3. BÖLÜM

131 14 34
                                    

Umarım beğenirsiniz.💜

Okulun ilk gününün iyi geçmesi dileğiyle. İyi okumalar.💜

✨🌙

~

Deli kadınlar iyidir;
Çünkü ne kahkahaları tutsak,
Ne gözyaşları sınırlı,
Ne arzuları mahpus,
Ne öfkeleri prangalıdır.

Ahmed Arif

~

- Mira'nın anlatımı -

Sabah kafama gelen yastıkla uyandım. Yataktan doğrulup etrafa bakınca bana yastık fırlatan şahsı gördüm. Ben ona kötü kötü bakarken oda bana sinirli bir şekilde bakıyordu.

Perla:"Şu alarmı kapat mall!"

Evet, sanırım haklıydı. Elimi yastığın altına koyup telefonu aldım ve alarmı kapattım. Bu sırada odamdan çıkmıştı. Saate bakınca okula 18 dk kaldığını görmemle yataktan fırlayıp lavaboya koştum. İşimi hallettikten sonra telefonumu alıp aşağı koştum. Küçük bir merdivenden düşme tehlikesinden sonra mutfağa varmıştım. Perla her zaman ki gibi erken kalkıp kahvaltısını etmiş banada sandviç ve kıyafet çantası hazırlamıştı. Ona öpücük atıp sandviçi gömmeye başladım. Bana göz devirip konuştu.

Perla:"Çabuk ye şunu geç kalcaz!"

"Tamam bee! Sakin ol."

Perla:"Salak, bi kere de vaktinde uyansan ne olur ki?"

"İncilerim dökülür."

Ben sırıtmaya başlayınca bana terlik fırlatmıştı. Neyse ki son anda kaçmayı başardım. Ben tekrar sırıtınca göz devirip kitap okumaya devam etti.

Biz Perla'yla küçüklükten beri arkadaşız. Okulun düzenlediği bir gezide bir hafta boyunca aynı odayı paylaşmamızla başlamıştı bu arkadaşlık. O zamanlar ben 12, o ise 13 yaşındaydı. İlk başlarda çok kavga etmiştik çünkü ben dağınık, her zaman her yere geç kalan, sabahları zor uyanan, herkesle iyi anlaşan, çok konuşan biriyim. O ise benim tam tersim. Düzen ve temizlik takıntısı var. Sabahları erken kalkmayı sever, çok dakik, genellikle insanlarla sohbet etmeye çekinir.

Ama zamanla birbirimize alıştık. Birbirimizi her yönden tamamladık. Mesela onun hakkını her zaman ben savunurum, gerektiği zaman kavga bile çıkarırım. Oda her zaman erken kalkıp kahvaltıyı ve çantaları hazırlar. Benim bir yerlere geç kalmama izin vermez. Zamanla birbirimizin her şeyi olmuştuk.

Kafama çarpan kum topuyla daldığım düşüncelerden sıyrılıp etrafa baktım. Perla kapının önünde ayakkabılarını giyiyordu.

Perla:"Geç kalcaz hadi!"

"Tamam be! Geldim."

Hızla kalkıp yandaki çantayı aldım ve ayakkabılarımı giymeye başladım. Okula ucu ucuna yetişmiştik yine. Tabii yolda Perla'dan bol bol azarda yemiştim. Ama akıllanmaz biri olduğum için dalga geçerek onu daha fazla kızdırıp enseye tokadı yemiştim.

O toprak labirentine gidip eğitimine başlayınca bende hemen gelgit üçgenine geçmiştim. Tabii hocam tarafından 2 dk geç kaldığım için onaylamaz bakışlara maruz kalmıştım.

"Hocam afedersiniz de bana değil, eğitimi sabahın 6'sına koyan kişiye onaylamazca bakmanız daha doğru olur."

Hoca:"Ben ne tür bir kötülük yaptım ki ceza olarak sen geldin."

"Aaa öyle demeyin hocam. Ben olsam olsam iyiliklerinizin ödülü olurum. Öyle ceza falan ayıp oluyor yani."

Hoca:"Neyse bu günkü eğitimin saat 8'e kadar."

Karanlığın Gölgesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin