24. İkna

74 1 0
                                        

İyi okumalar...





"Bir süre buradayız." Prens şaşkın gözlerle içinde bulundukları bahçeye baktı. Gözlerini açtığı an kendini şimdi birkaç metre ötede kalan kulübede bulmuştu, üstelik yanında komutanla birlikte. Kaşlarını çatıp Yoongi'nin açıklamasına bir soruyla karşılık verdi.

"Ne kadarlık bir süre?" Komutan kulübenin önündeki merdivenlerden kalkmadan yanıtladı onu.

"Sen bu aptalca kararından vazgeçene dek." Onun elindeki ağaç dalıyla yeri eşelemesini izlerken başını dikleştirmişti Jungkook.

"Ben doğru olanı yapıyorum. Gizlenecek bir şeyim yok." Yoongi bakışlarını ona çevirdi.

"Jungkook." Derin bir iç çekti. "Bunun ötesini berisini düşünmüyorsun. Başına neler gelebileceği hakkında bir fikrin var mı senin?" Kollarını önünde bağlayan prensten o kadar da kolay ikna olmasını beklememişti zaten.

"Ben kraliyet kanıyım, kral olmadığı sürece kimse hakkımda emir veremez." dedi kibirli bir ifadeye sahip olan prens. Onun bu şımarık tavrına alışkın değildi ama söylediklerinin de yüzde yüz arkasında durabileceğini sanmıyordu diğeri.

"Aptal mısın sen? Ah, neden soruyorsam? Aptalsın işte, bariz." Jungkook başını hafifçe yana eğmişti.

"Heyetle ne konuşacağımı sanıyordun?" Yoongi bir anlığına kendini sorguladı. Onun bambaşka bir husus konuşacak olması mümkün müydü? Tereddütle sordu.

"Bizi anlatmayacak mıydın Jungkook? İlişkimizi?" Başı olumsuz bir işaret verip iki yana sallanınca komutan yerinden yavaşça ayaklandı.

"Onlara kimseyle evlenmeyeceğimi söyleyecektim." demişti Jungkook sesli bir nefesin ardından. "Komutan Min'e karşılıksız bir aşk beslediğimi ve beni bu nedenle herhangi biriyle evlenmeye zorlayamayacaklarını." Hafifçe güldü Yoongi.

"Ve bu karşılıksız aşk zırvasının karşılıksız kalmasını umdun, öyle mi? Sana bir şey yapamayacaklarını nasıl düşünürsün?" Sanki ezbere konuşur gibiydi prensin ifadesi.

"Kraliyet..." Yoongi onu susturmak, biraz da kendine getirmek için bağırmak zorunda kalmıştı.

"Heyet kan tanımıyor Jungkook! Halk da tanımayacak! Kendi cinsinden birine aşık olmanı halkın kabul etmesini bekleyemezsin! Hepsi sana cadılar tarafından büyülenmiş gözüyle bakacaklar, senin lanetlendiğini düşünecekler. İnfazın kaç gün alacak sanıyorsun? Toplasan üç günde infaz ederler seni." Hızla söylediği her kelime Jungkook'a en yakınından gelen bir bıçak darbesi gibiydi. Haklı olması bir yana, çözüm de üretmiyordu sevgilisi. Ellerini başının iki yanına götürüp bitkin bir halde konuştu.

"Yoongi bunun başka çaresi yok, anlamıyor musun?" Komutan sesli bir iç çekti.

"Var! Sana daha önce de söyledim. Beni bırak ve hayatına devam et. Bunu sürdürürsek..." Onun lafını tereddütsüz kesmişti karşısındaki.

"Seni bırakmam. Bu uğurda ölsem bile seni asla bırakmayacağım. Duydun mu beni?" Yoongi başını biraz yana eğdi. Gözlerini Jungkook'un gözlerine dikmişti.

"Sen ölürsen asla kavuşamayız aptal." Omuz silkti prens.

"Bunu bilemezsin." Yeniden kulübenin girişindeki merdivenlere çöktü bu cümlenin ardından komutan. Diğerinin delirdiğinden neredeyse emindi.

"Saçmalık. Koca bir saçmalıktan bahsediyorsun." Jungkook da onun yanına oturdu yavaşça.

"Asıl saçmalık burada olmamız. Benim şu an heyetle görüşmem gerekiyordu." Çevresine bakındı. "Arabacı nerede? Ben saraya döneceğim." Yoongi onun kalkmasını önlemek için kolunu kavradı.

"Dönemezsin çünkü onu gönderdim." Çatık kaşlarla karşılanmıştı söylediği.

"Ne demek gönderdim?" Yoongi dizlerinden destek alarak ayaklandı. Ellerini iki yana açmıştı.

"Basbaya gönderdim. Burada bizden başka kimse yok ve sen vazgeçene dek de olmayacak. Bunu da tahmini bir hafta olarak düşünüyoruz. Seni ikna etmem daha kısa sürecek gibi değil zira." Jungkook'un yüzü düşünceli bir hal aldı. İşaret parmağıyla çevreyi gösterdi.

"Yani bir hafta burada sadece ikimiz mi varız?" Anlamayabilirdi, aklında sadece heyetle yapacağı konuşma vardı muhtemelen. Bu yüzden onu onaylarken oldukça sabırlıydı sevgilisi.

"Aynen öyle." Ancak Jungkook bu seferki oldukça net sorusunun net yanıtını da anlamamış gibi görünüyordu. Sorduğundan bu anlaşılıyordu en azından.

"Koskoca bir hafta yalnız mıyız?" Komutan ciğerlerine derin bir nefes çekip ona doğru eğildi.

"Evet de neden sorup duruyorsun bunu?" Omuz silkti diğeri.

"Hiç. Öleceksem bile bir haftamı seninle geçirmiş olarak öleceğime inanamadım da bir an." Jungkook ayaklandığında Yoongi ellerini ona doğru uzattı. Parmakları usulca kavranmıştı.

"Ölmeyeceksin çünkü onlarla konuşmayacaksın Jungkook. Bunu ikimiz için de zorlaştırma artık." Jungkook'un dudakları parmak boğumlarına bir öpücük bıraktı.

"Senin zorlanman gerekmiyor. Sana söyledim, zarar görmene sebep olacak tek bir şey yapmam." Onun bu inatçı tavrına alışkındı, şimdiye dek hiç kolay bir Jungkook karşılamamıştı onu ancak bu kadarı fazlaydı. Komutan için bile zordu tüm bunlar.

"Sen çıkıp onlara itiraf ettiğinde benim sessiz kalacağımı mı sanıyorsun? Hatta belki onlara beni rahatsız ettiğini söyleyeceğimi, ha?" Onun sorusundaki kinayeyi anlamazdan geldi Jungkook.

"Evet, bunu yap lütfen. Böylece seni tamamen suçsuz kılabilirim." Alaycı ve neşeden yoksun bir gülümseme oluştu Yoongi'nin dudaklarında.

"Dalga geçiyordum. Sen tek bir kelime edersen seni onların önünde öpmekten gocunmam, duydun mu beni? O an orada öldürülecek olsam bile yaparım bunu. Kraliyet kanınla hayatta kalırsan da ömrün boyunca bunun vicdan azabını çekersin." Büyülenmiş gibiydi. Açıkçası Yoongi onun tavırlarına ve düşüncelerine dair artık bir tahminde dahi bulunamıyordu.

"Beni şimdi öper misin peki?" Aniden sorduğu soruyla irkilişi de bu yüzdendi.

"Ne?" Jungkook yüzünü ona yaklaştırdı.

"Beni şimdi öper misin dedim Yoongi." Gözlerini deviren komutana gözlerinden ışıklar saçarak bakıyordu şimdi prens.

"Hayati bir konu konuşurken nereden çıktı şimdi bu?" Jungkook önce duruşunu dikleştirdi. Ardından ona bir adım daha yaklaştı, fısıltıyla yanıt verdi sorusuna.

"Çünkü fikrim sabit. Bu yüzden seninle ne kadar yakın olursam o kadar..." Yoongi bir çırpıda dudaklarını onunkilere bastırırken sözü yarım kalmıştı. Nefessiz kalışlarıyla biten öpücüğün ardından ona yeniden uzanmadan önce mırıldandı Jungkook. "İyi."





Finale çıkan son 4'teyiz .)

Hands Tied¹ ~ YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin