elli dokuz doksansan

78 11 1
                                    

Jisungdan
Uzun bir süre sessizce durduk. Zaten Minhonun kafasını kaldırıp konuşacağı yoktu. O yüzden bu sessizliği ben bozmak istedim.

"Minho burada mısın? Konuş biraz böyle anlaşamayız anten falan da yok iletişime geçemiyoruz."

"Jisung seni üzdüm değil mi?"

"Bende seni üzdüm."

"Hayır sen beni üzmedin bir daha duymayayım bunu!'

"Sende beni üzmedin bir daha duymayayım bunu!"

Hafif gülmüştü. Bu gülüşü beni mutlu etmişti. Hafif de olsa nihayet Minhoyu güldürmüştüm. Bende ona gülünce tekrar konuşmaya başladım.

"Hem Seungminin dediklerini unuttun mu? Bende pek farklı sayılmazdım. Ama artık bunlar eskide kaldı sende bunu biliyorsun. Lütfen böyle yapma yoksa üzülürüm bak!"

"Peki tamam, üzülme."

"Hah şöyle! Biraz gül bakayım içimiz daraldı!"

Ellerimle ağzını yanlara doğru çekiştiriyordum. Gülmesi için yapmadığım şey kalmamıştı. Hatta bir ara ayağa kalkıp bir yandan elli dokuz doksansansansan derken  dansı yapmayı da ihmal etmiyordum. Herkes bana bakıp "mal mısın kardeş?" desede umrumda değildi çünkü önemli olan Minhonun gülmesiydi. Yerlere yatıp kahkahalar atan Minhoyu görmek bana gerçekten de iyi geliyordu...

****************

Minhonun teklifi üzerine avmdeki eğlence merkezine gittik. Kabul etmiştim çünkü biraz da olsa moralinin yerine gelmesi için eğlenmesi gerekiyordu.

İçeriye girdiğimizde gişeden jeton alan yeonjunu gördük. Yanında ise yeonjunun zoruyla kafasına Didi diken soobin vardı. Yeonjun gişedeki görevli ile kavga ederken bir yandan da Soobine "iç iç bitmemiş var daha" diye söyleniyordu. Soobinde göz devirip kafasına şişeyi dikmeye devam etti.

Yanına gidip gözlerini kapattım. "Ben kimim?" diye sordum. Ardından gergin sesiyle "Jisung senin bana Didi sözün vardı lan şerefsiz!" diye bağırdı. Minhoyla biz gülmekten yarılırken Soobin ise "ne diyor lan bunlar?" gibi bakış atıyordu. Gülmemiz bitince hemen ardından Minho sordu.

"Siz ne yapıyorsunuz burada?"

"ANANİ YAPİ- kanka sence ne yapabiliriz benim güzel kankam zeki kankam."

Zaten sinirli olan görevli ise birden dayanamayıp isyan etti.

"YETER BE KARDEŞİM NE BU TANTANA ALIYORSAN AL JETONUNU DA BAS GİT!"

"Tamam api kızma ühüüü"

Yeonjun jetonlarını almıştı ve bizde jeton almak için gişeye doğru döndük. Elimi cebime uzatıp cüzdanımı çıkaracakken Minho elimi arkaya çekip "görmemiş olayım!" dedi. Ben de itiraz edip "olmaz öyle!" diyip tekrar cüzdanımı alacakken Minho gişeye parasını uzatıp jetonları beklemeye başladı.

"Minho çok gıcıksın!"

"Öyle miyim?"

Bana değişik bakışlarını atmaya yine başlamıştı. Sanki aşık gibi bakıyordu yine.

"Öylesi- LAN BAKMA BANA ÖYLE DEDİM DİMİ SANA ÖNCEDEN!"

"Yoo ben hatırlamıyorum"

Sırıtmaya başladı. Bende ona aldırış etmeden arkamı dönüp ilerlemeye başladım.

"Lan beklesene angut- Pardon şey diyecektim, bekler misin Jisung!"

"İyi hadi bekliyorum."

Yanıma geldiğinde birlikte yürümeye başladık. İlk olarak fotoğraf çekilecektik. Kabine girmek için jeton verdik, ardından Minho perdeyi açıp geçmem için hafifçe öne eğildi ve "buyrun Jisunglar önden!" dedi. "Thank you bebeğim" dedikten sonra içeriye girdim. İçerisi çok dar bir alandı. En fazla yaklaşık 5 kişi sığabilirdi. Minhoda gelince arkaplan seçmeye başladık. Minho hepsine teker teker bakarken güzel olanları karşılaştırarak birisini seçmeye çalışıyordu. Ben ise gördüğüm ilk fotoğrafa yani bir okul fotoğrafına bastım. Arkaplanı seçtikten sonra onaylama olur diye düşünmüştüm fakat onaylamak için herhangi bir tuşun olmadığını gördüm. Minho ise "lan önce bir seçseydik hemen niye bastın!' diyip gülmeye başladı.

Erik Dalı Gevrektir//Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin