Asya Kara'dan
Minik müvekkilim ellerinde kelepçelerle karşımda oturmuş umursamaz bir tavırla suratıma bakıyordu.Mavi gözleri, kumral saçlarıyla oldukça güzel bir kız çocuğuydu ellerine büyük gelen kelepçelere baktım ve yanında bekleyen polise gözümle minik bir işaret verdim. Küçücük bir kız çocuğu ne yapabilirdi ellerinde kelepçe olmadan?? Sorgu odasında 15 dk'lık bir görüşme ayarlamıştım . Ayağa kalktım eteğimi hafifçe aşağıya çekiştirdim ve sandalyemi geriye ittirdim. Minik müvekkilim donuk bakışlarını benim suratıma çevirdiğinde acısını kalbimin en uç ,en ücra köşesinde hissettim. Ve dizlerimin üzerine hafifçe çöktüm.
Ellerini ellerimin arasına aldım ve "Hadi prenses anlat bana , söyle derdini ablanım ben senin ,istersen annende olurum ama anlat bana kurtarayım o minik kalbini o bataklıktan ,ver elini birkere bırakmayayım birdaha, ama izin verde kurtarayım seni" kelimeler benden bağımsız dökülüyordu dudaklarımdan .
Evet kesinlikle bu kızla aramda bir çekim vardı . Yakın hissediyordum kendimi ona karşı . Minik müvekkilim ona adıyla seslenmemi istemiyordu hatta ve hatta dosyasında adını bile yazmamışlardı neydi bu kızın sırrı ??
Neden herşeyden çok adından nefret ediyordu bu kız , bu yaşta neden herşeyden nefret ediyordu . Dosyasında taciz ve cinayetten dava açılmıştı fakat o minik ellerde kan görmüyordum. ben bile birini öldürmüş olabilirim ama o kız asla er yada geç kurtarıcaktım onu . Sessizce yüzüme bakan kızın gözlerinin mavisinde adeta boğuluyordum sanki o da benim gözlerimin yeşilinde tutulmuş gibi bakıyordu ama ben gözlerim babama benzediği için herkesin sahip olmak istediği o yeşil gözlerden nefret ediyordum, aslında ben atlar hariç herşeyden nefret ediyordum .Haaa birde kitaplarım var onlar benim tek hayatım ,hayat bulduğum ,yaşama bağlandığım tek yer . 15 dk dolmuştu ve ben aynı şekilde kızı konuşturamamıştım.
Mahkeme salonuna müvekkilim önde ben arkada girdik ve minik müvekkilime güven vermek istercesine minikçe omzuna dokundum o da benden cesaret alırmış gibi bana göz kırptı.
Neydi bu şimdi niye göz kırpmıştı bana, acaba itiraf mı edicekti ? Yoksa bütün suçları üzerine mi alıcaktı?
Bütün suçlamaları kabullenirse işim zorlaşır,bunu yapmaz dimi ,off hayır kahretsin tabiki bunu yapıcak çünkü bu kız tehdit ediliyor olmalı nasıl bunu gözden kaçırırım . Mahkeme başladığında hakim önündeki dosyayı açtı " Sayın " dedi ve duraksadı evet kızın isminin yazılı olmadığını görmüş olmalı ki inanamamış gibi birkez daha baktı ve sonra " Karaelmas çocuk yurduna bırakılmış olan ve ismi henüz belli olmayan mahkum Y 11 yaşında ve iki adet suçdan yargılanıyor 1. Dava üzerine bir savunmasını dinlemek için avukatı Asya Karaya söz hakkı verilmiştir " herkes sustu ve benim savunmamı dinlemek üzere kafalarını bana çevirmiş ve aynı zamanda dikkat kesilmişlerdi . " Sayın hakim ,mahkum Y henüz 11 yaşında olmasına rağmen burada cinayet ile suçlanıyor bu konu ne kadar doğru orası tartışılır fakat müvekkilim Y hiçbir suçlamayı üzerine kabul etmemiştir . " maktülün avukatı izin istedi ve " Ama hiçbir suçlamayı üzerine almadığı gibi reddetmemiştir de sayın hakim" dedi . " Müvekkilim o gün yetimhaneden kaçmıştı ve arkadaşını annesine götüreceğine söz vermişti fakat arkadaşının nefes darlığı yaşadığını görünce geriye dönüp ilaçlarını almak üzere yetimhaneye giden bir caddeye girdi ve orada tacize uğradı tacize uğrarken
bu minik bedenindeki korku sadece kendisi için değil çok yakında nefes darlığından tıkanmak üzere olan arkadaşı içindi müvekkilim şuanda avukatlığını yaptığınız tacizciyi durdurmak için ise yolun kenarında
bulmuş olduğu cam şişeyi taciz ettiği iddia edilen maktülün kafasında kırıp bayıltmıştır ayrıca otopsi raporuna göre kafasına yediği darbeden değil aşırı alkol almaktan kalp krizi geçirdiği yazıyor yani müvekkilim suçsuz. " dedim . Dudaklarım kurudu bunlara laf anlatıcam diye tek nefeste söyledim hepsini . Masanın sağ tarafında bulunan cam şişeden bir yudum su aldım ve gözlerimi kısarak meydan okurcasına çetinin avukatına yani (tacizcinin) avukatına baktım.
Çetinin avukatı sinan bey kışkırmış gibi " Her ne olursa olsun müvekkilime zarar verdi o yüzden ceza almasını talep ediyorum" diyince sırıttım ve " Nefsi müdeafa dedim." Hakimde beni onaylarcasına "Talebiniz reddedilmiştir diyince " sinan "kanıt " dedi "kanıtlar olmadan size kim inanır peki " diyince . Ayağa kalktım ve bizi izleyenlerin üzerinde gözlerimi dolaştırdım ve sonra hakime bakıpta " Sayın hakim elimde bir dosya var . İçerisinde gerekli kanıtlarında bulunduğu " dedim ve sinana kaçamak bir bakış attım. Bayılıyorum bu lafı ağzına tıkma olayına özellikle konu haksızlık olunca tadından yenmez . Parmaklarımı birbirine geçirdim ve masanın üzerine yerleştirdim. Ellerimle dosyayı kavradım ve emin adımlarla kürsünün yanına gittim hakime elimdeki dosyayı verdim ve yerime oturdum. Bir dakika ya ben neden bu kızın kurtulması için bu kadar uğraşıyorum içgüdülerim adeta beni ele geçirmiş gibi sadece duygularla hareket ediyorum. Hakim elindeki dosyayı incelerken ben söz aldım ve " müvekkilimin çığlıklarını duyupta yetişmeyen birkaç insan var görmüş olduğunuz gibi şimdi ben size soruyorum burada yargılanması gereken benim müvekkilim mi yoksa bu insanlar mı ? " bu soru onları düşündürsede tatmin olmamış gibi görünüyorlardı . " Bende tanık getirdim ve müvekkilim her ne kadar sessiz kalmayı tercih etse bile bu tanık orada yaşananları bizlere anlatıcak " tanık ayağa kalktı ve o gün okul biten herşeyi anlattı ve hakim "Karar verilmiştir " dedi hepimiz ayağa kalktık ve arkamı döndüğümde müvekkilim duygusuz bakışlarla ayaklarını sallayarak sandalyesinde oturuyordu . " Suçsuz kabul edilen aynı zamanda kanıtlarla ispat edilmiş 11 yaşındaki Y nin beraat etmesine karar verilmiştir . " yine bir başarı daha almıştım . Ben kaybetmezdim kaybetmek kitabımda yoktu iki elim bıçaktada olsa kendimi ve suçsuzları savunurdum .( Mahkeme Bitişi )
Yorulmuştum bir kafeye gidip birazcık kafamı dinlicektim, öğle saati gelmişti zaten rahat bir nefes almaliydim . Odamdan eşyalarımı aldım ve cübbemi çıkartıp yerine astım. Mozart kafeye doğru yürüdüm boş bir masaya geçtim ve kahvemi sipariş ettim. Her yer tıklım tıklım doluydu ben sürekli buraya geldiğimde için bu yeri sahiplenmiş olmalıyım ki benden başka kimseyi otutturmuyorlar . Çaktırmayın bu durum hoşuma gitmeye başladı . Ben kitabımı okurken kitabımın üzerinde bir gölge belirdi kafamı kaldırdım ve karşımda hiç beklemediğim birisi ile karşı karşıya kaldım. Korkularımın sebebi olan, sürekli kaçtığım o kişi , bu muydu bu kadar mıydı ?? Ellerim kitabımın sayfasından aniden ayrıldı ve kolumu sertçe tutan Ege'ye baktım . Bu ne cüret o bana nasıl dokunurdu hemde kolumu sıkarak. Elimi sıkmaya başladığı sırada " O elini çek yoksa dağıtırım burayı " hayır yaa ,daha fazla sıkarsa kontrolümü kaybedicem . " Bence çok bile dayandım ne dersiniz? " hızlıca elimi tersten çevirdim ve elinin gevşemesine sebep oldum . Hangi eliyle bileğimi tuttuğuna dikkat kesilmiştim ve evet sağ eli artık sırtının arkasında birleşmişti ,bir polis gibi bileğini tersine büktüm ve arkasına geçip onu kitledim yani hareket ederse canı yanar o yüzden hareket etmemeye özen gösterdiğini çok net görüyordum. Boşta kalan diğer elim ile garsona işaret yaptim ve bu şekilde tutmasını söyledim garson tereddüt etse bile beni tanıdığı için tutmak zorunda kaldi . Ben hizlica kafeden çıktım ve büroya gittim .
Nereden çıkmıştı şimdi bu ?Kapanmış bir yarayı açmasın o dava biteli çok oldu.Eveeeet bu bölümü beğendiniz mi??
Yeni birisi geldi .
Sizce ege kim ve neden egeden bu kadar korkuyor ???
Sizce Y ile neden aralarinda bu kadar büyük bir çekim var ???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suikast Davacısı
AléatoireAsya asla hiçbir davadan geri dönmezdi . Hırs ve azim onun inanılmaz yeteneğiydi . Baskıcı babası tarafından hergün yaşadığı zulüm artık tenine işlemeye başlamıştı her geçen gün ruhu bedenine aykırı davranıyor ve kendini kontrol edemiyordu.