3. Bölüm " Hayatıma Bakacağım"

54 11 1
                                    

4 ay sonra

"Eylül yemek hazır!" Teyzemin belki kaçıncı kez yemeğe çağırışıydı.
Ben odamdan çıkmıyordum. Bütün
günümü odamda uyuyarak, düşünerek ve kitap okuyarak geçiriyordum. Belki nadiren teyzem
yemeğe çağırdığında gidiyordum.

Teyzemin ve dayılarımın zoruyla teyzemde kalıyordum. O eve bir daha gidemedim. Zaten eşyalarımı da teyzem toplamıştı. Yine o nadir anlardan birindeydim.

Odamdan çıktım, mutfağa geçtiğimde teyzemin yüzünde her mutfağa geldiğimde ki yüz ifadesi vardı. Biraz umut ve mutluluk karışımı bir yüz ifadesi.
Biliyorum onu üzüyordum, yoruyordum ama ne yapacağımı bilemiyorum. Sanki boşlukta süzülen bir kar tanesi gibiyim.

Yemek masasına oturduğumda hiç iştahımın olmadığını farkettim.  Son bir kaç ayda zaten kendisi bana pek uğramuyordu!
bayağı da kilo vermiştim.
Emel teyzem bana açık kahve gözleriyle bakıp,

"o yemeği gözlerinle yiyemeyeceğini biliyorsun değil mi?" dedi. Ben yaklaşık 10 dakikadır yemeği izlediğimi fark ettim.

"biliyorum ama hiçbir şey yemek istemiyorum."

o an son 4 ayda ilk defa bu kadar uzun bir cümle kurduğumu fark ettim. Teyzem de benim konuştuğuma biraz şaşırmış olacak ki

"eylül biraz dışarı çıkmak ister misin? Belki alışveriş de yaparız. Nasıl olur?"

Biliyorum beni konuşturmaya çalışıyor.

"istemiyorum" dedim biliyorum onu üzüyordum ama inanın hiçbir şey yapmak istemiyorum. Elimde değil. Teyzem derin bir nefes aldı.
Evet şimdi kesin bir nasihat geliyor bekleyin.

"bak eylül" diye başladı teyzem. Demiştim size.

"bu hayat böyle geçmez, böyle yaşayamazsın. Biliyorum acın büyük ama inan bana hayatını yas tutarak geçiremezsin. Hayattan, yaşamaktan vazgeçemezsin. Bunu kendine yapma, hayatını mahvetme. Hem annen seni bu halde görse ne kadar üzülürdü."

başımdan sanki bir kova buzlu su boşalmış gibi hissettim. Teyzem annemden ilk defa bahsediyordu. Teyzem her kelimesine kadar haklıydı. Bunu biliyordum. Annem bana hep derdi ki

" sakın pişman olacağın  şeyler yapma! "

doğru söylüyordu. Bende yapmayacaktım. Pişman olacağım şeyler yapmayacaktım! Gerçekten de hayat böyle geçmezdi. Teyzem o sırada,

" her neyse ben sadece seni uyarmak, bir şeylerin farkına varmanı istemiştim. "dedi.

Derin bir nefes aldım.
" Tamam. " dedim.
Teyzem ne demek istiyorsun der gibi yüzüme bakıyordu.

" haklısın " dedim.
" ve söylediklerin bir şeylerin farkına varmamı sağladı. Bence de hayat böyle geçmez. "

Teyzem bana şüpheyle bakıyordu.

" ve...? " dedi sorar gibi tek kaşı havada bir şekilde.

" ve... Haklısın ailem beni böyle görse üzülürdü." diye tamamladım onu.

" yani ?" diye sordu teyzem. Güzel, harika kelime oyunu oynuyoruz demek. Hep Bir şeyleri tamamlamak zorunda mıyım?
Derin bir nefes aldım belki kaçıncı kere.

"yani tamam bundan sonra hayatıma bakacağım."

Teyzem kocaman gülümsedi.

"o zaman hemen kalkıp giyiniyorsun ve dışarı çıkıyoruz. Derhal o hello kitty 'li pijamalarından kurtul, derhal!"

sandalyemi çekip ayağa kalktım ve teyzeme bıkkın bir sesle "anlaşıldı senden çekeceğimiz var belli." dedim. Teyzem de bana

"bunlar az bile, daha çok çekeceğin var benden." dedi gülerek.

Hemen odama geçtim. Dolabımı açtım. Ben her zaman nasıl hissediyorsam öyle giyinirdim. Mesela heyecanlı hissediyorsam turuncu, huzurlu hissediyorsam yeşil, güvende hissediyorsam mavi, güçlü yada yasta hissediyorsam siyah gibi.
Bugün yine bazı günlerde ki gibi siyahı tercih ettim.

      ***  ***  ***  ***

" Teyze yeter, eve dönsek mi artık?"

4 saattir avm'deyiz .Evet! tam 4 saat oldu avm 'ye gireli ve bir türlü çıkışımız olmadı maalesef.

"olmaz, daha sana kitap alacaz hem ne çabuk yoruldun sen?"

şaşkınlıkla yüzüne baktım.

"sen yorulmadın mı? 4 saat oldu. Oradan oraya gidiyoruz
Kendimi bir ayakkabı mağazasında buluyorum, Bi sinemada neye uğradığımı şaşırdım."

Teyzem umursamaz bir yüz ifadesiyle
"hadi hadi nazlanma birkaç kitap seç kendine, akşam yemeğini yiyince eve geçeriz." dedi.

Allahım ya! şaka gibi yemek yiyecez diyor ya vallahi gerçekten çok çekeceğim var.
Ne! Bir saniye kitap mı dedi o?
Bu kadın gerçekten benim zaaflarımı iyi biliyor. Kitapları çok sevdiğim için sızlanmayı kestim. En azından bu beni biraz mutlu eder. Kitap mağazasına girmeden önce, defalarca yaptığım gibi hep arkama baktım. Sanki birileri bizi takip ediyor gibi hissediyordum. Yada ben öyle sanıyordum. Of eylül iyice paranoyaklaştın. Kim seni ne yapsın.
Hep okumak istediğim birkaç kitap vardı. Onlardan bir kaçını aldım.

"evet kitaplarımızı aldığımıza göre artık eve gidebiliriz."

Teyzem bana
"evet gidebiliriz" dedi. Bende oh be der gibi baktım. Sonunda artık yatağıma kavuşabilirim. Hello kitty 'li
Pijamalarımı giyebilirim.
"ama önce yemek yiyecez" dedi. Ah hayır! çok
erken konuşmuşum.

"pekala, sonra hemen eve gidiyoruz." dedim bıkkın bir sesle.
Başını sallayarak
"tamam tamam gidecez merak etme. seni pijamalarından ayırmayacam." dedi gülerek.

Bende gülerek karşılık verdim. "sorma ya bayılıyorum onlara bende ayrı bir yeri var."

avm' nin teras katındaki bir restoranta girdik rüzgar saçlarımı geriye doğru savuruyordu. Masalardan birine geçerken kafasını dergilerden birine
Yüzü görünmeyecek şekilde gömmüş birini gördüm. Ben bu adamı daha önce görmüş müydüm? Çok tanıdık geldi sanki. Bana öyle geldi herhalde .
Yemeklerimizi yedik, İzmir 'in muhteşem manzarasını izliyordum.
İnsana huzur veriyordu. Teyzem mayışmış olacak ki "hadi eylül kalkalım artık yorulduk." dedi. Birşey derdim ama bende yorulduğum için itiraz etmedim. Çıkışa doğru ilerlerken o adam hala orda mı diye baktığımda yoktu. Harbiden kafayı yedim ben. İnsanların işi gücü yok seni takip edecekler. Yok daha neler!

Son Gözyaşı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin