğinde nikah masasına oturduk.Sahtede olsa evleniyordum,çok olmasada heyecanlıydım.Adin kulağıma eğildi;"Bu düğünü bir de gerçek olduğunda gör küçük hanım." göz kırptığında bende onun kulağına yaklaştım:"Gerçek olmayacak küçük bey." Nikah memuru geldiğinde herkes dolu gözlerle bizi izliyordu,bu kalbimin hızlanmasına ve heyecanlanmaya başlamama sebep oldu.Nikah memuru söze girdi;"Siz Güneş Hanım,Göktuğ Bey'i eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
Mikrofona eğildim;"Evet." Alkışlar koptuğunda tekrar söze girdi;"Peki siz Göktuğ Bey,Güneş Hanımı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" Mikrofona yavaşça eğildi;"Evet!" Bu kadar çoşkulu olmasına anlam veremiyordum.Alkışlar tekrar koptuğunda Giray'ın bana doğru geldiğini gördüm,yanıma geldiğinde;"Sana elimi salladığımda Adin'in koluna gir ve fenalaşma rolünü oyna.Tamam mı?" Başımı salladım. Harun ortalıklarda değildi,demek ki Giray'ın adamları Harun'la beraber arazidelerdi.15 dakika sonra Giray elini sallamaya başladığında Adin'in koluna girdim;"Adin fenalaşma rolünü oynuyoruz,hadi." Başını salladığında gözlerim kapanmaya başladı, yüksek sesle;"Güneş!Noldu?Neden böylesin? Ne oldu Güneş?" Adin'in kollarının arasına yığıldım.Herkesin korku dolu çığlıklarını işitebiliyordum.Adin'in ayağa kalktığını hissettiğimde,gözümü yavaşça açtım,hiç kimse kalmamıştı,Adin koşarak dışarı çıktı."Hadi güzelim,kalk geldik araziye." Kucağından indiğimde Harun elleri,ayakları bağlanmış bir şekilde diz çöktürülmüştü."Evet,"konuşmaya girdim,"o küçücük çocuklara taciz ederken,için hiç sızlamadı değil mi?İnanır mısın? Ben de sana işkence çektirirken içim hiç sızlamayacak." soğuk ses tonum,benim bile irkilmeme sebep oldu.Silahım geldiğinde,kafasına doğrulttum;"Şimdi,son sözlerini söylemene fırsat vermeden seni öldüreceğim."Başı eğikken;"Nil,bırak beni lü-" Bir el silah sesi yankılandığında,hala hayattaydı,o çocuklara bunları yaşatanı tabikide bu kadar kolay öldürmeyecektim."Ee nasılsın?İşkence çektirmeden öldüreceğimi düşünmen çok büyük aptallık Harun." İlk önce o adamın beni süründüğü gibi süründü.Daha sonra soğuk suya soktum,ardından sıcak suya,en son olarak üzerine çamaşır suyu döktüğümde acı bir haykırış yükseldi.En sonunda bütün kurbanlarımın bana yalvardığı gibi öldürmem için erimiş derileriyle ayaklarıma kapandı,silahla 5 kez kafasına sıktım,geriye kalan işi Adin'e bıraktım.Adin bıçakla içini açtığında gölet kenarına hayvanlara yem olması için oraya bıraktı,eve gittiğimizde bir şerefsizi daha hayattan sildiğim için çok mutluydum,eldivenlerimi poşete koyup asitle yaktığımda,daha sevinmiştim.Giray yorgun bir şekilde eve geldi,kendini salondaki kanepeye attığında;"Nil,eve gidecek halim yok o yüzden burada kalacağım." dedi ve fikrimi sormadan uyuyakaldı.Salonda bir koltuk olduğu için Adin'i nereye yatıracağımı düşünürken beni yatak odama çekti;"Bir oda var ve tek bir yatak.Biz iki kişiyiz." dedi sinsi bir gülüşle."Benimde çok uykum geldi,hadi yatalım." "Ölsem seninle yatmam Adin.