Soobin gözlerini araladığında hastanenin loş ışığı gözünü kamaştırmıştı. Kolu ile gözünü kapatacakken elinde hissettiği baskı gözlerini eline çevirdi. Gördüğü kişi ile gözlerine inanamadı.Yeonjun hastane yatağının yanındaki sandalyede elini sımsıkı tutmuş, başını elinin hemen yanına koymuş bir şekilde uyuyordu. Onun bu masum görüntüsüne gülümsemeden yapamadı.
Boşta kalan elini Yeonjun'un ipeksi saçlarına getirip okşadı. O sırada Yeonjun da uyanmıştı. Soobin'in uyandığını fark etmesi hemen doğruldu.
"Soobin uyanmışsın. Ne kadar korktum haberin var mı?" diye sitem ederken Soobin gülümsedi. Masum gözlerle "Benim için endişendin mi hyung?" diye sorduğunda Yeonjun kaşlarını çattı.
"Tabii ki endişelendim aptal. Aramızda ne geçerse geçsin sen benim evimsin Soobin. Evimi kaybedersem nasıl yaşarım?"
Soobin oturur pozisyona gelmek adına hareket ettiğinde Yeonjun yardım etti. Ardından "Merak etme henüz gitmeye niyetim yok." dedi.
"O zaman kendine neden bunu yaptın? Kurdunu baskılamak ne demek Soobin? Salak mısın sen? Kurdunla bağın koparsa ne olabileceğini düşündüm mü hiç?"
Soobin suçlu bir çocukmuş gibi gözlerini yere kilitledi. "Ondan nefret ediyorum. Zarardan başka bir şey değildi."
Soobin'in çenesinden tutup kendisine bakmasına sağladı ve "Soobin ne olursa olsun kurtlarımız ile biriz. Onlar olmadan yaşayamayız. Lütfen kurdunu daha fazla baskılama güzelim. Ben seni kaybedemem anlıyor musun?"dedi.
Soobin'in gözleri doluyordu. "Onu uzun süredir hissetmedim. Artık nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum ki hyung."
"Sana destek olacağım. Yine beraber her şeyi halleceğiz. Hem bizim birlikte olup başaramadığımız bir şey var mı?"
Soobin'in "Var." cevabını vermesini beklemiyordu. Sadece "Ne?" diyebilmişti.
"Neden onu bastıracak kadar nefret ettim ondan biliyor musun? O gün yaşananlardan sonra onu tamamen içimden parçalayarak çıkarmak istedim ben. Bizim başaramayacağımız en büyük şey o gün yapmak istediğimiz şeydi."
Yeonjun ayağa kalktı ve gözünün önüne düşen saçları eliyle geriye doğru taradı. "Soobin o konuyu açma lütfen. Sana tekrardan denemek için o kadar çok yalvardım ki. Sen pes ettin. Hemen sonra Arin ile.." Cümlesini tamamlayamamıştı ama cümlenin devamı yüzünü buruşturmasına neden oldu. Gerçekten kusacakmış gibi hissediyordu.
"Arin ile aramda hiçbir şey olmadı. Sana yemin ederim hyung Arin benim sevgilim değildi. Ben sana daha fazla zarar vermek istemedim. Sana yakın olsaydım.."
"Sensiz yapamayacağımı bildiğin halde beni kendinden uzaklaştırarak iyi olacağımızı mı düşündün?"
"Benimleyken de yaşayamazdın hyung. Ben seni o gün neredeyse öldürüyordum."
Soobin hatırladığı anı ile nefesinin kesildiğini hissetti. Yeonjun'u öylece kanlar içinde yatarken görmesi her şeyin bu hale gelmesine sebep olmuştu.
••
tw/ kan,cinsellik
Flashback
Yeonjun 24, Soobin 23 yaşında;
31 Aralık
"Sence de dağ evini boş bırakmaları çok garip değil mi?"
Yeonjun aldıkları malzemeleri dolaba yerleştirirken Soobin şömineyi yakmak için çabalıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Broken Hearts, Yeonbin
FanfictionYeonjun ve Soobin alfa olmaktan hiç bu kadar nefret edebileceklerini düşünmemişlerdi.