11

152 20 2
                                    

Bir ay artık jimin ve jungkook ile sınırda konuşa biliyordum, yine hazırlandığımda yoongi belime sarılarak dudaklarını boynuma bastırdı.

"Bu gün gitme"

"Sen de yanımdasın zaten"

"Evet"

Öpücük lerini yukarı çıkartarak dudaklarımı öptüğünde karşılık verdim,karnımda olan eli sürtünerek yukarı çıktı, boynumu okşayarak çenemde durduğunda kalp krizinden ölücektim.

Çenemi sıkarak daha çok dudaklarıma yapıştığında kendimi ona yapıştırdım, ellerimi saçlarına atarak çektim.

Geri çekildiğimizde yutkunarak saçlarını bıraktım, ondan ayrılarak üstümü düzelttim, sırıttığında kapı çaldı, göz devirip kapıyı açmaya gitti.

Taehyung,jin ve namjoon içeri girdi, bana baktılar,jin güldü.

"Nereye?"

"Arkadaşlarım ile buluşucam"

"Seni bekliyorlar"

Yoongi'ye baktığımda yanıma geldi, namjoon bize baktı.

"Bizde gelelim"

Kafamı salladığımda yine zemin ayaklarımın altından kaydı.

Sonunda geldiğimizde kalkanın yanına giderek karşılarında oturdum, jimin mızırdandı.

"Nerede kaldıın"

"İşlerim vardı"

"Orada ne işin olabilir ki"

"Yok ki, sabah akşam oturup yemek yiyorum,bir şey yaptığım yok"

Jin yoongi'ye baktı.

"Yoongi!"

Yoongi afasını çevirdi.

"Zamanım yok tu"

"Sana o kitabı çocuğa büyü öğret diye verdim"

"Bu gün başlarım, abartma"

"İki ay önce başlaman gerekiyordu gerizekalı"

Onlara anlamaz şekilde baktığımda jungkook'un sesi ile ona döndüm.

"Ne oldu? Biri mi var orada"

"Diğerleri de burada, tartışıyorlar"

"Neden?"

"Kitap"

Güldüklerinde ben de güldüm, yoongi arkamda durunca kafamı kaldırıp ona baktım.

"Ne kadar durucaksın?"

"Bilmem"

"Biraz dan gelirim"

"Nereye?"

"Boşver"

"Tamam"

Eğilerek anlımı öptüğünde güldüm, bir anda gittiğinde taehyung yanıma gelerek oturdu.

"Oo aranız da bir şeyler olmuş"

"Ne gibi?"

Sırıttığında göz devirdim, jimin ve jungkook bıkkınlık ile bana baktı,omuz silktim.

"Ne yapayım ya"

"Bizimle konuş"

"Konuşuyoruz ya, taehyung burada"

İkili kaşlarını çattığında güldüm.

"Asılı duran canavar"

Taehyung kafama vurdu.

"Sensin canavar"

Acıyan kafamı ovdum.

"Kürek elin nasıl acıyor biliyor musun sen"

Jimin güldü.

"Ne oldu?"

"Canavar dediğim için kafama vurdu"

Jungkook kıpırdan dı.

"Onları neden göremiyoruz"

Namjoon'a döndüğümde güldü.

"Değişim geçirdiğimizde görünürüz"

Jungkook'a döndüm.

"Değişim geçirdiklerinde görünürlermiş"

"Merak ettim"

Namjoon dönüşmeye başladığında yutkundum, yılan olmuştu ve ağaçlardan da büyüktü, sarı renginde ve ışıldıyordu.

Yanıma geldiğinde jimin ve jungkook geri gitti, jimin korkarak bakıyordu.

"B-bu"

"Bu namjoon"

Jin de büyüleyici bir peri olduğunda gözlerimi ondan çekemedim, yanıma gelerek taehyung'u itti ve oturdu, jungkook ve jimin'e el salladı.

"Selam"

İkili yutkunarak jin'e baktılar.

"Selam"

"Ben jin, namjoon'un eşi"

Kafa salladıklarında taehyung kalktı, yine ağaçta asılmış bir insan görünümüne büründüğünde yutkunarak kafamı çevirdim, korkutuyordu.

Jungkook bana baktı.

"Yoongi demiştin, o nerede"

"Bilmiyorum gelir birazdan"

Bir den yanımızda durduğunda güldüm.

"Geldi"

Kaşlarını çatarak diğerlerine baktı.

"Ne oluyor?"

"Arkadaşlarım onları merak etti de"

Kafasını anladım anlamında salladı, güldüm.

"Seni merak ediyorlar"

Göz devirdi, gözlerini kapatarak durdu, bir kaç saniye sonra etrafı kumaşlar ile doldu ve yine o siyah görünümüne kavuştu, pelerinin şapkasını kafasına taktı, bıçaklar bir den çıktı, arkasında havada duruyorlardı, arkamda durdu, jimin güldü.

"Hoseok canın tehlikede"

"Aslında böyle değiller, biliyorsun, çok iyiler"

"Bende yanında olmak istiyorum"

Jungkook jimin'in elini tutarak kafasını salladı.

"Yanımızda olmanı istiyoruz"

"Üzgünüm"

Kafamı eğdiğimde yoongi arkama oturdu, belime kollarını sardığında yutkundum, jimin kalktı.

"Gitme zamanımız geldi, görüşürüz hobi"

"Görüşürüz"

El salladığımda ikili gitti, gözlerim doldu, yanaklarım ıslandı, göz yaşım yoongi'nin koluna düştüğünde kumaş da minik bir delik açıldı, yanaklarımı sildim, yoongi kafasını omuzuma koydu.

"Üzgünüz hoseok"

Kafamı salladığımda hepsi gitti, yoongi de beni eve getirdi, kumaşlar yok oldu, dudaklarını yanağıma bastırdığında göğüsüne sindim, kokusu burnuma doluyor ve bir nebze bile olsa rahatlıyordum.

sope : Orman 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin