Yeonjun'a sorsaydınız böyle bir etkinliğe ölse gelmek istemezdi aslında. Gürültülü müzikler, neon ışıklar, bağırarak konuşan ve ne yaptığını bilmeyenlerin bulunduğu oda onu eve gidip gitmemek arasında uzun süre düşündürtmüştü. Şu an odasında müzik dinleyerek bir şeyler karalıyor olmak, belki dizi izlemeyi bu ortama tercih ederdi. Sonradan iğrenmiş bakışlarını gören Beomgyu yüzüne 'Sadece 1 kere genç oluyoruz Yeonjun!' diye çemkirdiği için şimdi bu düşüncelerinden sıyrılmaya çalışırken yanında onunla masaya yaslanmış sevgilisinin dediklerine kulak vermeye çalışıyordu.
Gunil'i elbette seviyordu, sevmeyeceği biriyle çıkıp onu oyalayacak kadar acımasız biri değildi. Birkaç haftalık beraberliklerinde onu gerçekten değerli ve mutlu hissettiriyordu. Sık sık arıyor, onu eve bırakıyor, beklemediği anlarda buluşmaya çıkarıyordu. Yeonjun beraber olduğu kişiden gayet memnundu aslına ama bir şeyler vardı.
Ne kadar mutlu olursa olsun, ne kadar sarılırsa öpüşürlerse öpüşsünler ya da ne kadar sevgi görürse görsün, Yeonjun'un içinde asla dolduramadığı bir boşluk vardı. Asla geçiremediği ve kendisi de dahil kimseye açıklayamadığı boşluk.
Yeonjun ne yapması gerektiğini bilmiyordu, başkasına aşık değildi. Sevgilisini seviyordu ama doğru olmayan bir şeylerin olduğunu hissetmekten de kendini alıkoyamıyordu.
Birden dinlemeyi sevdiği şarkı açıldığında yüzünde küçük bir gülümseme oluştu. Bu şarkıyı duymayı seviyordu çünkü. O sırada yanındaki çocuk konuşurkem daldığı boşluktan uzun boylu birinin belirdiğini gördü. Biraz daha yakınlaştığında uzun boylunun Soobin olduğunu fark etti.
Sanki anlaşmışlar gibi çift kıyafetleri giydiklerini fark etti, Soobin'in karakterleri değil kitabı bildiğinden bile şüpheliylen birden Wylan ve Jesper olarak giyinmiş olduklari gerçeği ona tatlı geldi. Soobin ne yapıp edip onu güldürmeyi beceriyordu. Ondan ne kadar uzaklaşmaya çalışırsa çalışsın, Soobin yine Yeonjun'un biraz ilerisindeydi. Sözünün arkasında duruyordu.
Soobin ilk başlarda onun için sıradan bir sımıf arkadaşıydı aslında, ne kadar başkanlıkta rakip olurlarsa olsunlar onun için bir amlam ifade etmiyordu. Fakat ne olduysa olmuş, kendini bir anda sürekli Soobin'in yanında bulur olmuştu. Aşağıda Soobin'in yanında geziyor, yemekleri onunla yiyordu. Öyle ki evinde kaldığı da olmuştu, ailesiyle de tanışmıştı.
O fark etmeden Soobin de onu gördüğünde kendini tutmayı bırakıp gülümsedi. Soobin de ona gülümsediğinde içinin sıcacık olduğunu hissetmişti. Ne yanında ona seslenen sevgilisini, ne de ortamda onca gürültülü kişiyi duyabiliyordu.
Sadece Soobin, o ve neon ışıklar vardı.
"Yeonjun! Sana diyorum dinlesene artık beni"
"A pardon dalmışım, çok iyi hissetmiyorum kendimi."
"Hep dalıyosun zaten, ortama Soobin girdiği an bütün odağın o oluyor."
"Anlamadım Gunil ne demeye çalışıyorsun şu an?"
"Diyorum ki, yanında kim olursa olsun oraya Soobin geldi mi sende akan sular duruyor. Baksana kendi sevgiline bile odaklanamadım. Yapamıyorum artık böyle bir ilişkide."
"Bir dakika bir dakika, ayrılmaya mı getiriyorsun konuyu ben yanlış mı anlıyorum."
"Çok doğru anladın Yeonjun, ayrılmak istiyorum. Kendimi böyle bir ilişkinin içinde tutamam artık tamam mı? Sanki boşa kürek çekiyor gibi hissediyorum. Ne kadar mutlu olursak olalım aklının bir köşesinde hep o var! Hayır anlamıyorum ki bu kadar önemli olan ne? Neyse"
Genç çocuğun ne kadar arkasından seslenirse dönüp bakmadı. Yeonjun Soobin'e dönüp baktığında onun da bulundukları yere 'Ne oluyor?' bakışı attığını gördü. Ağlayacağını hissettiği için konferans salonundan çıkıp hızlıca üst kattaki tuvalete gitti.
-
"Yeonjun? Burada mısın"
Pekala, Soobin'in tuvalete gelmesi Yeonjun'un beklediği son şey bile değildi aslında. Birkaç saat durup çocukların yanına dönmeyi planlıyordu ama Soobin Yeonjun'u yine bulmuştu, her zamanki gibi. Artık garip karşılayamıyordu. Her anısında yanında Soobin'i anımsar olmuştu.
Yeonjun olduğu kabinden çıkıp karşısındaki oğlana baktı, üstündeki kostümüyle yeterince hoştu aslında. Zaten çirkin biri değildi ve hafif kıvırıp yana attığı saçlarıyla daha da ilgi çekici görünüyordu.
"Selam"
"Selam"
"İyi misin? Gunil ve sen öyle bir hışımla gidince korktum"
Yeonjun çatallı sesiyle konuştu.
"Ayrıldık biz Soobin."
Açıkça konuşmak gerekirse Soobin bu habere pek üzülememişti, öyle ki eğer utanmasa bir kahkaha bile patlatabilirdi. Gunil'in Yeonjun'a uymadığını biliyordu. En başından beri öyle hissetmişti ve haklı çıkmak onu keyiflendirmişti. Bu 'hoşlanma meselesi' onu bıktırmıştı bir yerde. Yeonjun'dan hoşlandığını düşünmüyordu, belki oturup detaylı sorgulamamıştı bunu fakat her şeyden önce onun iyiliğini istiyordu sadece. Amacı sadece buydu.
"Üzüldüm ya. Neden ayrıldınız ki?"
"Boşver uzun mese- Soobin sen gülüyor musun?"
"Ne gülmesi be, burnum kaşındı elimi atmadan dudaklarımı oynatarak onu kaşımaya çalışıyorum ben."
"Hayatımda bu kadar berbat bir bahane duymamıştım, tebrikler."
İkisi de güldüğünde ne konuşacaklarını bilmiyorlardı. Alt kattan gelen müzik sesi ve tuvalette olan loş ışık ortamı güzel kılıyordu. Bu sefer sadece ikisi ve ışıklar vardı çünkü. İkisi de sadece birbirini izliyordu. Yeonjun alttan gelen müziği yeni yeni duyabiliyordu
'Cause every time you say you're gonna go
I just smile, 'cause babe, I already know
You know I got nothin' under this overcoatOoh, let the light in
At your back door yelling 'cause I wanna come in
Ooh, turn your light on
Look at us, you and I, back at it again
"Wylan'ım olduğun için teşekkürler prens hazretleri.""Öncelikle senin değil, bütün herkesin Wylan'ıyım. Ayrıca majesteleri diyeceksin. Bunu kaç defa tekrar etmem lazım bilmiyorum en son dövdüreceksin kendini bana."
"Affetin mi beni?"
"Sana küsmemiştim Soobin, anlık bir sinirdi uzak kalmak istedim sadece."
"O zaman hala arkadaşız?"
Karşısındaki çocuk ona yaklaşıp elini uzattığında Yeonjun gülerek elini sıktı.
"Arkadaşız."
"Sarılmak ister misin? Pek iyi durmuyorsun da."
Karşısında ondan kısa kalan çocuk belli belirsin kafa salladığında Soobin beklemeden bedenleri birleştirdi. Yeonjun'la sarılmak onu garip bir şekilde iyi hissettiriyordu. Cüsse farklarından dolayı mıydı bilmiyordu ama iki yapboz parçası gibilerdi ve bu onu güzel hissettiriyordu. Soobin yine söz verdiği gibi Yeonjun'un yanındaydı.
![](https://img.wattpad.com/cover/330375014-288-k692731.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
never say never • yeonbin
Randomsorunlu: gördüğüm yerde boğucam seni soobin: işime gelir