Selammm, ben geldimmm❤
Bölüme geçmeden önce kısacık bir BİLGİLENDİRME yapacağım. Okumadan geçmeyinnn🤭
Şimdi karakter olarak bu ikisini hepiniz biliyosunuzdur zaten...
Asya için Lilly Collins, Yalın için Sam Claflin cuk oturdu bence. Sizce?Bir de ikisi Love Rosie filminde oynamışlardı. Filmden bol bol birlikte sahnelerini bulur bulur bölümlere koyarım artık😁 Siz de eğer edit falan yapmak isterseniz, filmi de oyuncuları da kullanabilirsiniz. Ben pek edit konularında becerikli değilim ama elimden geldiğince yapmaya çalışacağım😍Geçen gün bir arkadaşınız yapmış instagramdan beni de etiketlemiş çok mutlu oldum. Buradan da teşekkür ederim kendisine❤
Bu arada profilimden bazen bölümden kesitler paylaşıp duyurular yayınlıyorum. Takip ederseniz ya da ara sıra profilime uğrarsanız siz de bu gelişmelerden haberdar olabilirsiniz❤
Keyifli okumalar diliyor, oy ve yorumlarınızı esirgememenizi rica ediyorum🥰
💔
Ayaklarım geri geri gidiyordu. Ne şirkete geri dönmek istiyordum ne de Yalın'la karşılaşmak. Yalın'ın ailemle konuşması, son zamanlarda sürekli bizimle olmaya çalışması, Ateş'le daha çok vakit geçirmeye çalışması, düşünceli halleri, iş hakkında söyledikleri, Beril'in söyledikleri, Yalın'ın benimle ilgili hiçbir şeyi zorla yapmayacağını söylemesi...
Hepsi ama hepsi birleşmiş ve beni Yalın'ın değişebileceğine inandırmıştı. Aslında yine her zamanki Yalın'dı. Ne zaman kavga etsek, ilgisizliği yüzünden ya da unuttuğu bir şey yüzünden tartışsak onun ardındaki birkaç gün Yalın çok ilgili oluyordu. Kendini bana affettirmeye çalışıyor, şebeklikler yapıyor, gönlümü hoş tutuyor ve ekstra ilgili davranıyordu. Sonra ben tamam bu sefer anladı deyip onu affediyordum ve Yalın birkaç gün sonra eski rutinine dönüyordu.
Yine öyle olmuştu aslında.
Boşanmıştık. Boşandığımız için kendini suçlu hissediyordu. Bu yüzden bizimle fazladan alakadar oluyordu. Ta ki bugüne kadar...
Gözümden akan bir damla yaşı elimin tersiyle yanağımdan kazırcasına sildim. Ağlamayacaktım. Alışmıştım ben. Artık bunların beni üzmemesi gerekiyordu. Sırf üzülmemek için boşanmamış mıydım zaten?
"Bak ne yaparsan yap ama akşama o yemeğe yetiş. Yoksa yemin ederim seni eve almam."
Gülerek söylediğim sözlerle Yalın da güldü ve şımarıkça "Kıyamazsın sen bana," dedi.
"Sen akşam hele bir geç kal da bak bakalım kıyıyor muyum kıymıyor muyum? Neyse şimdi oyalama beni, işim var. Kapatıyorum," dedim ve Yalın "Dur kapatma," diye resmen bağırdı. Az kalsın kulağımla omzum arasına sıkıştırdığım telefonumu düşürecektim.
"Noldu?"
Merakla sorduğumda "Seni çok seviyorum biliyorsun değil mi?" diye sordu. Ağzım kulaklarıma varırken "Akşam geç kalma ihtimaline karşı gönlümü hoş tutmaya çalışıyorsun bence, onu biliyorum." dedim.
"Aşk olsun Asya'm."
"Olsun olsun, hadi sen de oyalanma. İşini hallet çık hemen yola."
"Beni sevdiğini söylemeden hayatta kapatmam telefonu."
"İyi seviyorum, kapat hadi." derken sırıtıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boşansak da Beraberiz! (Tamamlandı)
General FictionAdliyenin bahçesinde Yalın'la birbirimize sudan çıkmış balık misali baktık. Bitmişti. Resmen boşanmıştık. "Bitti." Yalın gerçeği benden önce dile getirirken kafamı onaylarcasına salladım. Hâlâ gerçekmiş gibi gelmiyordu. "Evet. Garip hissediyorum."...