"Felix biliyor musun"
Ortamın gerginliğini ve yaşadıklarını henüz üstünden atamayan sarışın çocuk tedirgin bir biçimde ondan büyük olana döndü.
"P-pardon da neyi?"
Hyunjin ise kendi elini çocuğun kolundaki kabuk tutmuş yaraya değdirdi.O yaraya dokununca hala çok taze olduğunu, kabuğu kaldırınca kanamaya başlayacağını bile anlamıştı.
Bundan ürken Felix kolunu kendine çekti. Bunun üzerine Hyunjin tekrardan çocuğun kolunu tuttu ve çocuğu kendi kucağına çekti.Sarışın olan o kadar şaşkındı ki.Neler oluyordu?"Hey! Uyuz köpek napıyorsun!"
Hyunjin bir elini çocuğun beline sarıp diğer elini de onun görebileceği konuma getirmişti.Ardından işaret parmağını sağa sola sallamaya başlamıştı.
"Tıch tıch tıch.Ben bir köpek değilim, Lee Felix."
Hyunjin cümlesini tamamlamadan gözleri tekrar kırmızı rengine bürünmüştü.Bunu gören Felix ise olduğu yerde kalakalmıştı.
Hyunjin çocuğun kulağına yaklaştı ve fısıldadı."Ben bir vampirim, Lee Felix."
Felix hemen çocuğu itmeye çalıştı fakat başaramadı.Kendisini o kadar sıkı tutuyordu ki.
En sonunda Hyunjin onu bırakmış, Felix ise kendini yerde bulmuştu.
Ondan büyük olan yavaşça ayağa kalkmış ve odanın ortasına geçerek saçındaki peruğu çıkarıp yere atmıştı.
Bundan istinaden Felix yavaşça kapıya ilerlemiş ve onu açmaya çalışıyordu.Lâkin pek de açılacak gibi değildi.
Bu yüzden pes etmiş olduğu yere oturup ağlamaya başlamıştı.Hyunjin ağlayan çocuğa dönmüştü.
"Kendine aptal deme, sâdece çok saf bir çocuksun."
Bunun üzerine sarışın çocuğun üzerine doğru yürümeye başlamıştı.Felix ise anlamamıştı,içinden geçirdiği kelimeleri nerden bilmişti?
"Yalvarırım gelme!"
Felix çığlık atacak derecede bağırmıştı.Ve zorla kapıya tutunarak ayağa kalkmıştı.Hızlıca etrafa bakındı ve kaçabileceği hiçbir delik dahi bulamadı.
Sonunda sırtını daha sert bir biçimde kapıya yasladı ve gözlerini kapattı.
Hissedebiliyordu,kızıl saçlı çocuğu hissedebiliyordu.Nefesi boynuna doğru vuruyordu.Hyunjin ise çocuğu kapıya doğru yaslamış, boynuna doğru eğilmişti.
Ama yapmasını engelleyen bir şey vardı içinde.Yapamıyordu,kanını emmek düşüncesi ne kadar güzel gelse de ona karşı bir şey hissetti.
Sessizce mırıldandı."Bu kadar çok mu korkuyorsun..?"
Sarışın çocuk kafasını salladı.Tir tir titriyordu.
Bunun üzerine Hyunjin onu bırakmadan kapının kilidini açtı ve geriye çekildi.Felix gözlerini araladı ve arkasına bakmadan kapıyı hızlıca açıp yapabildiği kadar hızlı koştu.
O kadar hızlıydı ki nerelere girdiğini dahi bilmiyordu.Sâdece koskoca bir ormanın içerisinde kaybolmuştu.O yapayalnızdı,artık tamamem tek başına kalmıştı.En sonunda koşmaktan yorulmuş hâlde kendini yere attı ve derin derin nefesler almaya başladı.
Sâdece babası için doğum günü pastası yapacaklardı.Felix saatler içinde nasıl bu duruma düşmüştü ki?
Şu anda ormanda değil annesinin yanında,akşam yemeğini hazırlaması gerekiyordu.Sahiden, onları bir daha görebilecek miydi?En sonunda olduğu yerde oturur pozisyona geldi ve etrafına bakındı.Bir dere bulmayı umut etmişti ama yoktu, yoktu işte.Burada ya kurtulara yem olacak ya da açlık ve susuzluktan ölecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Aşkım | Hyunlix
FanficFelix zorbalarından kaçarken yolunu kaybetmiş ve bilmediği bir mahalleye gelmişti.Lâkin bütün evler o kadar eskiydi ki, bir ev dışında.Tek şansı o ev idi ve gidip o evin kapısını çalmıştı.Kapıyı açanın bir vampir olacağını nerden bilebilirdi ki?