Şimdi dışarı çık üstümü değiştireceğim."Dışarı çıktığında kapıyı sertçe kapattım,üstümü olabildiğince yavaş giydiğimde Adin hazırlanmış kapıyı tıklatıyordu."Hadi artık hadi.Uykum var." Kapıyı açtığımda benide yatağa çekti,amber ve sigaranın kokusu burnuma dolduğunda uyumamak için ne kadar uğraşsamda uyuyakaldım.Kapı açık uyumuştuk ve Giray odaya girmiş bizi fotoğraflamıştı! "Ulan ergenler,uyuyakalmış gibi numara yapıyorsunuz bir de! Kalkın! İş var iş!" İkimizde kalktığımızda,küçük kızın yanına gitmediğini hatırladım.Onunla alakalı çok şey öğrenmem gerekiyordu.Naz ve küçük kızı kahvaltıya çağırabilirdim,evine çağırmazdım ama kafede oturup konuşabilirdik."İşimiz varsa biraz geç geleceğim,işim var benimde." Adin bana döndüğünde söze girdi;"Ne işin varsa bende geleceğim,itiraz yok Nil." Kabul etmek zorundaydım.Telefonuma uzandığımda Naz'ı aradım.Kahvaltıyı kabul ettiğinde Adin'e hazırlanmasını söyledim.Siyah pantolon üstüne dar siyah uzun kollu tişört giydim,üstüme siyah trençkotumuda aldığımda hazırdım.Adin'de hazırlanmıştı,Siyah gömlek altına, pantolon giymişti.Yine çok yakışıklıydı.Arabaya binip vardığımızda çoktan gelmişlerdi.Küçük kız bana koşarak geldi,sarıldı."Bu abi,eşin mi?" Şaşırdığımda,küçük kız tarafından bakıldığında gerçekten karı-koca gibi göründüğümüzün farkındaydım.Adin,kızın boyuna indiğinde;"Evet,ben ablanın eşiyim.Tanışalım mı?"dediğinde çocuklara karşı yaklaşımını görünce duygulandım.Babasından korktuğu için Adin'den korkması normaldi."Tamam." dedi heyecanlı sesle."Tanışalım.Ben İlayda.Babam," dedi duraksayarak.Duymak istemediğim o cümleyi kurdu;"Bana çok kötü davrandı,ama benim babam olduğu için onu hala seviyorum."Kalbim acı içinde haykırdı,yüz bin parçaya bölündü,o adamın yüzü karşıma geldi,sesim titredi."Sen?" Söze girdi;"Ben Adin,babam ve annem nerede bilmiyorum."Adin'in benden gizlediği bir şeyi daha öğrenmiştim.İlayda bir anda söze girdi;"Ben babamın kucağına hiç oturmadım,senin kucağına gelebilir miyim?" Adin hiç beklemeden İlayda'yı kucağına aldığında,sandalyeye oturdular.Konuşmaya gireceğim sırada bir ses duyuldu,silah sesi.Naz acı içinde haykırdığında kan olmuş eliyle karnını tutuyordu.Bir cümle daha babamı öldürdüğüme sevinmeme sebep oldu;"Bebeğim!Hayır,hayır,hayır olmaz! daha 20 günlüksün olmaz!" Adin,İlayda'yı bana verdiğinde,Naz'ı kucakladı.Hızla çıkış kapısına koşarken silahla o adamı gördüm.Amcam.Yıllarca bana işkence çektiren o adam.Taciz eden o adam.İlayda'ya zarar vermemesi için hızla dışarı koştuğumda,bir silah sesi daha patladı ve Naz daha çok haykırdı.Kalbim acı içinde kıvranırken,yere yığıldım.Son sözüm Adin'eydi;"İlayda'yı al,ona zarar vermesin."Ve gözlerim kapandı.

Karanlığın GüneşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin