4.Bölüm ~ Ölümle Gelen Tanıdık

102 19 1
                                    

Kampa getirilen Markiz, Marki'nin çadırına götürülmüş ve hemen bakıma alınmış doktorlar tarafından büyük bir özenlen tedavi ediliyordu.

Katherine de durumunun kontol edilmesi adına onların yanında bakımdaydı. Kanan ise bir an olsun başlarından ayrılmamıştı.

Kuzey lordu ile ailesi sağlık durumlarını büyük bir ilgiyle takip ediyor ellerinden ne geliyorsa yapıyordu.

Ben mi? Bense bana özel tahsis edilen çadırda bebek Erce ile kalıyordum. Arada durumlarını kontrol etmek için yanlarına gidip kısa bir ziyaretten sonra geri geliyordum.

Bebeğe ise benim emrimle kampa geldiğim de bana hizmet etmekle görevlendirilen kız bakıyordu.

Çocuğun adını ise öğrenmiştim. Theon. O da muhafızlarla kalıyor arada kardeşini ziyarete geliyordu.

Birkaç gün böyle geçti. İlk olarak Katharine sonra sırayla Marki ve Markiz sağlığına kavuştu. Marki uyanır uyanmaz tüm durumların raporunu almış ve hızlıca kalesine iki muhafız yollamıştı.

Bende bu süreçte onlar yokken neler yaşandığını en ufak ayrıntısına kadar anlatmıştım tabi büyüyle adamı öldürdüğüm yere kadar. Ondan sonrasını da Theon'la konuştuğumuz gibi anlatmıştım.

Marki, Theon ve kardeşinin bizimle kaleye gelmesi gerektiğini böylesi cesur bir çocuğun onun himayesinde olmasını önermiş ve hem Markizi korumaya çalışıp canını riske attığı için hem de kızını kurtardığı için ne isterse dileyebilecegini söyledi ona.

Theon ise ilk önce alçak gönüllülükle reddetmiş babamın kati sesiyle de tek dileğinin kardeşine bakabileceği bir iş vermesini istemiş ve onları himayesine almasından ancak onur duyabileceğini dile getirdi.

Bense kenarda bu değişikliğin başıma ilerde ne gibi sorunlar açabileceği düşünceleriyle boğuşuyordum.

Sonra kendi kendime bunu da ilerdeki ben düşünsün deyip boş verdim. Theon ve Erce için çok mutlu oldum.

Sabah herkesin sağlığına kavuşması şerefine Kuzey lordu kutlama yemeği düzenleyeceği haberini gönderdi.

Şimdi ise büyük özenle ona hazırlanıyordum. Sonuçta resmi anlamda Kuzey lordu ve ailesinin tamamıyla bu yemekte tanışacaktım. Ailem iyileşmiş ve büyük bir badire atlatmıştı. Olabilecek en iyi şekilde o yemeğe katılmam icap ederdi.

Yanımda yardımcı tek bir kişi vardı. Ve tabiki bana başka bir tane daha yardımcı gönderememişlerdi. Haliyle diğer kız bebekle ilgilendiği için kendi işimi kendim görmüştüm.

Adam koskoca Kuzey lordu da olsa sonuçta imparatorluk sarayından evine dönerken kocaman ormanın ortasında zor durumda kalmış Marki ve ailesiyle karşılaşmayı beklemiyordu. E haliyle eldeki imkan kadar misafirperverlik görüyorduk.

Derin bir nefes alıp üstümdeki mavi elbiseyi kontrol ettim. Korse için ufak bir yardım alıp bu birkaç inciyle süslenmiş sade ama şık elbiseyi üstüme geçirmiştim. Saçlarım doğal halinde olduğu gibi sırtıma dökülüyordu. Siyah opeli de gümüş bir zincire geçirip boynuma takmıştım. Bundan sonra kolay kolay çıkarmaya niyetim yoktu. Hoş bir koku bulup sürdüğümdeyse yemeğe hazırdım.

Ayndada kendime bakmaya son verip Erce'yi kucaklayıp sırtını sıvazlayan yardımcıya doğru yöneldim. O bebeği yavaşça minderlerin üstüne bırakırken bende gelip yeni yeni gözlerini açmaya başlamış bebeğe bakıp gülümsedim.

Gözleri tıpkı annesi gibi sapsarıydı. Ama saçları abisininki kadar siyahtı. Gerçekten çok güzel bir bebekti. Acaba babaları nerdeydi ya da kimdi.

KAYIP KRALLIĞIN VARİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin