25 - "Beni yeniden onarır mısın Tanrı'm?"

1.1K 93 358
                                    

Geçiş bölümlerine şarkı bulmak bölümü yazmaktan daha zor :"(
Çok kontrol edemeden hızlıca atmaya çalıştım, yazım yanlışları varsa uyarabilirsiniz. Bol bol yorumlarınızla ve oylarınızla destek olursanız çok mutlu olurum❤️

"Bir uzak var denizde kaybolursun, bir yokuş var içimde yorulursun."

🎶Çağan Şengül, Suzan Hacıgarip, Yasir Miy - Yol🎶

25

Kurutma makinesinin sesi başımı ağrıtmaya başladığında daha fazla odada oyalanamayacağıma karar verip fişini prizden çektim. Eve geldiğimden beri banyoyla, üstümü giyinmekle ve saçlarımı kurutmakla uğraşıyordum. Fakat daha fazla kaçamazdım. Chanyeol'e uygun bir izahla Park Eun Jung'la görüştüğümü ve yakında da tekrar görüşeceğimi açıklamalıydım.

Odamdan çıktığımda derin bir nefes alarak odasına yöneldim. Çoban Yıldızı'na sünger topunu fırlatıp kahkahalar eşliğinde geri getirmesini söylüyordu. Açıkçası bu neşesini bozacak olmak stresim ikiye katlıyordu fakat yapabileceğim bir şey de yoktu. Ondan bir şeyler sakladığımda bunu nasıl anladığını ve kırıldığını göreli daha sadece birkaç gün oluyordu. Aynısını tekrar ettirmeyecektim.

"Oğlum yavaş! Babayı düşürüyordun ya." sahte bir sitemle bacaklarıma dolanan Çoban Yıldızı'na söylendiğinde gülerek oyunlarına eşlik edip topunu koridorun sonuna fırlattım.

"N'apıyorsun burda?" odasında bir yığın çamaşır görmeyi beklemiyordum.

"Ütüye verilecekleri ayırdım gerisini katlayıp halledeyim dedim, birikince zor geliyor." oturduğu halının üstünde bir sıfır kollu daha alıp bacağında katlayarak yatağa koyduğunda ben de çömelip karşısına oturdum.

"Neden bana söylemedin birlikte daha çabuk katlardık."

"İşin vardı." omuz silkip yeni bir tane daha aldığında saçlarımı kurutmakta bu kadar oyalandığım için vicdan azabı duymuştum. Bir dolu çamaşırı tek başına katlamaya çalışmak dünyanın en sıkıcı işi olmalıydı. Çoban Yıldızı yeniden koştur koştur ağzındaki topla yanımıza geldiğinde gülerek topu ağzından alıp tüylerini sevdi. "Şimdi tek başına oynama vakti tamam mı oğlum? Babalarına biraz müsaade et, işlerini bitirsinler."

Tıpkı bir insan gibi öyle güzel anlıyor ve kendisine söylenene göre hareket ediyordu ki senelerdir birlikte yaşamamıza rağmen hala Çoban Yıldızı'na hayret etmekten kendimi alamıyordum. Islak burnunun üstündeki düz tüyleri öperek poposunu pat patladığımda babasının dediği gibi topunu da alarak içeri gitmiş ve bizi yalnız bırakmıştı.

"Ee, bugünkü çekim nasıldı? Yoruldun mu?" diye sordu çoraplarını havada çırparak.

"Yo, keyifli geçti." kestirme bir cevapla sepetteki şortlardan birini alıp üçe katlayarak solumdaki yatağın üstüne bıraktım. Yorucu olan çekim değildi. İşin yarısında Changbin'e devredip stüdyoyu terk etmem haricinde gayet keyifli sayılırdı. Beni yoran güncel meseleler ve kafamda dönenlerdi.

"Pek keyifli geçmişe benzemiyor." dedi yüzümü inceleyip yeni bir kıyafete geçerken. "Savcının kararı yüzünden mi moralin bozuk?" birden bire hiçbir girizgah olmadan dava konusunu açması tüylerimi ürpertmişti. Mimiklerimi okumakta mı çok iyiydi yoksa ben mi çok belli ediyordum bilmiyorum fakat Chanyeol'den hiçbir koşulda hiçbir şey saklayamayacağımı bir kez daha anlamıştım.

Şeker PrensHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin