12

47 6 4
                                    

2 yıl sonra

2 yıl önce bir çılgınlık yapıp veliaht prens olarak saraya dönmüştüm.

Ailem hakkındaki gerçekleri öğrenmeliydim sonuçta.

İlk işim annemi bulmaktı aslında, fakat işlerimin yoğunluğu yüzünden ona vakit bile ayıramamıştım. 

Gittiğimde ne gördüğümü merak edersiniz değil mi?

Boş bir taht ve yalandan konulmuş bir veliaht prens.

---------------------------------------------------------------------------

Ait olduğum yere gidiyordum.

Arabama yoldan geçen birkaç otostopçu bağlayıp saraya yakın olan ormanın derinliklerinde ateşe vermiştim.

İşimi halledene kadar alevler saraya ulaşırdı zaten.

Sarayın arkasına geldiğimde yanımda getirdiğim halatı duvarın üştünden atıp tırmanmaya başladım.

Ne yapmamı bekliyorsunuz ki yani şu durumda Nazilerin üssüne giden yahudiden farkım yoktu.

Duvardan öbür tarafa atlayıp yere basana kadar canım çıksa da yapmıştım işte.

Taktığım siyah pelerinin altında sakladığım Katanayı çıkardım ve siyah peçeden maskemi yüzüme geçirdim.

Sanzu katanasını bana vererek çok yardımcı olmuştu.

Yavaşça çalıların arasından yürümeye başladım görünende kimsecikler yoktu.

Köşeyi döndüğümde gördüğüm manzara yüzünden hayal kırıklığına uğramıştım.

Gerçek annem ve yanındaki bir çocukla karşılaşmıştım.

Annem tam askerlere bağıracak iken yanındaki çocuğu çekip boğazına katanayı dayamak zorunda kalmıştım.

-Lütfen bırak oğlumu herşeyimi veririm!

Bu cümle acıtmıştı işte.

-Beni tanımadın değil mi?

Annem beni dikkatli gözlerle incelemeye başlamıştı.

-Acınası...

Maskemi yavaşça indirdim.

-Kendi oğlunu bile tanıyamıyorsun ha?

-Edward...

-Benim anne tam karşındayım.

Bana anlamsızca sarılmıştı.

Ayrılık acısına o kadar kapılmıştım ki karnıma saplanan bıçağın sesini bile duymamıştım.

Kendi annem beni bıçaklamıştı.

Popular Boy -Bajitora-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin