5. Bölüm

268 16 16
                                    

"Abi nolursun yapma lütfen abi vurma! Bir daha yapmayacağım abi! Baba! baba lütfen abime bişey de bir daha odasına girmeyeceğim vurmasın lütfen!"

Babam elindeki gazetesinden gözlerini çekip göz ucuyla bana baktı ve gazetesini okumaya devam etti.

"Ne yaparsan yap Volkan umrumda değil bu kız annesi gidince daha yaramaz oldu. Bu kızı da yanında götürseymiş ne olacakmış sanki orospu!"

"Anneme öyle deme baba o çok iyi birisi sadece para kazanmak için gitti o hiç bişey yapmadı!"

Babam elindeki gazeteyi bırakıp yerinden kalktı ve bana doğru gelip karnıma bir tekme de o attı."

"Sen gerizekalı mısın anlamıyor musun gitti annen olacak kadın bıraktı seni ne parası seni sevmiyor gitti bir daha gelmeyecek! Biz de sevmiyoruz seni biraz daha büyüyüp siktir olup gideceksin zaten bu evden."

"Hayır annem gelecek, hayır annem gelecek. Annem beni seviyor, annem beni seviyor. Bırakmadı o beni hayır, bırakmaz o beni..."

"Selin, Selin, Selin kalk hadi! Kabus görüyorsun kalk hadi."

Uyuduğum yerden sıçrayarak kalktım. Etrafıma baktığımda hala uçaktaydık ama herkes kalkıyordu. İstanbul'a gelmiş olmalıydık.

"Selin iyi misin bebeğim? Kabus mu gördün?"

"İyiyim Melis iyiyim. Kabus gördüm önemli bişey yok, merak etme."

"Peki zorlamıyorum seni daha fazla kötü hissettirmemek için ama istediğin zaman gelip bana anlatacağını biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum aşkım biliyorum. Teşekkür ederim zorlamadığın için."

"Ne teşekkürü ya, her neyse hadi kemerini açta inelim geldik."

Kemerimi açıp ayağa kalkacakken her yerimin uyuştuğunu hissettim. Biraz gerindikten sonra ayağa kalktım ve yukarıdaki bölümden bavulumu aldım. Melis de bavulunu alınca uçaktan indik.

"Melis ben acıktım şurada bir yerde yemek yiyelim. İleride bir cafe var bak oraya gidelim hadi."

Melis kafasını sallayarak beni onayladı ve cafeye doğru ilerlemeye başladık. Kafeye girince iki kişilik bir masaya oturduk ve siparişimizi verdik. Ben hamburger ve kızartma isterken Melis ise tok olmalı ki limonlu cheesecake sipariş verdi. Ben hamburger iki tam yemeye başlarken yanıma 13 14 yaşlarında bir erkek çocuk geldi.

"Selin abla ben senin çok büyük hayranınım lütfen fotoğraf çekine bilir miyiz ve imza alabilir miyim?"

"Tabii ki çekine biliriz gel bakalım. Adın ne senin?"

Fotoğraf çekindikten sonra ceketinin cebinden küçük bir not defteri çıkarttı ve bana uzattı.

"Ares Selin abla. Çok teşekkür ederi-"

"Ares hadi gidiyoruz."

Benim yaşlarımda birisi daha geldi.

"Ares hadi abim gidiyoruz. Üzgünüm kim olduğunuzu da bilmiyorum ama Ares sizi görünce bi anda koşmaya başladı, ne olduğunu anlamadım. Size rahatsızlık verdiyse onun adına özür dilerim."

"Yok önemli değil beyefendi. Ben Selin, Selin Alaca. Şarkıcıyım Ares de imza istemek ve fotoğraf çekinmek için gelmiş. Rahatsızlık vermedi yani."

"Memnun oldum bende Ege. Tekrardan özür dileriz. İyi günler Selin Hanım"

"Bende memnun oldum Ege Bey özüre gerek yok. Size de iyi günler."

Ege Bey ve Ares kafeden çıkıp uzaklaştılar. Melis bana bir bombastic Side eye bakışı atınca ne olduğunu anlamadım.

"Ne oldu Melis niye öyle baktın şimdi?"

"Sen normalde hiç birisi ile böyle tanışmazsın ve seni tanımaması çok garip değil mi?"

"Bilmiyorum Melis belki sosyal medyayı çok fazla takip etmiyordur. Herkes beni tanıyacak diye bir şey yok ya."

"Öyle olsun bakalım."

O kadar sinsi bakıyordu ki kesin içinden bir şeyler geçiyordu.

Ben hamburgerimi Melis ise limonatasını bitirince ücreti ödeyip kafeden çıktık. Otogardan çıktıktan hemen sonra bizi almaya gelecek olan şoför geldi, arabaya bindik.

Kalacağımız eve geldiğimizde arabadan indik ve evin bahçesine girdik. Şoför bavulları arabadan aldıktan sonra yanımıza geldi, anahtarı cebinden çıkarıp kapıyı açtı. İlk biz şoför ise arkamızdan bavullar ile geldi, içeriye girip bavulları bıraktı ve geri çıktı.

"Ne kadar kalacağız burada Melis?"

"Sanırım 2 ay"

2 ay deyince bir an şaşırdım, ilk defa bir yerde bu kadar uzun kalıyorduk.

"Neden bu kadar uzun?"

"Sanırım hem klip çekimi hemde reklam çekimi yapacakmışsın ama yine de bu kadar süre fazla ben öğrenip sana söylerim."

"Tamam aşkım."

Yanına giderek koluna girdim ve evi gezmeye başladık. Uzun bir holden geçtikten sonra sol tarafta geniş bir salon vardı ve amerikan bir mutfak. Amerikan mutfak olmasına sevinmiştim çünkü nedensizce amerikan mutfaklar çok hoşuma gidiyor. Salondan çıkınca karşımıza lavabo çıkıyordu. Alt katta son bir oda vardı o da sanırım misafir odasıydı.

Oradan da çıkıp üst kata çıktık. Merdivenlerden çıkar çıkmaz karşımızda bir oda çıktı. Onun yanında da bir oda vardı. İlk karşı taraftaki odaya girdik. Geniş, ferah, balkonu ve son olarak ebeveyn banyosu vardı. Bu odadan çıkıp diğer odaya girdik. Burası da aynı şekildeydi.

"Melis bana fark etmez sen hangi odayı istersen oraya geç, bende diğerine geçerim zaten ikisi de aynı."

"Bana da fark etmez ki. Neyse ben buraya geçiyorum sen diğerine geç o zaman."

Ona elimle tamam işareti yapıp aşağıdan bavulumu alıp tekrar yukarı çıkıp odama girdim. İlk önce telefonumu sessize aldım ve valizden pijamamı çıkarıp üstümü değiştirdim ve kendimi direk yatağa attım. Nasıl olsa yarın dolabımı yerleştireceğim.




Biliyorum bölümler çok sonra geliyor ama yazmayı çok sevdiğim halde üşeniyorum kdbxkznxlsn. Ama bundan sonra düzenli gelecek. Söz veremem ama inşallah yani.

Kendininze iyi bakın görüşmek üzere ve bölümler her hafta pazar günü gelecek (gelirse).
Son olarak oy vermeyi unutmayın 10'dan fazla yorum ve 10'dan fazla oy gelirse daha sık bölüm atacağım.

Selin AlacaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin