-Bölüm 7-

108 6 0
                                    

Multimedia; Derin

-

Sarpla arabada ki konuşmamızdan sonra hiç konuşmamıştık. Şuan ise Kadıköy'de bir şeyler atıştırıyorduk. Aras ile ben yan yana, karşımda Rüzgar ve yanında Sarp vardı. Rüzgar'ın gözlerini üzerimde hissetmeme rağmen hunharca hamburgerimi yemeye devam ettim.

"Ee beğendiniz mi bakalım İstanbul'u?" dedi Rüzgar patateslerinden yerken. "Çookkk." diyerek onayladım. Sarp ise beni onaylayarak geçiştirdi. Rüzgar öyle bir patates yiyordu ki canım çekti. Aras'ta benimle birlikte ilk patateslere daldığından onunda yoktu.

"Rüzgar bana da patateslerinden verir misiin?" dedim dudağımı büzerek. Hareketime gülerek patates uzattı ağzıma doğru. Elimi bulaştırmamak için ona karşı koymadım veelindenpatates yedim. Kendi ağzınada attıktan sonra bana döndü. "İstiyor musun daha?" dedi. Gülerek kafa salladım. Bir tane daha uzattıktan sonra Aras konuştu.

"Patates istiyorsan alabiliriz Derin, Rüzgar'ı sömürmene gerek yok." dedi gülerek. Omuz silkerek konuştum. "Hayır, ben Rüzgar'ın patateslerinden istiyorum." Hepsi birden bu lafıma güldü. Neresi komik bunun? Rüzgarla birlikte patateslerini bitirdikten sonra ayaklandık. Her yeri gezdiğimize göre artık eve gitme vakti gelmişti. Ama ne yazık ki eve gitmek istemiyordum. Saat sekiz buçuktu. Aklıma gelen fikirle gülümsedim.

"Ya aslında bara falan mı gitsek? Hatta gidelim." dedim bir umutla Aras'a bakarak. Biraz düşündükten sonra konuştu. "Olmaz güzelim, çok yorgunum." dedi dudak bükerek. "Çok kötüsün Aras.'Derin seni istiyorum.' dersin sen." dedim ölümcül bakış atarak. Nefesini dışarı verip konuştu. "Güzelim bunu düşünemeyecek kadar yorgunum. Dün bütün gece kardeşime baktım ve şuan sadece eve gidip uyumak istiyorum." dedi. Aras'ın kardeşi olduğunu ilk defa duyuyordum. Çok üstelemeyerek anlayışla başımı salladım. Ardından ikinci bir umutla Rüzgar'a döndüm. Şirin şirin gülümsedim ilk önce. Tam konuşcağım sırada o konuştu. "Hayır çirkin, bende çok yorgunum." dedi pişkin gülümsemeyle. "Ya of iyi be. Bende tek giderim o zaman." dedim blöf yaparak. Üçüde birden itiraz etti. Ardından tekrar konuştum.

"Gelmezseniz gelmeyin, tek başımada gidebilirim bilin istedim. Neyse hadi iyi uykular size." dedim ve taksi durağına doğru yürümeye başladım. Arada adımlarımı yavaşlatıp gelip gelmediklerini kontrol ediyordum. Ne yazık ki kimse yoktu görünürde. Aman canım! Gelmezlerse gelmesinler, bende tek giderim! Taksi durağına tam varacakken ismimi duymamla irkildim. Bu ses Rüzgar'dan başkasına ait değildi.

"Derin! Dur be güzelim, ne kadar hızlı yürüyorsun!" dedi nefes nefese. Ona inat adımlarımı hızlandırdım ve durağa girdim. Girmemle birlikte belimden tutulup geri çekildim. Yere düşecekken son anda kendimi toparladım ve Rüzgar'a atarlandım.

"Oha olum dikkat etsene. Az kala yere serilcektim." Cümleme karşılık yüzünü buruşturdu.

"Gerçekten tuhafsın Derin. Seni bu halde tek başına bara yollayacağımı mı sandın?" dedi gülerek. Sorusunu takmayarak başka bir soru yönelttim.

"Araslar nerede?" dedim gözlerine bakarak. "Arasla Sarp eve gittiler. Sarp'ın eşyaları orada olduğunda bugünlük orda kalacak. Sonraki birkaç günde bizde. Şimdi sana dönelim. Nereye gitmek istersin?" dedi. Biraz düşündükten sonra sonunda uygun cevabı bulabilmiştim.

"Fark etmez." dedim omuz silkerek. "Pekala öyleyse, ben çok güzel bir yer biliyorum. Yarım saatlik bir yol var dayanabilir misin?" dedi. Olumlu anlamda kafa salladım. Ardından taksiye bindik.

Yoğun ısrarlarıma karşı Rüzgar yanıma oturmuştu. Yarım saatlik yolda hafif kestirmek için birine ihtiyacım vardı. Yanıma oturunca ellerimi beline doladım ve suratımı boynuna sakladım. Çok geçmeden erkeksi kokusuyla mayıştım.

ÇİRKİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin