-1-

126 8 10
                                    

"Hemen işimizi bitirip tatlı yemeye gidelim!"
Dedi itadori yuji. Diğerleri onun dediğini pek önemsemedi. Buna karşılık ufak mırıntılarla sızlandı. Megumi ise dayanamadı ve "görevin kısa süreceğini düşünmüyorum, sensei'de bizimle" dedi utahıme sensei'yi göstererek.

Megumi, itadori, nobara ve utahıme birlikte göreve çıkmışlardı. Nereye gittiklerini sadece utahıme biliyordu. Soru sorulunca ise bir şey demiyordu. Büyük bir tapınağın önüne gelince durdu.
"Geto'nun bugün burada olacağı düşünülüyor"
Dedi. Hepsi şaşırmıştı.

"Bu gojo sensei'nin halledebileceği bir görev değil mi?" Diye sordu Nobara.

"O farklı bir bölgede" dedi kısaca utahıme.

Hep birlikte tapınağa girdiler. Çok sessizdi. Tapınak eski Japon evlerini andırsa da temiz ve sağlam bakılmıştı. Tapınak bahçesinde dolaşmaya başladılar. Hepsi temkinli olmak zorundaydı çünkü lanetli teknik kullanmaları bu görevde yasaklıydı. Onların burada olduğunu gösterecek herhangi lanet enerjisi yayamazlardı. " zor bir durum olursa lanetli enerjinizi tapınaktan çıkana kadar kullanmayın." dedi. Sesi çok temkinliydi.

Kısa bir sessizlik oldu. Hepsi birbirine bakıyordu.
"Kaçın!" Dedi sadece. Ardından lanetli yaratıklar tapınağın etrafını sardı. Geto buradaydı.

"Ahh! Gojo'nun burada olmaması büyük bir şanssızlık, yakınlarının ölümünü göremeyecek!" Dedi gülerek.

Keyifli bir şekilde oturuyordu surları andıran duvarların üzerinde. Arkasından büyük bir yırtık yarattı.Büyük bir gökkuşağı ejderini üzerlerine doğru gönderdi. Fakat ejder tuzla buza ayrıldı.

Gözleri önünden ışık gibi geçen şey tapınağın kalın duvarları üzerinde durdu. Kalın bir kimono ve yüzünü kapatacak büyük bir şapka takıyordu bu kişi. Elindeki kılıcı salladı.

Kafasını sağa sola çevirip önce jujutsu teknik lisesinden gelenlere bir de geto'ya baktı.
Herkes şaşırmıştı. Kim olduğunu çözemedikler.
Bu kişinin omuzunda birden ufak bir cin belirdi. Minik bir oyuncağı andırıyordu. Alarm gibi ötmeye başladı. Myom myom myom myom!

"Sonunda! Bende artık özgürüm"

Diye bağırdı cinin ötmesinden sonra. Birden jujutsu lisesinden gelenlerin önüne, aşağı ışınlandı. Üzerindeki kimono ve şapka artık yoktu.

"Zein, artık gidebilir miyim?"
Dedi sesin sahibi küçük cine. Hafif cılız ve cüretkar sesi bir kadın olduğunu ele vermişti. Uzun parlak saçları ve güzel bedeni de bunun destekçisiydi.

"Elveda! İşte gidiyorum!"

Diye bağırdı minik cin. Birden ortadan kayboldu. Bir anlaşma ciniydi belliki. Kız birden eğildi ve elinde özel sınıf lanetli bir kılıç belirdi.

Utahıme kızın peşinden seslendi.
"burada lanet kullanamazsın!çok tehlikeli!"
Dedi. Kız arkasını dönünce utahıme'nin yüzü bembeyaz oldu. Dili tutuldu. Ne diyeceğini bilemedi.

"Sorun yok, sonuçta güçlüyüm" dedi kız.

Birden havaya sıçradı ve zamanötürü bir perde oluşturdu. İçerisinde sadece geto ve o vardı. Perde içeride zamanı devam ettirse bile dışarıda adeta zamanı durduruyordu.

"Hmm işler ilginçleşti" dedi geto kız ona saldırırken. Kızın saldırılarından kaçamıyordu.

"Lanet kullanmıyorsun, doğrusu o kadar uzun süre lanetini kullanmadın ki kullanmaya korkuyorsun değil mi?" Dedi geto. Kız yerde sürüklendi ve ayağa kalktı.

"Sana istediğin şeyi vermeyeceğim, ölsem bile lanetimi göremeyeceksin" dedi kız.

"Umrumda değil, sadece seni kendi gözlerimle görmek istedim. İstediğimi aldığıma göre bir işim kalmadı." Dedi kendi kendine yok olmadan önce. Kız kendine sinirlendi. Gerçek geto olmadığını en başından anlamadığı için sinirliydi. Birden bire indirdiği perde adeta patladı. Dışarıdakiler ise bunu anlık olarak görebilmişti.

Perde kalktıktan sonra ortada ne kız ne de geto kalmıştı. Hemen tapınaktan ayrıldılar

"Sensei, o da kimdi? O perde de neydi?" Dedi itadori meraklı gözlerle. Utahıme hala kendine gelememişti. Üzerinde bir sersemlik vardı.
"Zamanötürü perde" diye cevapladı Megumi.
"İçeride zaman devam etsede dışarıdakilerin bunu algılayamamasını sağlıyor. Orada ne kadar kaldıklarını bilmiyoruz" diye de ekledi.

Nobara da aklına gelenleri sorma kararı aldı.
"Zamanı mı durdurdu?"

"Öyle de denebilir, yavaşlattı demek daha doğru"
Dedi Megumi. Yine bir ekleme yaptı ve "bunu daha önce sadece birkaç kez gördüm, çok ileri bir teknik"

İtadori "o zaman çok güçlü olmalı. Bizimle aynı seviyedir, belki de 1. Sınıftır" dedi.

"Hiç lanet kullanmadı ki" dedi nobara

"Eeehh! Doğru ya. Yinede güzel bir kız, birisine benziyor ama çıkartamadım. Uzaktan birisidir heralde" dedi itadori. Sadece utahıme ve itadori görümüştü yüzünü. Nobara ve Megumi sağ tarafta oldukları için görememişlerdi.

Arabada ilerlerken utahıme'nin telefonu çaldı. Açtı ve hoparlöre aldı. Arayan akariydi. Sesi çok telaşlıydı. Liseye kim olduğu bilinmeyen birisi gelmişti ve lise yöneticileri okulda değildi. Bunun bilgisini vermişti. Utahıme tamam dedi ve telefonu kapattı. Okulun yakınlarındaydı. Hemen gojo'yu aradı. O da aynı şekilde yolda olduğunu söyledi.

Dördü okula gelmişti. Etrafta ne savaş ne de yaralı birisi vardı. Sonunda dördü gojo ile bir araya geldi. İtadori biraz dramatik davrandı ve sızlanarak olanları anlattı.

"Şimdi de okulu basmışlar, kim böyle bir şey yapar ki!" Dedi itadori. Bunu söyleyen kişi sukuna'ya ev sahipliği yapıyordu. Nobara durumu garipsedi. Gojo rahattı. Güldü.
"Sorun yok sonuçta ben-" dedi fakat cümlesini bitiremedi, yarıda kesildi. Birisi ona seslendi.

"Zayıfsın!" Dedi sesin sahibi.

Arkasını tereddüt ederek döndü. Bu kişiyi Burada görmeyi beklemiyordu. İtadori "ah! Tapınaktaki kız bu!" Dedi.

"Anlıyorum" dedi sadece gojo. Gülen yüzünden eser kalmadı.

Kız lanetli silahını tekrar geri getirdi ve yükseldi.
"APTAL HERİF! SENİN YÜZÜNDEN 6 SENEDİR TAPINAKTA ESİR KALDIM!" Dedi sinirli bir ses ile. Dediği şeyden sonra gojo'nun üzerine atladı. Kavga etmeye başladılar. Gojo sadece saldırıları savurup onu durdurmaya çalışıyordu. Sakinleşmedi gerektiğini söyledikçe kız daha çok sinirlendi. En sonunda okulun çatısına savruldu. Sinirle bağırdı. Herkes olan biteni şaşkınlıkla izliyordu.

Kız elini savurdu ve silah ortadan kayboldu. Ellerini kaldırdı ve derin bir nefes aldı. Parmağını uzatıp odaklandı.
"Sonsuzluk ışığı, shiro"

Gökyüzünün rengi kırıldı, kızın elinde bir ışık birikti. Bu ışık gittikçe büyüyordu. Gojo ellerini birleştirdi. Lanetini kullanacakken ellerini ayırdı ve koşmaya başladı. Işık dağıldı, kız bilincini kaybedip yere savruldu. Gojo onu yakalamayı başardı. Derin bir nefes aldı ve diğerleri de başına toplandı.

Gojo kızı kaldırdı ve shoko'nun tedavi ofislerinden birisine götürmek üzere yürümeye başladı. Ona dediği tek şey ise
"Her şeyi telafi edeceğim" oldu.
_________________________________

SELAM! Yeni kitap evet biliyorum öncekiler bitmedi ama önceki kitapları yazmak için yazıyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

SELAM!
Yeni kitap evet biliyorum öncekiler bitmedi ama önceki kitapları yazmak için yazıyordum. Şu an iki tane güncel kitabım var yazdığım. Birisi aizawa'nın kızı diğeri de bu olacak. Öbür kitapları belki ileride baştan yazarım ^^
-öneri ve tahminler=>>>
-yorum ve Yıldız lütfen 🫶🏻

Beyaz melekWhere stories live. Discover now