⛥8⛥

123 19 15
                                    

Bİ YERDEN BİSEY CİKSİN ARTİK KAOS BASLASİN

Felix's pov

Wooyoung hâlâ hapishanedeydi. Onu ziyarete gitmek istiyordum. Yalvar yakar gitmiştik. Hyunjin, ben, Han ve abim ben Wooyoung ile konuşurken Woojin araya girmişti. Şimdi karışacaktı ortalık.

''Bu savcı niye burda? Ağzını gözünü yamulttu şimdi de af mı ettin?"

Duyduklarımla Hyunjin'e döndüm. O da buz kesilmişti. Abim şaşkınlıkla bakıyordu.

''ne''

''AA Felixcimm biricik abinin haberi yok muydu?? İyi dinle abisi bu savcı denilen adam hergün Felix'in ağzını gözünü yamulturdu. Kan kusardı saatlerce, saatlerce ağlardı. Demek hiçbirini söylemedi''

Gözlerim dolu halde bağırmıştım.

''Sus! sus artık''

''Sakladığın gerçek mi çıktı ortaya.. yaaa ağlama ama Felix''

İstemsizce gözyaşı döküyordum. Hyunjin beni kolları arasına almıştı.

''Ne o? şimdi mi koruyası-"

Wooyoung'dan yumruğu yemişti. Polisler ikisini de götürürken Hyunjin'in kolları arasından abime bakmaya korkuyordum. Beni Hyunjin'in kollarından çekip aldı.

''Seni gözüm görmesin Hyunjin''

Han bize bakıyordu. Abim Han'a dönüp baktı sadece sırıttı Han'a karşı. Çekiştirerek eve getirdi beni

''NE DEMEK BU FELİX??!!!!"

''Abi ben özür dilerim''

''BU ADAMLA GELECEK BİLE DÜŞÜNDÜN FELİX!?"

''özür dilerim''

Ağlıyordum. İçim yanıyordu, kan ağlıyordu.

''Çık odana Felix sakinleşmem lazım''

''Han'ı çağırabilir miyim? Tek arkadaşım onun bir suçu yoktu''

''Ben çağırırım''

Odama çıkıp bekliyordum. Kapı çalmıştı. Gelen Han'dı sanırım Hyunjin'de oradaydı. Abim kovuyordu. En sonunda sesler kesilmişti, aşağı inmiştim Han ve abim oturuyorlardı. Abim elleri alnında düşünüyor gibiydi Han ise sırtını sıvazlıyordu.

''Han. Hyunjin hiçbir şekilde yaklaşmasın Felix'e iletir misin bunu?"

''İletirim''

Aradan 1 hafta geçmişti. Abimsiz markete bile gidemiyordum. Bazen Hyunjin'i görür gibi oluyordum. Hergün eve çiçekler, özür mektupları, pahalı hediyeler geliyordu. Abim ise hepsini geri göneriyordu.

Aradan haftalar geçti. Hergün hediyeler devam ediyordu. Abim bu durumdan sıkılsa da yapabileceği pek birşey yoktu. Ben ise Hyunjin bana verdiği bir buket çiçek ile bakışıyordum ve ben sanırım Hyunjin'i özlüyordum. Kafamı boşaltmak için uyumaya çalıştım. Kapı alacaklı gibi çalınmaya başlandı. Gelen Chan hyungtu. Halimi hatırımı soruyordu. Olayları abimden öğrenmişti zaten. O da üzgündü iş arkadaşı Hyunjin bir tarafta çocukluk arkadaşı Minho aramızda seçmemezlik yapıyordu. Kimsenin kalbini kırmak istemezdi. Han ve bana küçük çocukmuşuz gibi davranırdı. Bizi festivallere, lunaparklara, eğlence parklarına götürürdü.

Oylamayı unutmayiinn💗💗💗😭💘💘

The Man /// HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin