2

1.2K 99 7
                                    

Jungkook saat gece 02.04'ü gösterirken huzursuzlukla doluydu.

Taehyung ona yine saçma sapan konuştuktan sonra evden çıkmış ve bu saat olmasına rağmen hala dönmemişti.

Bir yandan da kurdu Jungkook'u- insan tarafını suçluyor, omegasının kendilerini gerçekten terk etmesi durumunda onu pişman edeceğine dair tehditler savuruyordu.

O an peşinden gitseydi böyle olmazdı.

Ya da o an gitmesine izin vermeseydi böyle olmazdı.

Ya da en başında o şekilde konuşmasaydı bunların hiçbiri olmazdı.

Jungkook bu sefer batırdığının bilincinde, hala daha telefonlarını açmayan omeganın gidebileceği yerleri düşündü. Bu sırada ısrarla aramayı sürdürüyor, içindeki umuda tutunuyordu.

"Kafamı sikeyim..."

Sabaha kadar içindeki bütün endişeyle bekledi, tam olarak neyi beklediğini bilmeden.

Güneş doğduğunda bile, tek yaptığı üzerini giyinip okul için hazırlanmaktı. Kampüste mutlaka karşılaşacaklarına emindi.

Ancak Taehyung'u hiçbir şekilde görememişti.

Kurdunun yaydığı öfkeli feromonlar etraftakileri rahatsız etmeye başlamıştı ancak umrunda değildi- pek farkında da sayılmazdı.

"Hey, bir sorun mu var?"

Seojeong buruşturduğu yüzüyle arkadaşının tuhaf tavırlarına karşılık sordu. Sabahtan beri Jungkook'tan gelen kasvetli auranın sebebini merak ediyordu.

"Yok bir şey, Taehyung'u gördün mü?"

O kadar basitçe sormuştu ki, beta asla anlayamazdı sorunun ne olduğunu.

"Evet, fizik-2ye girdikten sonra bir daha görmedim."

Jungkook duyduğu bu gelişmeyle heyecanlandı. Sonunda onun hakkında bir bilgi alabilmişti.

"N-nereye gittiğini gördün mü?" Kekelemesine lanet etti.

"Hayır, ne bileyim..."

Kısa bir vedanın ardından hevesle eve doğru sürmeye başladı alfa. Dün akşamki tavrının telafisi olarak da favori pastanelerine girip Taehyung'un sevdiği kurabiyelerden de almıştı. Şimdi kurdu kıpır kıpırdı işte, son 16 saat ona günlere bedel gelmişti.

Kapının şifresini girip eve adımladığında ise karşılaştığı karanlıkla kanının çekildiğini hissetti. Evde kimsenin olmayışını nasıl değerlendirmesi gerektiğini bilememişti, hiç hesaba katmamıştı ki.

Omeganın varlığına işaret eden tek bir şey yoktu o an. Evde tekti.

Yavaş yavaş, gerçekten de terk edildiğini kabullenmeye başlamış gibiydi.

Bu sefer kalbi ciddi bir şekilde sızlayan Jungkook oldu, çünkü kurdu; sevgilisini kaybetmenin getirdiği acıyla öfkesini genç adama kusuyordu resmen.

O an alfa tekrar telefonuna sarıldı ve kaçıncı kez aradığını bilemez halde tekrar omegaya ulaşmayı denedi.

Bir şey değişmediğinde ise, terk edilmenin getirdiği ağırlıkla çökmüştü alfa.

your body next to me, is just a memory : taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin