11. Bölüm "Ayaz "

38 8 4
                                    

"Saniyeler sonra bile neler olacağını bilmeden, yıllar sonrasının hayalini kuruyoruz ..."

*** *** ***

"Neredesin sen ? "

Oğuz bir an önce şu telefonu kapatsa iyi olur çünkü oraya gidip telefonu kafasında kırmak zorunda kalacağım !

" Kütüphaneden şimdi çıktım dedim ya Oğuz ! " Birşeyi on kere sormak zorunda mıydı?

" Heee " dedi gevşek gevşek. " Şey diyecektim ben , önce suyu kaynatıyor muyduk yoksa kaynamadan mı içine atıyorduk ? "

" Neyi ? " diye sordum.

" Makarnayı. " dedi.

Ne ! hayır, lütfen bana Makarna yapıyorum demesin . Hele ki teyzemin mutfağında ! Bu sefer kimse onu teyzemin elinden alamazdı .

" Bana Makarna yapıyorum deme oğuz ! Hele ki teyzemin mutfağında hiç deme . "

" Makarna yapıyorum ve evet, sizin mutfakta. " dedi sanki normal birşey yapıyormuş gibi. Başkalarına göre normal evet, ama Oğuz' a göre asla. çünkü kendisi Çay demlemeyi bile zor beceriyor.

" Oğuz sen yemek yapmıyorsun, sen mutfakta savaş yaşıyorsun ! " dedim hiddetle. Çünkü en son Makarna yapmaya çalıştığında mutfaktan geçilmiyordu . Uzun makarnaları kırmadan soğuk suyun içine atmış, ocağın altını açmadan yumuşamasını bekliyordu .birde kafasını kaşıyıp " Eee bunlar niye olmadı ? " demesi yok muydu ?

" Ne yapayım kızım, aç mı kalayım ? "dedi kendisini acındırarak . " Hem zaten Ayaz da burda. " dedi.

O kim ya ! Yeni Yeni insanlar evime getirip duruyor.

" sormaktan korkuyorum ama Ayaz kim ? " inşallah odama girmemişlerdir çünkü eşyalarıma dokunulmasından hoşlanmıyorum. Ben izin verdiğim sürece sıkıntı yok tabii.

" Ne demek ayaz kim , sende tanıyorsun ya ! "

Artık o kadar çok arkadaşı olduk ki, tanıştırmışsa bile unutmuşumdur.

"Ne bileyim ben oğuz ! " dedim.

"Ya var ya hani... neydi ya senin diğer ismin ? " diye sordu yanındakine doğru.
hemen sonra "heh Ege işte ! hani şu yanından ayrılmayan çocuk. "

Ne ! Ege mi ? onun iki ismi mi varmış ? hem ne alaka yanından ayrılmayan çocuk. Ama yan yana getirince de uyumlu oluyormuş, "Ayaz Ege " o an fark ettim ki ben ona hiç ismiyle seslenmemiştim hiç Ege dememiştim. belki içimden ona öyle diyordum ama yüzüne karşı hiç söylememiştim.

"Heyy sana diyorum! Orda mısın ? " Oğuz 'un sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım .

" Burdayım ... Hem senin evin yok mu oğuz ? eminim Selda teyze şu anda döktürüyordur."

"Canım öyle istiyor . " dedi gülüşünü bastırmaya çalışarak.

Daha da sinirlendim kesin o Yağmur cadısı söyledi "kapat Oğuz, kapat ! " dedim sinirle.

"Ama makar - " demeden telefonu suratına kapattım. Artık yağmura sorardı makarnanın nasıl yapıldığını...

Hem Ayaz'ın bizde ne işi vardı ki ? Sahi ,Onunla benim aramda nasıl bir ilişki vardı? Arkadaş gibi davranmadığımız kesindi. Ama başka türlü olmadığımızda ortadaydı. Onun bana olan ilgisinin arkadaşlıktan da öte olduğunu biliyordum. Peki ya neydik biz ?

Hayat gerçekten çok karmaşık bir hal alabiliyordu . Her an başımıza neyin geleceğini, hayatın karşımıza neyin çıkaracağını bilmeden belirsizlikler içinde yaşıyorduk. Saniyeler sonra bile neler olacağını bilmeden yıllar sonrasının hayalini kuruyorduk...

telefonumu cebime atıp yürümeye başladım ,bizim evin sokağına az kalmıştı. Daha henüz sokağa varmadan durdum. Burası neden bu kadar tenhaydı ? Normalde insanların gelip geçtiği bu sokak neden bugün bu kadar sessizdi ? Tabi ya ! Bugün Pazar günü olduğu için bütün dükkanlar kapalıydı. bu yüzden kimse yoktu. Ama ortamdaki tehlikeyi resmen soluyordum. sanki her an kötü bir şey olacakmış gibi hissediyordum. Montuma ve çantama iyice sarıldım ve hızlı hızlı yürümeye başladım.
saçmalama Eylül , her zamanki sokak işte, kötü düşünceleri aklından çıkar !

Hızlı hızlı yürümeye devam ederken sokağın köşesine döndüğümde arkamda hissettiğim bedenle ağzıma kapanan bir el ve başımın arkasına çarpan sert bir cisimle bilincimi kaybetmiştim. En son hissettiğim şey ise başımın arkasındaki ıslaklıktı...


Biraz kısa oldu ama ileriki bölümlerde telafi etmeye çalışacağım. oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın .

Son Gözyaşı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin