Kül/42

15.8K 1.4K 260
                                    

"O Didem'in de saçını başını yolmasını iyi bilirdim de!.. Dua etsin senin kardeşin."

Semih başını iki yana salladı. "Ne duası Deniz, yapıştırsaydın iki tane işte!"

Deniz kocasının omzuna bir tane geçirirken, "E sen vursaydın Semih'cim!" Dedi.

Semih oflarken, "Acıttın hatun." Diye homurdandı. Hemen ardından da karısını dirseğinden yakalayıp kendine çekerek kolunun altına aldı.

"Semih," diye mırıldandı Deniz.

"Söyle karıcım."

"Saye iyileşecek değil mi?"

Semih derin bir nefes alıp ileriye doğru bakarken iç geçirdi. "Umarım."

Deniz kafasını kaldırıp onun yüzüne bakınca onun kendisininkinden bile büyük olan çaresizliğini ve aynı zamanda yüklerini gördü.

"O iyi olsun diye her şeyi yaparım Deniz. Her şeyden vazgeçerim."

Deniz ona daha sıkı sarıldı. Aralarında başka bir konuşma geçmedi. Sessizce bahçenin geri kalanını yürüdüler.

Ama ikisi de konuşmasalar dahi birbirlerini anlıyor ve destekliyordu.

Kapıyı çaldıklarında saatin geç oluşunu umursamadılar.

Çok beklemeden açılan kapıda, gördükleri kişi ile kısa bir şaşkınlık yaşasalar da çabucak toparlandılar.

İlk selam veren Deniz olmuştu.

"Ayas? Merhaba tatlım, hoşgeldin!" Diyerek uzanıp çocuğa sarıldığında Ayas eğilip Deniz'e karşılık vermişti.

"Ne zaman geldin sen? Hiç haber de vermiyorsun?"

Saçlarını karıştırırken kaçamak bir şekilde, "Oldu biraz Deniz abla." Diyerek yanıtladı Ayas. Birazdan kastı üç ay gibi bir süreydi.

Ama ne annesi ne de diğerleri bunu bilmiyordu.

"İyi iyi." Diyerek çocuğun omzunu pışpışladı Semih de. "Özlettin kendini!"

Onunla da sarılıp geri çekildi Ayas. Kenara geçip misafirlerini eve aldı.

"Annem de sizi bekliyordu. Buyrun." Diyerek içeri giren iki kişinin ardından kapıyı kapattı.

Çok az kalmıştı.

Düğümler çözülüyordu.

Koltuklara oturdukları zaman Hande anlatmaya nasıl başlayacağını bilmiyordu.

Destek almak ister gibi oğluna baktı. Zahir odasındaydı ve uyuyordu. Ayas ise annesine destek olmak için buradaydı.

"Çağırdın. Biz de geldik." Dedi Deniz meraktan yerinde duramayan bir hali vardı.

Hande ona Saye'nin iyileşmesi için gereken tedaviyi bildiğini söylemiş ve gece evine gelmelerini istemişti.

Bir yandan da Hande'nin nasıl Saye'nin hastalığından haberdar olduğunu merak ediyordu.

"İstersen ben anlatayım?" Diyerek annesine baktı Ayas. Koltukta öne doğru eğilmiş dirseklerini dizlerine yaslamıştı.

Hande hızlıca başını salladı. Yüzleşmek için o kadar da hazır hissetmiyordu.

"Ben evlatlığım bildiğiniz üzere." Diyerek başladı Ayas.

Hande itiraz edecek gibi olsa da Ayas buna takılmayarak devam etti.

"Öncesinde kaldığım yer ve yaşadığım hayat farklıydı." Karşısında ki insanları bir şeye alıştırmak ister gibi yavaş yavaş, tane tane anlatıyordu.

Kül/Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin