Misemu ile patronumun bilgisayarından kendime göre telefon seçerken yine de dikkat ediyordum çünkü telefonlar oldukça pahalıydı, benim bütçem bu pahalı telefonlara asla yetmezdi. Eski telefonlara baktığımı fark eden Misemu konuşmaya başladı. "Bayan Nini, neden böyle eski telefonlar seçiyorsunuz?"
Derin bir nefes alıp daha ucuz telefonlara yöneldim. "Çünkü param yepyeni telefonlara yetmez Misemu, daha maaşımı bile almadım." Misemu güldü yapay sesiyle, daha sonra yine konuştu. "Efendim cidden siz mi alacaksınız telefonu? Chu buna izin verir mi sanıyorsunuz?" Durdum sesiyle daha sonra kaşlarımı çattım. Bayan Kim bana telefon mu alacaktı? O herkesten çok cimri olan Kim Jisoo, sıradan bir asistana son model telefon mu alacaktı?
Güldüm. "Saçmalama Misemu, Bayan Kim bana telefon hayatta almaz." Bilgisayar bir anda site değiştirdiğinde kaşlarımı havaya kaldırdım, daha sonra son model telefonların olduğu siteye girdiğimde sinirle nefes verdim. "Misemu, ne yapıyorsun?" bu yapay zekalar birde bilgisayarlara da girebiliyorlardı.
"Üzgünüm Bayan Nini çünkü Chu bana çok kızar, son model telefon almanız lazım." daha sonra siteyi aşağıya kaydırmaya başladı. "Şu telefona ne dersiniz? Kamerası gerçekten güzel gözüküyor."
Misemu'nun gösterdiği telefona baktığımda gözlerim parladı, yavaşça ekrana yaklaştım. Gerçekten çok güzel bir telefondu ve kamerası oldukça büyüktü. Ama fiyatı çok pahalıydı, ister istemez dudak büzdüm. "Güzel ama, çok pahalı. Ya Bayan Kim bunun için sinirlenirse?"
Misemu telefonu satın ala basıp telefonu aldığında kaşlarımı çatıp telefonu iptal edecektim ama çok geçti. "Misemu delirdin mi sen? Nasıl alırsın bunu!" Misemu bu davranışıma kahkaha atıp diğer telefonlara yöneldi. "Bazen patronunuzun kim olduğunu unutuyorsunuz Bayan Nini, bu fiyatlar Chu için bir sakız parası kadar. Kendileri zaten her gün servetine servet katıyor çünkü."
Sinirle nefes verip Misemu'nun baktığı telefonları değerlendirmeye başladım. Jisoo'nun bana kızacağını gerçekten düşünüyordum ama Misemu bunun asla olmayacağını söylüyordu. Eğer patronumu tanımasaydım ona inanırdım ama Bayan Kim gerçekten çok cimri birisiydi, biliyordum. Ama yine de Misemu'ya inanmayı seçtim.
Misemu neredeyse yirmiye yakın son model telefonu aldığında sessizce nefes verdim. "Misemu, Bayan Kim'in kızmayacağına emin misin? Kendilerinin çok cimri olduğunu duymuştum." Misemu gülerek siteyi kapattığında bilgisayarda Jisoo'yu gördüm. "Emin olun efendim, Chu bu kadar az telefon almamıza çok şaşıracaktır. Siz dert etmeyin lütfen." başımı salladım ve daha sonra arkama yaslanıp Jisoo'nun fotoğrafına bakmaya başladım.
Yüzü her zamanki gibi sert ve ifadesizdi. Bir moda çekiminde olduğu çok belliydi. Kırmızı dolgun dudakları, çekik ve oldukça zarif gözüken kahverengi gözleri, siyah uzun saçlarına yukarıdan topuz yapılmış, üstünde de uzun siyah bir elbise vardı. Duruşu oldukça sert ve dik gözüküyordu. Zaten bir seksen boyunda olan bu kadın topuklu giyince daha da uzun oluyordu.
Tanrım, ben neden bir altmış üçüm? Nerede adalet?
Kadın çok uzun olduğu için kafamı kaldırarak bakıyordum, onun gibi arkadaşları da çok uzundu. Mesela Lalisa Manobal bile benden oldukça uzun olduğunu o gün anlamıştım. Ama hepsinin arasından en çok dikkati her zaman ki gibi Kim Jisoo çekiyordu.
Saatler sonra Kim Jisoo'nun koltuğunda uyuya kaldığımı fark ettim. Üzerinde Bayan Kim dışında başka kimsenin oturulmasına katiyen izin yokken ben rahat rahat uyuyabiliyordum. Bir anda cam çok sesli bir şekilde kırıldığında bu sesten irkilip yere düştüm. Kafamı koltuğun demirine çarptığım için bir kaç saniyeliğine sarsılsam da daha sonra başımı ovuşturarak ayağa kalkmaya çalıştım. "Ah, kafam. Neden bütün aksilikler hep beni buluyor?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Walk To My Assistant / JenSoo
أدب الهواة"Benim asistanım," biraz daha yaklaştı bana, belimden tutarak kendine çekti ve dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Benim olana kimse dokunamaz. Sen benimsin, asistanım." Onun tek istisnası olmak, bir hayal gibi görünüyordu. /Sima