4.Bölüm

122 25 0
                                    

***
Hastanın ,muayene odasından söylene söylene çıkmasıyla Zerya bakışlarını o yöne döndürmüştü.

Zelal hanım yüzünden beş dakika falan geç çıkmak zorunda kalmıştı. O yüzden de hızlı hızlı geldiğinden soluklanmak için bekleme alanında oturuyordu.

Yaşlı amcanın söylenmeleriyle Selma ablada mutfaktan çıkmış olanları anlamaya çalışır gibi izliyordu.
"Doktor oğlum, sen bir daha sakın ola iğnemi yapma! hemşire kızım ne de hafif yapmıştı! bundan sonra sen değil o yapsın iğnemi!" diye söylene söylene odadan çıkmış arkasındanda Serhat doktor çıkmış onu destekler şekilde "tamam amcacım sen nasıl istersen" diyerek yolcu ediyordu.

Yaşlı amca gittikten sonra gülmemek için eliyle ağzını tutarken Zerya,Selma ablanın kahkahalarıyla o da kahkahalarını serbest bırakmıştı.

Doktor olacak o şahısta arkasını dönmüş onların neden güldüğüğünü anlamaya çalışır gibi bakarken Selma abla açıklama gereği duyarak "amcanın söylenmesine gülüyoruz! normalde Hasan amcada hafif iğne yapmazdı ama yaşlı başlı doktor diyede kimse pek sesini çıkarmazdı. Sen şimdi gençsin onlardan küçüksün diye böyle söyleniyorlardır" demişti.

O şahısta yani Serhat'ta anlamış gibi yapıp Zerya'ya dönmüş "eee artık iğneler senin görevin! benim iğnemi beğenmiyorlar ! " diyerek cevap bekleyen bakışlarla ona bakıyordu.

E zaten Zerya'nın görevi olması gerekmez mi! O  hemşire sonuçta doktor gibi muayene edecek değildi veya ilaç yazacak!

Zerya duyduğu sözleri karşılıksız bırakmadan "eee zaten doğal olarak benim iğneyi yapmam gerekmez mi?sonuçta ilaç yazma yetkim yok ama iğne yapma yetkim var ya ! anlaşılan tüm yetkileri yapmaya hazırsınız gibi "
diyerek yanından geçip önlüğünü almaya muayene odasına gitmişti .

O önlüğünü giyerken Serhat'ta muayene odasındaki sandalyesine oturup önündeki dosyalarla ilgileniyordu. Dosyalarla ilgilenirken bir yandan da bir şeyler söylüyordu.

"sen galiba böyle laflarını söyleyip kaçmayı seviyorsun anladığım kadarıyla" demiş ve dosyalarla ilgilenmeye devam etmişti.

Bir an Zerya şaşırsa da "ne alaka?yani siz sürekli kendi bildiğini yapan birisi gibi davranıyorsunuz ki böyle yaparak ortak çalışabileceğimizi düşünmüyorsunuzdur" diyerek lafını esirgememişti.

Gerçektende burada bir ortak gibi olmalıydılar. Sonuçta buranın doktoru ve hemşiresi olarak kalacaksalar iş dağılması yaparak çalışmalıydılar.

Serhat başını dosyalardan kaldırıp göz teması kurduktan sonra "buranın doktoru olmayı isteyerek gelmedim ,bu köyede isteyerek gelmedim ki istemediğim bir yerde istemeden bencilce davranışlar sergiliyor olabilirim" diyip yalandan gülümsemeyle önüne dönmüştü.

Ne demek istemeyerek gelmedim! Burada kimsen yoksa neden geliyorsun ki!

Zerya iç sesini susturmayı başardıktan sonra odadan çıkıp bekleme alanındaki çantasını alıp Selma ablanın yanına mutfağa gitmişti. Selma abla mutfak tezgahını temizlerken Zerya'da mutfak masasına oturmuş dosyalarda ki bazı şeyleri leptopa kaydediyordu. Aşısı gelen çocukların ailelerini arayıp en kısa sürede çocuklarının aşı olması gerektiğini hatırlatmalıydı.

Selma abla işini bitirince karşısındaki boş sandalyeye oturmuş bir şeyler demek isteyip vazgeçer halde Zerya'ya bakıyordu .

Zerya halini fark edince "Selma abla merak ettiğini sor içinde kalmasın" diyerek içten gülümseyerek sormasını beklemişti.

"Valla kızım, şu doktorun sana dediklerini daha demin duydum da hâl ve hareketleride birde ismi de bana şeyin oğlunu hatırlattı tabi emin değilim kaç yaşına gelmişim belki yanlış hatırlıyorum. Mehmet Aşiyan var ya, Mehmet abi işte onun böyle siz küçükken arada sırada bir oğlu gelirdi. Hatta çocuk böyle kendini arada sırada geldiğinde hasta ederdi sırf şehire dönmek için. Hem Baran abinle çok iyi anlaşırdı sürekli Baran abin buraya geldiğinde o da gelirdi" demişti. Belki bir umut o da  hatırlardı diye...

Bir Doktor Bir Hemşire Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin