O büyük mahkeme günü geldi çattı arkadaşlar. İsimlerin kafanızı karıştırmasına gerek yok daha önce hiç geçmemiş isimler de var olabilir siz sadece olay akışını takip etseniz yeterli 🤍 Sizi seviyor ve bolll yorumlarınızı bekliyorum.
"İyi ki o şiiri sevdim, iyi ki o sınırı aştım, iyi ki kokuna bulaştım, iyi ki bana bunu yaptın."
🎶Alifiru - İhtilal🎶
32
Bugün, aynaya bakarken kendimden başka bir benle bakıştığım son gün olacaktı. Artık çehrem on dokuz yaşımdaki halime dönüşüp nefret dolu bakışlarıyla çaldığım günlerinin hesabını sormayacaktı. Elinde atıştırmalık sosisi, üstünde kirli pijamalarıyla; hayatının hatasıyla çarpışan çocuk, "Neden o gün elimi tutup yerden kaldırmasına izin verdin?" diye bağırmayacaktı. "Sevmek buymuşçasına üstüne pahalı hediyeler fırlatıp her fırsatta bir günah olduğunu hatırlatan adama niçin tutundun, omuzlarındaki minnet hırkasını senelerce niçin üstünden çıkaramadın?" diye beni suçlamayacaktı. Çünkü bugün o genç çocuğun hayatının ellerinden nasıl çalınmasına sebep olduysam, gençliğini çalan o adamdan da bütün bir ömrünü alacaktım.
"Baekhyun? Giyinmedin mi hala?"
Aynadaki bulanık suratımı, gözlerimi silerek netleştirdim ve siyah gömleğimin son düğmelerini de kapattım.
"Geliyorum sevgilim." burnumu çekerek derin bir nefes aldım. Az sonra da aynanın açısına giren Chanyeol'ü gördüm. Yani kahramanımı, yeniden doğmamı sağlayan ve bana gerçek sevginin ne olduğunu öğreten adamı.
"Ne oldu o burna öyle kızarmış yine çilek gibi?" artık daha da iyileştirdiği yürüyüşüyle hiçbir yere tutunma ihtiyacı duymadan yanıma gelmiş ve yüzümü kavrayarak beni kendine döndürmüştü. Verecek bir cevabım yoktu. Bu yüzden gözlerine de bakamamıştım doğru dürüst. "Öpeyim mi o bal yanaklardan, hm? Belki iyi gelir." komik teklifi aklımdaki ağır düşünceleri yerinden etmeye yeterken hafifçe gülerek kafa salladım.
Dudaklarının temasıyla gözlerim de yorgunca kapanmıştı. Yanağımdaki ılık nefesi bir süre daha orda kaldı ve kolları bedenimi kavrayarak vücuduna yerleşmemi sağladı. Şimdi her şey çok daha kolay ve önü açıkmış gibiydi.
"İyi geldi." diye mırıldandım yumuşak gövdesinde dinlenirken. Kokusu bile sakinleşmeme yetiyordu. Saçımın üstüne kondurduğu öpücüklerinden bahsetmiyordum bile.
"Çıkalım mı öyleyse? Trafik malum erken gitmekte fayda var."
Güney Kore'nin bu zamana kadar ki en sansasyonel olaylarından birinin sonuçlanacağı dava gününe nihayet gelmiştik. Şahsi meselemin çok daha ötesinde, ucu topluma dokunan, binlerce masum insanın hakkının gasp edildiği ve arkasında yalnızca bir kişinin değil koca bir yolsuz ordusunun yer aldığı o hesaplaşmaya tanık olmak isteyen pek çok insan vardı ve günler öncesinden örgütlenilmişti. Sehun mahkemede pek çok gazetecinin bulunacağını ve hükümet tarihinin en çarpıcı mahkemesi olacağı için de halkın gerek bizzat gerek yayınlarla bu mahkemeyi izleyebileceğini söylemişti.
Buna rağmen mahkeme hakkında hiçbir şeyi hayal edemiyordum. Daha doğrusu hayal etmek istemiyordum. Çünkü artık sonlarının geldiğine inansam da vaktinde arkalarına aldıkları liyakatsiz iş bitiricilerin yeniden ortaya çıkmasından ve gidişatı etkilemesinden korkuyordum. İddia makamında Kim Jongin'in oturacak olması içimi rahatlatan tek şeydi. Kararda herhangi bir kayırma yapılmasına izin vermeyeceğinden ve artık hak edenin hak ettiği cezayı almasını sağlayacağından emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeker Prens
Fanfiction"Yalnızlık, seviştiğin o kalpsiz bedende uyuşturuyor seni." "Bunun adı aşk Chanyeol." "Yanılıyorsun Baekhyun, bunun adı kör olmuşluk."