Flashback
Yeonjun 12, Soobin 11;
"Hyung ya ailemiz yakalarsa?"
"Soobin endişelenmene gerek yok. Bizi umursadıkları bir zamanın olduğunu sanmıyorum ama için rahat etsin diye annene haber verdim endişelenme olur mu?"
O gün ilk kez okul çıkışından sonra eve gitmek yerine beraber yürümeyi tercih etmişlerdi. Daha doğrusu Soobin'in ilk seferiydi. Ailesine karşı gelmek onun için her zaman daha zor olmuştu.
Yeonjun'un kol kola girmiş bir şekilde yürürken ona yakın olmaya daha çok dikkat etti. Kalabalık ortamlardan hoşlanmıyordu. Evde kalıp tüm günü Yeonjun ile orada geçirmeyi daha çok tercih ederdi. Yine de onun ile yeni şeyler yapmayı seviyordu.
"Olur." dediğinde Yeonjun'un koluna biraz daha sıkı yapıştı. Yeonjun Soobin'in bu harekete gülümsemeden edememişti.
Bir parkın önüne geldiğinde Soobin'in gözleri kocaman açıldı. En son ne zaman parka geldiğini hatırlamıyordu. Kendini bildi bileli hayatı dersler ile geçiyordu.
Koşarak salıncağa oturduğunda Yeonjun da peşinden gelip arkasında durmuştu. Yeonjun"Sıkı tutun tavşan." dediğinde dudaklarını büzdü.
"Hyung ben tavşan değilim." diye yakınması Yeonjun'un kahkaha atmasına sebep oldu. Soobin ile uğraşmayı seviyordu. Cevap vermek yerine salıncağı daha hızlı salladı.
"Beomgyu bizim buraya tek başımıza geldiğimizi öğrenirse kesinlikle kıyameti koparacak."
"Kesinlikle öyle olurdu ama kimsenin öğrenmemesi için aramızda bir sır olarak kalması lazım Binnie. Onun okuluna gidemezdik. Şimdi bunları düşünme ve eğlenmene bak. Çok fazla gelebileceğimizi sanmıyorum."
"Hyung sence ne zaman özgür olup istediğimiz şeyleri rahatça yapabileceğiz?"
"Bilmiyorum Binnie ama sana söz veriyorum her şeye rağmen özgür olmamızı sağlayacağım."
Soobin gamzesini göstererek gülümsedi ve Yeonjun'a bakmak için başını arkaya doğru çevirdi. Tüm masumluğu ile "Gerçekten mi?" diye sordu.
Yeonjun'un "Gerçekten." diye yanıtlaması kalbini istemsizce huzurun kaplamasına sebep olmuştu. Yeonjun onun için her zaman güvenli bir sığınak, kaçış noktasıydı.
"O zaman geldiğinde beraber yaşarız değil mi?. Sen, ben ve köpeğimiz."
"Yani Beomgyu'ya köpeğimiz demem biraz kırıcıydı sanki.*
Soobin kaşlarını çattı ve ayakları ile salıncağı durdurarak tamamen Yeonjun'a doğru dönmüştü.
"Hyung! Beomgyu'dan bahsetmediğimi ikimiz de biliyoruz. Hem o bizimle yaşamak istemiyor. Prens hazretleri tek başına kalmayı daha çok istediğini söylemişti."
Yeonjun işaret parmağı ile Soobin'in alnına vurdu. "Hemen kaşlarını çatma Binnie. Şaka yapıyorum. Peki nerede yaşamak isterdin? Yine Kore de mi?"
"Koreyi seviyorum ama burada olmak istediğimi sanmıyorum. Belki Japonya?"
Yeonjun kafasında bir şeyler tartıyormuş gibi düşündü be ve "Olabilir." dedi. Onun için Soobin ile yaşama fikri bile dünyanın en güzel şeylerden biri olabilirdi.
Ardından gözüne kestirdiği şey ile "Burada bekle Soobin. 5 dakikaya geliyorum."diyerek fırlamıştı. Geride ise gözleri şaşkınlığından dolayı kocaman açılmış bir Soobin bıraktı.
Soobin Yeonjun'un elinde bir adet pamuk şeker görmesi ile kocaman gülümsedi. Yeonjun yine Yeonjunluğunu yapmıştı. Yeonjun ona pamuk şekeri uzattığında hemen kabul etti.
"Teşekkür ederim hyungie."
"Rica ederim tavşan. Onu yersin ve kalkarız olur mu?" Soobin üzgün bir şekilde başını salladı. Pamuk şekerin bir kısmını uzatarak Yeonjun'a uzattı. Yeonjun eline almak yerine direkt tüm parçayı ağzına almıştı.
Soobin kıkırdadı ve pamuk şekerine geri döndü. Konudan bağımsız "Abim sanırım biriyle görüşüyor." dediğinde Yeonjun şaşırmıştı.
"Jungkook hyung biriyle mi görüşüyormuş?"
Soobin başını salladı. "Geçen gün ödevimde yapamadığım kısımları ona göstermek için odasına gitmiştim ve yanlışlıkla onları bastım. Hyung gözlerimi yıkamak istememe sebep oldular."
Soobin'in iğrenmiş yüz ifadesine baktığında Yeonjun kahkaha attı. "O şeyden mi yapıyorlardı."
"Dudak dudağa olmalarını kastediyorsan evet. Babam kesinlikle bundan hoşlanmayacak."
"Neyse ki ailene yakalanmamışlar Binnie. Abinin sevdiği birini bulmasına sevindim. O iyi biri."
Soobin "Evet abimi seviyorum." diye onu onayladı. Ardından "Belki de o ailede sadece onu seviyorumdur." diye içinden geçirdi.
"Bitirdiğine göre hadi gidelim." Soobin'e kalkması için elini uzattı. Soobin elini tutup kalktığında elini geri çekmemişti. İkisi de bu durumdan oldukça memnundu. Ellerinde olsa asla ayrılmazlardı.
Flashback end
••
Soobin-Yeonjun
Soobin:
neredesin hyung
2 gündür yoksun..
baban ofise geldi ve deli gibi sinirli
yine de endişelenme ben onu bir şekilde halledeceğim
keşke iyi olup olmadığını bilebilsem..••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Broken Hearts, Yeonbin
FanfictionYeonjun ve Soobin alfa olmaktan hiç bu kadar nefret edebileceklerini düşünmemişlerdi.