⛥10⛥

103 18 7
                                    

Oy vermeyi unutmayıınnn 🤍

BÖLÜM ŞARKISI TV-BİLLİE EILISH

Hyunjin's pov

Felix gitmişti. Beni affetmemişti, kendimi affettiremeden, kendimi dile getiremeden, ona beslediğim adlandıramadığım duyguları dile getiremeden gitmişti. Belki de bu duyguları onunla isimlendirebilirdik, ama geç kalmıştım, kim bilir şuan nerelerde. Kore'de olmadığı kesin. Minho burdan en uzak yere götürmüştür, Jisung'a bile söylememişti. Jisung'ta Minho'ya karşı birşeyler besliyor gibiydi. Minho ikimizi de yarım bırakmıştı.

''Hyun kalk dışarı gidelim, işim var''

''Ben gelmeyeceğim hem ne işin var''

Han duraksadı. Kafasını eğip konuştu.

''Eunwoo.. mezarına gideceğim''

''Tamam. Gidelim''

Mezara geldik. Han mezar başında ağlıyordu. Acaba Felix ölse haberim olacak mıydı? Mezarına çiçek ekebilecek miydim? Bu zamanları görmek istemiyordum. Sadece Felix'e olan özlemim içten içe beni yiyordu. Han kalkmıştı.

''Gidelim mi?''

Son bir kez mezara bakıp

''Görüşürüz Eunwoo...Gidelim''

Marketten eksikleri alıp eve gelmiştik. Televizyonun karşısında oturuyorduk. Televizyon kapalıydı, sadece düşünür gibi oturuyorduk. Minho'yu mu özlemişti, Felix'i de özlemiştir. Eunwoo öldükten sonra en yakınında olmuş, sürekli destek olmuştu. Felixsiz ne yapacaktık?

''Han..?"

''Hmm?"

''Ne yapmak istersin?"

"Hiçbirşey''

''Han. Toparlayamaz mısın biraz?"

''Tek arkadaşım gitti. Hiçbir şey istemiyorum, sadece Felix'i istiyorum. Yaptığımız planlar, yaptığımız dedikodular, sarılmaları, heyecanlı heyecanlı birşeyler anlatması... Onu özledim''

''İşin sonunda yine beraberiz Han. Birbirimizin ikimizden başka kimsesi yokmuş.''

''Öyleymiş ama Felix'i çok seviyorum''

''Bende.. Bende çok seviyorum... küçücük elleri, galaksi de dağılmış yıldızlar gibi olan çilleri, kiraz rengindeki küçük dudakları, küçücük bedende ki koca kişiliğini, neşesini, gülerken kısılan gözlerini özledim''

''Aşk ilanı gibiydi... aşık mıydın?"

"Mıydın? Aşkım hiç solmadı ki''

''Buradayken de söyleseydin keşke''

''Pek işe yaramazdı. Minho her türlü götürücekti.. Verdiğim o zararlardan sonra tabi ki yanımda tutmazdı.''

''Söyleseydin kaçırırdık Felix'i. Emin ol kesin kaçardı''

''Pişman oldum. Odama gidicem. Yarın mahkemem var.''

''İyi geceler''

''Sana da''

Cidden kaçar mıydı benimle? Kaçmazdı tabii ki... Kimi kandırıyorum gelirdi benimle.. Onunla düzgün konuşsaydım. Minho ile düzgün konuşsaydım.. Bunları düşünürken uykuya daldım..

Felix's pov

Japonya'da ne yapacaktım? Kimseyi tanımıyordum ve tanışmak ta istemedim? Salonda dolanırken kapı çaldı ve abim açtı.
Arkadaşı selam vermeye gelmiş. Oturdular, konuştular ve adam gitti. Abim ile beraber oturuyorduk. İstesek bile eğlenmiyorduk, ikimiz de sevdiğinden kopmuştuk.

'' Abi geri dönelim. Lütfen''

''Asla.''

Jisung ile konuşmak istiyordum.

''Jisung ile konuşmaya gidiyorum. Rahatsız etme''

Odama çıkıp Jisung'u aradım.

''Felix. İyi misin? Nasılsın? seni çok özledim"

''Bende özledim Han ama abimi biliyorsun''

''Evet.. Minho hyung yanında mı şimdi?"

''Hayır. Neden ki?"

''Hyunjin ile konuşmak ister misin?"

''Beni şuan duyuyor mu?"

''Hayır''

''Peki. Beni iyi dinle Han lütfen. Hyunjin ile konuşmayacağım beni unutmasını sağlamalısın. Arada böyle kendimi hatırlatıp onu üzmek istemiyorum. Ama onu çok seviyorum bunu bilse bile yeter.. Yerimizi biliyorsun değil mi? Eğer Hyunjin intihara kalkışırsa onu buraya getir, abimi dert etmeden''

''Peki Felix.. A Hyunjin geldi kapatıyorum. Görüşürüz arada ararım seni''

Görüşürüz Han. Aramanı bekleyeceğim"

Diyip kapatmıştım. Gözlerim doluydu, boğazımda bir yumru vardı. Yere çöktüm ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Biraz sakinleşince yüzümü yıkayıp abimin yanına gittim. Bu inadı yüzünden hepimiz bozulmuştuk.

''Konuştun mu Jisung ile?"

''Evet.''

''Hyunjin?"

''Hayır konuşmadım. Onu üzmek istemedim''

Abim birşey demeden kalktı gitti. Bende öylece oturup galerimde geziyordum. Han ile çekindiğimiz fotoğraflar vardı. Ağlıyordum sadece..

The Man /// HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin