⛥28⛥

63 16 12
                                    

OY VERMEYİ UNUTMAYİİNN

Felix's pov

''Hongjoong?...sen?''

''Evet ben? Yakından görünce aşık mı oldun?''

''Pislik herif çekil. SEUNGMİN UYANSANA AMK''

Sarhoş Han içeri daldı.

''AGA SEN KİMİ SİKİYORSUN''

''HAN YARDIM ET''

Han'ın kendine hayrı yok ki amk. Sendeleyerek yürüyordu yerde yatan Seungmin'e takılınca o da düştü sızmış amk. Son çare.

''HYUNJİN''

''Seni duyacağını mı zannediyorsun?''

''HYUNJİN''

''Duymayacak o kadar seste.''

Haklıydı. Boynuma yaklaşıp öpmeye başlamıştı. İzler bırakıyordu. Bir eliyle ağzımı kapatmıştı öbür eli belimdeydi. Ellerim arkamda sabitliydi. Kıpırdatamıyordum. Eli bel altıma gidiyordu. Sadece ağlayabiliyordum.

Hyunjin.. yetişemedin..

Boynuma iz bıraktığından emin oluyordu. Bayılacak, kusacak gibi hissediyordum. Bacaklarım titriyordu. Bilincim kapanıyordu. En son kapı sertçe açılmıştı. Som duyduğum tanıdık bir sesten çıkan küfürlerdi.

Gözümü açtığımda şöfor koltuğunda Chan yanda Changbin arkada ben ve Hyunjin vardık. Sarılıyordu ağlıyordu. Chan konuştu.

''Felix?''

Konuşamıyordum. Changbin konuştu.

''Felix biliyorum onu getirdiğim için benden de nefret ediyorsun haklısın da''

Ne? Changbin'den neden nefret edeyim ki? Şoktan konuşamıyordum. Hyunjin konuştu.

''Felix.. Özür dilerim Felix. Lütfen konuştu benimle.''

En çok ona kırgınım. Eve gelmiştik. Chan bana sarılıp

''Güzelce dinlen yarın konuşuruz. Dava da açıyoruz zaten Davanın başında Hyunjin var. Sen hiç merak etme. Güzelce dinle kardeşim''

Alnımdan öpüp Hyunjin'e döndü.

''Yarın biz gelene kadar ona iyi bak. Minho ne yapar bilmiyoruz''

''Onu yine mi benden ayıracak?''

''Bilemeyiz Hyunjin. Kardeşinin iyiliğini istiyor sonuçta''

Kafasını eğmişti. Chan sırtını patpatlamıştı. Changbin bana sarıldı.

''Özür dilerim Felix özür dilerim gerçekten ben''

Hyunjin girdi araya.

''Changbin yarın konuşursunuz şuan değil''

İkisi de iyi geceler deyip gitmişti. Hyunjin'i şuan görmek istemiyordum ama ya abimle yine gitmek zorunda kalırsam?

''Felix yemek yaptım''

''Aç değilim''

''Ne istersin?''

''Hiçbir şey''

''Felix. Biliyorum geç kaldım..''

''Hyunjin lütfen sus''

''Lix''

''Hyunjin.''

''Sustum...Abur cubur ister misin peki?''

İstemsizce sırıttım.

''Biliyordum hayır demezsin''

Elinde 2 poşet abur cuburla gelmişti.

''Hangisini ister benim hayatım?''

Elini omuzuma atacaktı. Son dakika geri çekmişti. Rahatsız olacağımı mı düşünmüştü. Hâlâ kırgındım ona. Bir cipsi alıp bana verdi.

''Abur cubur bile olsa midene bişeyler insin Lix''

Biraz atıştırdıktan sonra uykum gelmişti.

''Uykun mu geldi meleğim''

''Hmhm''

Beni kucağına alıp yatağa bıraktı. İyi geceler deyip yanağıma öpücük kondurdu ve gitti.
Kal diyemedim.
Aradan geçen yarım saat sonra salona gittim. Koltukta uzanmış tavanı izleyen Hyunjin'i gördüm. Beni görünce konuştu.

''İyi misin bişey mi oldu?''

Hiçbir şey demeden üstüne çıktım. Bir elim kolunun altından geçerek sırtına ulaştı, öbür elim elini tutuyordu. Onun diğer eli belimdeydi. Kafamı göğsüne koydum. Kalp atışları hızlıydı.

''İyi misin Lix?''

''Beni odada yalnız bıraktın''

''Özür dilerim sandım ki..''

''Uyuyalım Hyunjin''

''Öpebilir miyim?... Neyse tamam bencillik ettim. İyi geceler meleğim''

Kafamı kaldırıp dudağına öpücük kondurdum.

''İyi geceler sevgilim''

''Lix. Elin morarmış.''

''Orada sıkışmıştı..''

Elimi öptü.

''O konuyu açmayalım. Ne dersin?''

''Mükemmel olur''

''İyi geceler Lix''

''İyi geceler Hyun''

''İyi geceler Hyun''

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
The Man /// HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin