Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölümde smut başlangıcı gibi bişey var... Başına ve sonuna uyarı koyarım. Öptüm.💞
-
"Üzgünüm..."
Violet, önünde dizlerinin üstüne çöken kadına baktı, bu kadını oldum olası sevmezdi ve elindeki tabancıyı alnına yasladı. "Bana. Sevgilimi. Getirecektin. Tek işin buydu. Değil mi?" Genç kız... Genç bir kadın gibi görünüyordu, küçük Violet değil gibiydi.
"E-evet- özür dilerim..." Violet acımasız şekilde tetiğe bastı. Yüzünde mimik bile oynamamıştı. "Özrünü kabul etmiyorum Sharon."
Kalabalığa baktı ve gür şekilde bağırdı. "Şimdi, bir kişi daha başarısızlıkla dönerse ne olacağını gördünüz mü!?"
-
Violet nefes nefese rahatsız yatakta doğrulurken babası koltuktan kalkıp kızına koşturmuştu. "Buradayım güzelim..." dedi adam kızın yanına otururken. "İyi misin? Kabus mu gördün?"
Violet sadece başıyla onayladı. "Hm hm..." Clint kızını yavaşça geri yatırdı ve saçlarını okşadı. "Sorun yok, iyiysin."
Sırların ortaya dökülmesinin üstünden bir kaç saat geçmişti. Clint herkesi tabir-i caizse kovup kızının yanında kalmıştı. Karısanaysa ufak bir kaza olduğuna ikna etmiş ve gelmemesi için ısrarcı olmuştu.
Matt, Wade ve Peter üçlüsü aşağıda kafeteryada oturmuştu. Tabii ki bir yere gittikleri yoktu. "Onu en başında yalnız bırakmamalıydık..." Dedi Wade suçlayıcı bakışlarla Matt'e bakarken.
Matt ellerini masanın üstünde birleştirdi ve sakince cevap verdi. "Fisk'in işlerine bulaşmaması için onu yalnız bıraktık." Duraksadı. "İşlerine bulaşacağını bilemezdik." Peter dudaklarını ıslattı. "Şimdi onu yalnız bırakmayacağız, değil mi?"
