(Dizinin son sahnesinden yola çıkarak başlıyoruz. İyi okumalar.)
Herkes masanın etrafında toplanıp Bayan Chu'nun eriştesini bekliyordu. Hana yardım etmek için mutfağa yöneldiği sırada Bayan Chu "Hayır Hana yerine oturmalısın, bugün Mun geldiği için her şeyi ben hazırlayacağım." dedi.
Mo tak alaycı bir şekilde "Vay be böyle olacaksa Mun sürekli gidip gelsin."
Bayan Chu: Sussana, daha yeni geldi çocuk.
Mo tak : Hiç şakaya gelmiyorsunuz siz de!
Mun, üstünü değiştirip elindeki paketlerle odadan çıkarak içeriye geldi.
Mo tak: Heh! İşte as oyuncumuz geldi.
Jeok bong: Mun o elindekiler ne?
Mun: Bunlar sizin hediyeleriniz. Daha fazla şey getirmek isterdim ama ne zaman döneceğimi tam olarak bilmediğim için yanımda taşıyabileceğim küçük şeyler almak istedim.
Mo tak : Seni serseri hangisi benim versene ne konuşuyorsun diye Mun'un üzerine çullanınca Mun, Mo tak'a paketini verdi.
Paketin içinden gri bir saat çıktı. Mo tak hemen alıp saati koluna taktı.
Bayan Chu: Vay! Mun sen baya zevkli çocukmuşsun.
Mo tak: Yakıştı mı yakıştı mı?
Hana: Daha önce hiç saat takmadın mı hayatında?
Mo tak: Mun'un aldığı saati hiç takmadım hayatımda!
Mun, ikisinin bu hallerini özlediği için görmezden gelmeyi düşündü ama bunun yerine ortamı yumuşatmayı seçti. "Aresso Ahjussi Aresso! Yakında reklam teklifi alırsın."
Mo tak, bunun üzerine mankenmiş gibi pozlar vererek herkesi güldürmeyi başardı.
Mun sırayla Bayan Chu'ya aldığı fuları, Jeok bong'a aldığı güneş gözlüğünü de verince herkesin gözü masada kalan son pakete takıldı.
Jeok bong pakete yönelip bu da Hana'nın herhalde derken Mo Tak ta onu destekleyerek "Evet, Hana'nın olmalı. Hadi onu açın da yemek yiyelim, açlıktan ölüyorum!" deyince Mun pakete yöneldi. "Hayır o Hana noonanın değil, ahjussinin hediyesi."
Hana dahil herkes başta afalladı. Madem bu Hana'nın hediyesi değildi. Öyleyse Hana'nın hediyesi neredeydi?
Mo tak, masanın altına bakarak düşmüş olmalı değil mi Mun? dedi.
Jeok bong: Yoksa odada mı unuttun? İstersen gidip getireyim.
Mun, Jeok bong'u durdurarak hayır hayır ne düştü ne de unuttum sadece.. derken Hana her zamanki stiliyle masanın üstünden kalkıp "Hadi yemek yiyelim, Mo tak çok acıktım dememiş miydin?" deyince hepsinin bakışları Hana'da toplandı.
Masada erişte yemeye başladıkları an ortamda tahmin edeceğiniz nedenden müthiş bir sessizlik vardı. Hana dışında tüm counterlar birbiriyle bakışırken Bay Choi'nin gelmesiyle sessizlik bozuldu.
Bay Choi: Mun senin geldiğini duyunca sevinçten yerimde duramadım, sırf senin için en iyi dondurmacıya gidip herkese en sevdiği dondurmadan aldım.
Mun: Teşekkür ederim, ahjussi. Bunun karşılığında benim de sana küçük bir hediyem olacak.
Mun ahjussiye aldığı hediyeyi verirken ahjussi diger counterlara neler aldığına baktı. Hana'ya ne aldığını sorunca Bayan Chu, Bay Choi'nin ayağına bastı.
Mun, araya girip "Sahi noona sana söylemem gereken bir şey var." dese de Hana "Sorun yok, hediye sevmem zaten." diyerek masadan kalktı.
Mun: Ama noona!