Rahibe Lino

1.9K 136 552
                                    

"FELIX İN LAN TAVANDAN"

Yine bir bara gelmiş ortalığı kasıp kavuruyorduk. Bugün yarın yokmuşcasına eğlenmeyi planlıyorduk. Ama planlarımız içinde tavandaki ışıklandırmada sallanırken düşüp omurilik felci geçiren bir Felix yoktu.

Bu yüzden onu ordan indirmeliydim. Çünkü içimde kapışan iyilik meleğim kötülük perime baskın gelmişti.

Gözüme batan ilk süpürgeyi elime aldım.

Yüksek ses yüzünden, veya belki çok sarhoş olduğu için, beni duymayan Felix'in dikkatini çekmek amacıyla masaya çıktım. Ve elimdeki sopa ile Felix'in poposunu dürtmeye başladım.

"Aaa popomu elliyo ya bu, kimsin lan sen?"

Sonunda dikkatini çekmeyi başardığım Felix baygın baygın konuşmuştu.

"Tavandan hemen inmezsen katil civcivini parçalarım Felix!"

Ama beni pek umursamış gibi görünmüyordu. Ne yapacaktım bu çocukla. Onun yüzünden eğlenmiyordum.

"Afedersiniz, yardıma ihtiyacınız var gibi duruyor"

Yanıma gelen kaslı mı kaslı, ultra kaslı, double kaslı, ve kaslı, kas adama söyle bir bakmıştım.

"Evet arkadaşım tavana çıktı da inmiyor."

Adam tavanda sallanıp 'Gesi Bağları' söyleyen Felix'e kahkaha atarak baktı. Ardından masaya çıktı ve Felix'i tuttuğu gibi indiriverdi.

Halbuki boyu da o kadar uzun değildi. Nasıl yetişti ki?

"Çok teşekkür ederim reis. Adamsın"

"Eyvallah kral ne demek"

Ardından bu kas yığınının yanından uzaklaştık. Felix'i gördüğüm ilk koltuğa ,tabiri caizse, fırlatıp; dans pistine geldim.

İşte şimdi benim sıram!

Dansım ile bir iki yakışıklıyı ağıma düşürebilirdim.

Çalan şarkıya uyumlu bir şekilde kafamı sallıyor kollarımı ve bacaklarımı rastgele hareket ettiriyordum. Eminim ki şuan herkes hayran hayran bana bakıyordur.

Hıh! Ben olsam ben de bana hayran olurdum!

Şarkının en can alıcı kısmında -artık kafamı sallamaktan beynim burnumdan çıkmaya hazırlanırken- müzik bir anda durdu.

Hareketlerimi yavaşlattım ve etrafıma baktım.

Tam da tahmin ettiğim gibi herkes bana bakıyordu. Elimle saçımı savurur gibi yapıp kıvırtarak sahneyi terk edecektim ki bar çalışanı koşarak yanıma geldi.

"Hemen şöyle uzanın beyefendi. Ambulans çağırdık"

Ambulans mı?

"Yanlışınız var galiba muhteşem dansım için ambulans değil haber ajansı çağırmalıydınız"

Adam elleri ile ateşime falan bakıyor bir yandan da etrafımızı saran kalabalık fısıldaşıyordu. Ama "Muhteşem dansım" dediğim anda adamın nabzımı ölçen eli bileğimden çekildi.

"Beyefendi siz dans mı ediyordunuz?"

"Evet?"

"Çok afedersiniz biz epilepsi krizi geçirdiğinizi düşünmüştük"

Ben cümlesini idrak etmeye çalışırken adam iki elini kaldırıp bizi izleyen kalabalığa döndü.

"Yanlış alarm! Adam dans ediyormuş meğer!"

Buy Me Prada, MinSungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin