Bu bolumde minsung yakinlascakkkk
İki günlük tatil boyunca annem ve babamda kalmıştım. Şimdi ise pazartesiydi ve okul vardı. Okula gitmek istemiyordum ama bir yandan da kiremitimi görebileceğim için gitmek istiyordum. Karışık duygular içindeydim ama her şekilde sike sike okula gidecektim. Ayaklarımı sürte sürte salona girdiğimde kardan adama dönmüş felix beni süzmüş ve göz devirerek yanıma gelmişti.
"Atkı bile takmamışsın!"
Elideki bereyi kafama geçirmiş ardından da montumun kapişonunu berenin üstünden kafama geçirmişti. Atkıyı da montumun üzerinden gözlerimin altına kadar sardığında nefes alabilmek adına burunumu kapatan atkımı indirmiştim.
"Amk annem bile bu kadarını yapmıyor bana!"
Elime vurarak atkımı geri kapattığında ağlarmış gibi sesler çıkarmıştım. Arkasını dönmesi ile tekrar atkımı indirmiş ve hızlıca kapıya ilerlemiştim. Ayakkabılarımı giydiğim sırada felix de ayakkabılarını giymiş ve şükür evden çıkabilmiştik. Bbama'yı yürüyüşe çıkarmak istiyordum ama eksilerde olan hava buna engel oluyordu. Kurban verene evladım evde tıkışıp kalmıştı.
Okula varıp sınıfa girdiğimizde kendimi kalıp gibi sırama bıraktığımda beomgyu gülmeye başlamıştı. Onun gibi güldüm ve çantamı bırkıp montunumu ve diğer eşyalarımı- bere, atkı- çıkarmıştım. Ayağa kalkıp montumu askılığa astığım sırada arkamda hissettiğim sıcak bedenle nefesimi tuttum. Kiremitim montunu benim montumun yanına asarak bana bakmadan yerine geçerken elimi yumruk yapıp ısırmaya başladım.
"Lan ne oldun?"
Yanımdan gelen salçalı tavuğun sesi ile elimi agızımdan çekmiş ve ağır hareketlerle ona dönmüştüm. Dudaklarımı biribirine bastırıp sinirli bir şekilde ona baktığımda kaşlarını çattı.
"Tamam ya bir şey demedim."
Hızlı hızlı yerine geçerken ona göz devirmiş ve beomgyu'nun yanına geri dönmüştüm. İlk dersin kimya olmasından dolayı kimya kitabımı ve defterimi çıkarırken seğsizce fısıldamıştı.
"Sungie~"
"Gyu~"
Hmm nidasını çıkarıp iyice bana doğru eğildiğinde kitabımı bırakarak ona dönmüştüm.
"Acaba bir ihtimal, sen şu minho'dan hoşlanıyor olabilir misin?"
Gözlerim büyürken öylece kalakalmıştım. Gülerek omuzuma vurdu ve geri çekildi. Cafer sıçtık bez getir.
"Ay inanmıyorum! Kesinlikle çok yakışırsınız. Biliyor musun daha önce minho'nun yanında ne kız ne de erkek kimseyi görmemiştim. Yani bu demek oluyor ki yönelimini de bilmiyoruz-"
"Beomgyu."
Elimle susması için işaret yaptığımda dudaklarını biribirine bastırmış ve susmuştu. Beomgyu'nun ögrenmesi oyamatik olarak yeonjun ve wooyoung'un da öğrenmesi demekti.
"Lütfen kimseye söyleme..."
Tebessümle elimi tuttuğunda kaşlarımı kaldırmıştım.
"Sen ve felix artık bizim arkadaşımız oldunuz Jisung. Yeonjun da bende wooyoung'da asla kimseye söylemez ve sizin içim elimizden geleni yaparız."
Gözlerimin neden dolduğunu anlamazken kendimi ona sarılırken bulmuştum. Bir kiremit uğruna buralara gelmiştim ama her şeyden önce çok güzel doslar edinmiştim.
Öğle arası
Zilin çalması ile beyin yakıcı kimya dersi de sona ermişti. Uzaylı görmüş gibi sıramda otururken neredeyse tüm sınıf sınıftan çıkmıştı. Felix'in yanımıza gelmesi ile ayaklanırken woo ve yeon da kapıya doğru ilerledi. Altımız da kapının önünde buluştuğumuz sırada hiç komuşmadan direkt kol kola girmiştik- şu wooyoung un sevgilisi san hariç.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
drive | minsung |
FanfictionJisung gece yarısı evine dönerken köpeklerin saldırısına uğrar ve kurtulmak için önüne çıkan bir motorcunun motoruna atlar. Drive#: 1 😎 Ryuk#: 1 😎 San: 4 😎