2. Bölüm~Birşeyler Değişmeye Başlıyor...

129 24 2
                                    


Yaşananlardan sonra herşey o kadar hızlı gelişti ki takip edemedim.

İçimdeki sıkıntıyla derin bir nefes koyverdim. Vikontesle tartışan Marki ve onu sakinleştirmeye çalışan Markizin sesi bulunduğumuz odaya kadar geliyordu.

-Nasıl? Hoşuna gidiyor değil mi ilgi odağı olmak?

Kanan'ın söylediği şeylerle dik dik suratına baktım. Gayet ciddi olduğunu farkedince hissettiğim sinirle göz devirdim. Ona cevap verme tenezzülünde bulunmayacaktım.

Olayların böyle ilerleyeceğini bende ön görememiştim. Ama işime yaradığını da inkar edecek değildim. Sonuç itibariyle ben, Helen, haklıydım.

Cassandra kendi bacağına sıkmıştı. Halamsa Vikontesdi. Ona bir hizmetcinin lafıyla kim ne yapabilirdi ki.

Detaylara daha çok hakim olsam ben konuşurdum ama şimdi bilmeden konuşup kendimi ele vermek isteyeceğim son şey bile olamaz. Bu yüzden korktuğu için susan kız rolüne bürünmüş ne sordularsa da hiçbirşey söylememiştim.

Yanımdan ayrılmadan önce tek istediğimin gitmek olduğunu fısıldadım Marki'ye doğru. Bakışlarındaki kararlı ifadeden bu isteğimi yerine getireceğini anladım.

Gelen adım sesleriyle kapıda beliren Marki,Markiz ve Vikontese baktım. Vikontes sanki gözleriyle beni parçalamak ister gibi bakıyordu. Dudaklarında ise yüzünde oldukça eğreti duran bir gülümseme vardı.

Herkesin dikkatli bakışları altında önüme kadar adımlayıp bana üstten bir bakış attı. Ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışırken bana karşı yaptığı referansla gözlerimle ağzım aynı anda açılmaya başladı.

Daha birinci şoku atlatamadan konuşan Vikontesle ikinci bir şok daha geçirdim.

-Benim çatım altında uğradığınız saygısızlık yüzünden size ve abim Markiye karşı çok mahcubum. Bağışlayın Leydi Helen.

Benle göz teması kurmadan söylediği şeylerle yüzüne daha dikkatli baktım. Gözlerime ısrarla bakmayan kadınla hafifçe boğazımı temizleyip konustum.

-Rica ediyorum gözlerime bakın lütfen.

Başını kaldırıp sinirle bana bakmaya başlamasını takmadan konuşmaya devam ettim.

-Tekrarının yaşanmaması suretiyle sizi affediyorum hala.

Genişçe gülümsedim. Ama yüzümdeki gülümsemenin sahteligini bu yakinliktan Vikontes çok net görüyor olmalıydı.

Ve anlaşılacağı üzere Markiyi karşısına almaktan korkmasını geçtim ona gerçekten değer verdiğini görmüş oldum. Eminim Vikontes de Helen gibi Markinin uzak tavırlarını Helen'i sevmediğine yormuş o yüzden böyle rahat hareket etmişti.

Bunlar tamamen ön fragmandı. Eğer aklındaki şeyi yaparsa Marki'yi gerçekten kaybedebilirdi. Benim için hava hoştu. Sonuçta herkes kendi seçiminin sonucunu yaşayacaktı.

Vikontes arkasını dönüp hızla odadan çıkarken arkasından uyuz ikizleride gitmişti. Gördüğüm andan beri bana kendi hayatımdaki kuzenlerimi hatırlatıp duruyorlardı. Haşereler.

Marki ve Markiz yan yana duran tekli koltuklara oturup birbirlerine baktılar. Aralarında sanki sözsüz bir anlaşma yapıyor gibiydiler. Makri kafasını çevirip önce yan yana oturan Kanan ve Katharine'ye bakıp sonra bana baktı.

-Herkes hakettiği cezayı aldı diye düşünüyorum.

Bu lafıyla kastettiği şeyin farkındaydım. Üstü kapalı buraya gelme sebebime değiniyordu. Bense içini rahatlatmak adına kocaman gülümsedim. Umarım dışardan tuhaf durmuyorumdur diye düşünüp konuşmaya başladım.

KAYIP KRALLIĞIN VARİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin