Hogwarts' ın başmüdürünün adımları her zamankinden daha hızlıydı, yaşından beklenmeyecek kadar hızlı... Albus Dumbledore koridorları geçerken, hemen yanında yürüyen genç adamın siyah cübbesinin etekleri yerleri hafifçe süpürüyordu. Telaşlı adımlar hastane kanadının en geniş revirinde son buldu. Yaşlı büyücü içeri girer girmez nefesini şaşkınlıkla içine çekmişti.
- Bu kadar kısa zamanda mı?
- Evet, sayın müdür. İki gün içinde tam kırk üç öğrenci.
- Ama... Ama sen bir şeyler yaptın değil mi Severus?
Siyah saçları yüzünün iki yanını perdeleyen genç adam içini çekti. " Elbette Albus yoksa... Hepsi çoktan ölürdü veya tahmin edemeyeceğimiz şeylere dönüşürlerdi. " Dumbledore rahat bir nefes alarak minnettar bakışlarla Severus' a gülümsedi. Hastalanmış öğrencileri diğerlerinden ayırmak için karantina başlatılmış ve hepsi bölmeler halinde bir yere toplanmıştı. Beyaz perdelerin ayırdığı bölmeleri gezmeye başlayan başmüdürün mavi gözleri dikkatliydi, inceliyordu, araştırıyordu ve belki de endişeliydi. Ama öğrencilere hiçbir şey belli etmeden onlarla konuştu, hatta şakalaştı, cebindeki zulasından şeker bile dağıttı. Hasta öğrencilerin morallerini biraz olsun yükseltmeye çalıştı. Bir öğrenciye iksir içirmeye çalışan Madam Pomfrey' in yanına ulaştılar.
- Durum nedir?
- Hazırladığınız iksiri içirdim Profesör Snape. Aşırı ateşlenmiş olanlar şimdi çok daha rahat nefes alabiliyorlar ama... Gelişme kaydettik sayılmayız. İksir sayısı on beş ama hastalık bir. Ancak hastalığın semptomları o kadar fazla ki...
- Biliyorum. Bu yüzden tek bir iksir hazırlayamadım.
- Bunun nedeni ne olabilir Severus?
- Açıkçası sadece doğal olmadığını söyleyebilirim Başmüdür. Ateş, kusma, ishal, kırmızı lekeler, kabarcıklar, şişen kol, bacak, diller, kulaklar ve burunlar, halüsinasyonlar, bilinç kaybı, taşlaşma, psikolojik sanrılara kapılma veya duyguların hassaslaşması gibi hem fiziksel hem de tamamen fiziksel olmayan belirtileri var. Sanki biri onlarca hastalığı birleştirmiş ve Hogwarst' a salmış. Bu da ancak...
- Kara büyüyle olabilir.
Dumbledore bembeyaz sakalını sıvazlayarak kapıya ilerlerken, yatağına oturmuş gayet sakince etrafı inceleyen, zaman zaman da elindeki kitaba geri dönen sarışın delikanlıyı fark ederek durakladı. " Draco da mı? Severus sence... " Severus başını iki yana salladı. " Tesadüfen bulaşmış olabilir. Kasıtlı olarak asla Draco' ya saldırmazlardı. Malfoy' ları hala istiyorlarsa ki bence istiyorlar Draco' nun hayatı onlar için önemli. " " Nesi var? Bana gayet normal göründü. " Severus ilk kez tebessüm etmeye yakın bir tavırla dudaklarını büktü. " Buraya getirilene kadar Romilda Vane ve Blaise Zabini' nin de içinde bulunduğu birkaç kişiye evlenme teklif etmiş. " Dumbledore beyaz sakalının ardında gülümsedi. " Duygusal karmaşa mı? " Severus omuzlarını silkince baş büyücü Draco' ya bir kez daha bakıp çıkışa yöneldi.
![](https://img.wattpad.com/cover/42183825-288-k179198.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Die Hard, Love Hard - Snamione
FanfictionNedeni bilinmeyen amansız bir hastalık Hogwards'ı sardığında, Draco Malfoy ve Ronald Weasley dahil olmak üzere pek çok öğrenci yavaş yavaş karantinaya alınmaya başladığında tek kurtuluş ümidi Severus Snape'in deneyimli ellerindedir. Ancak Snape bir...