Silah sesinden sonraki bağırış sesleriyle olduğu yere çakılmış gibi hissediyordu. Yaklaşık 2-3 dakika sonra kendine geldiğinde hemen bahçeden çıkıp kalabalığı aramıştı. Gelirken gördüğü tarladan gelmişti anlaşılan. Çünkü bağırış seslerinden birisinin vurulduğu belliydi. Elinde pansuman için gerekli aletlerin olduğu çantayla koşa koşa tarlaya yanlarına gitmişti. Yağmur da bu süreçte hızını arttırmış ve yerlerde çamurların oluşmasını sağlamıştı.
Zerya'nın geldiğini gören iki genç elinden çantayı alıp hemşirenin geldiğini köylülere haber vermişti. Yaralı sağ omzundan vurulmuştu ve kanaması çoktu.
Bilincini ve nabzını kontrol ettikten sonra kanamayla uğraşmış bu süreçte de arabaya taşıyıp sağlık ocağına götürmüştüler.Yolda Selma ablaya haber verdiğinden hazırdılar. Kolundaki hastayı sedyeye taşıdıktan sonra hızlıca sağlık ocağına götürmüştüler.
Zerya üzerindeki ceketi hemen çıkarıp ellerini yıkarken Serhat doktorda hastanın tişörtünü kesip yarayla ilgileniyordu.
Mermiyi çıkardıktan sonra yanında gelen köylülere haber vermiştiler.
Zerya müşaade odasında dinlenen gencin cüzdanında kimliğini bulunca hemen almıştı. Kimlikte Diyar Ağaoğlu yazıyordu.Hemen Ahmet bey'i arayıp haberdar ettikten sonra Ahmet bey'de Zülküf Ağaoğlu'yla beraber bir saate gelmişti.
Zerya hasta'nın kendine gelip gelmediğine bakmak için odasına girdiğinde hareketlenmesiyle yanına biraz daha yaklaşmıştı. Gözlerini açıp kendine gelince bakışlarını Zerya'ya çevirmiş ve öylece bakmıştı.
Zerya nerede olduğunu ona açıklarken yanlarına Ahmet bey gelmişti.
Diyar Bey 1 gün gözetimleri altında olacağından bugün Zerya yanında kalacaktı.
Zülküf bey her ne kadar şehir hastanesine gidelim dese de Azad bey kabul etmemişti.Zülküf Ağaoğlu dışarıdan her ne kadar çok katı ve disiplinli biri gibi dursada konuşurken öyle gözükmüyordu.
Burada tarla satın almış ve çalışan işçilerinde çalışmasına devam etmesini istemişti.Sağlık ocağı 5'ten sonra kapalı olduğundan sadece Zerya ve Diyar bey vardı.
Zerya, Selma ablanın çıkmadan hazırladığı yemekleri hazırlayıp Azad bey'e yemesi için götürmüştü.
Kendisinin yemesini beklerken "sol elle yiyemediğini " söylemişti.
Zerya'da yatağın yanına sandalye çekip oturmuştu.
Yemeğini verirken Azad "Ahmet amca'nın kızı mısınız?" diye sormuştu.Zerya yemeği vermeye odaklanmışken kısa bir "evet "demişti.
Onunla sohbet etmeye çalışmasını geri çevirmeyip öyle köyden, insanlardan konuşmaya başlamıştılar.Konuştukça aşiretlerinden farklı düşündüğünü anlamak pekte zor olmuyordu.
Hatta , " sevdiğim kadınla evlendiysem üzerine kuma getirmem,çünkü onunda bir onuru bir gururu var asla ona saygısızlık yapamam" demişti.
Üniversiteyi İstanbul'da okumuş ama mezun olduğu gibi babasının yerine şirketin başına geçmiş. Babası buraya da tarla hakkındaki fikirlerini almak için yollamıştı.
2-3 saat kadar konuştuktan sonra Zerya yanından ayrılmış muayene odasına geçmişti. Doktor sandalyesinde oturmuş sırtını sandalyeye yaslamıştı.
Sağlık ocağının kapısının tıklatılmasıyla kapadığı gözlerini açıp kapıya doğru ilerlemişti. Kapıyı hemen açmak istemese de Ferzan'ın "Zerya benim Ferzan!" demesiyle kilitlediği kapıyı açmıştı.
Elinde bir tabak yemekle kapıda bekliyordu. Yemeği Zerya'ya uzatıp "hastanın yanında sen kalıyormuşsun yanına geleyim diye çıkarken annemde sana sevdiğin sarmalardan yolladı" demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Doktor Bir Hemşire
ChickLitAhmet Bey'in iki prensesinden biriydi Zerya... Babasının isteği ve kendi isteğiyle hemşire olmayı hep hayal etmişti. Birde babasının bir hayali daha vardı ki bu hayal babasının hayali olduğundan minik Zerya için kendi hayaliymiş gibiydi "köyün hemşi...