Neredeyim?

20 3 3
                                    

Mina Ahter Kutlu
23/06/2023

Gözlerim benden izinsiz açılırken doğruldum. Başıma yüzlerce iğne batarmış gibi hissederken etrafıma bakındım.

Tanıdık bir yerde olmadığımı fark edince panik yapmadan düşünmeye çalıştım ama dediğim gibi kafama yüzlerce iğne batıyormuş gibi hissederken bu biraz zordu. O yüzden sırtımdaki çantamı açarak her zaman yanımda bulunan migren ilaçlarımdan birini ağzıma atarak gözlerimi kapadım.

Birkaç dakika içerisinde ağrı hafiften dinmeye başlarken ben de gözlerimi açtım. İlk fark ettiğim şey taş bir zemine oturuyor oluşum oldu. İrkilerek hızlıca ayaklandım ardından hiçbir şekilde tanıdık gelmeyen yapının mekan incelemesine ve buraya nasıl geldiğimi düşünmeye başladım.

Yapı genişti, kemerliydi, bolca güneş alıyordu; bana göre Avrupa'daki 10-15. yüzyıl mimarilerine benziyordu. Buna rağmen sapasağlam ve yeni gibi görünüyordu. Bu durum beni şaşırtırken hızlıca telefonumla internetimi açtım ama internet çekmiyordu, hattım için de aynısı geçerliydi.

Endişelenmeye başlıyordum, bilmediğim bir yerde yapayalnızdım. Bir asansördeyken buraya nasıl gelmiş olabilirdim? Bayıltılarak kaçırılmış mıydım? Peki eğer öyleyse kimse bu durumu fark etmemiş miydi? Ya da asansörden buraya bir panel falan mı açılmıştı?

Saçmalamaya başladığımı fark ettiğimde bir anlığına duraksayıp mantıklı bir fikir için düşünmeye başladım; neyse ki çok beklememe gerek kalmadı.

Yapıdan çıkarak hat çeken bir yer aramaya karar verdim, etrafıma kapı için bakındım; 50 metre kadar uzağımda genişçe bir kapı vardı. Hemen yürümeye başladım ama hiçbir zaman peşimi bırakmayan dalgınlığım yüzünden bir şeye takılarak yere düştüm. Baş ağrım iyice kötüleşirken dizim de sızlamaya başlamıştı.

Dişlerimi dudaklarıma geçirdim, bildiğim bütün küfürleri beni buraya getiren şey ve dalgınlığım için sıralamaya başladım.

Takıldığım şeye bakmak için arkama dönerek kalktığımda, takıldığım bir şeyin değil kişinin olduğunu gördüm. Onun da yanında başkaları vardı.

Çömelerek onları incelemeye başladım; kahkülleri ve gözlükleri olan bir erkek, kahkülleri olan siyah saçlı bir kız, sarı kısa saçlara ve çillere sahip bir kız, kıvırcık ve esmer olan başka bir kız, siyahi bir erkek ve son olarak kahverengi dalgalı saçlı bir erkek...

İçlerinden gözlüklü olanı dürtmeye başladım. Kafasını hafifçe kaldırarak Japonca: "5 dakika daha..." dediğinde onun gibi Japonca konuştum: "Uyan lütfen." . Beni ciddiye almış gibi gözükmüyordu o yüzden sarsmaya devam ettim, bir süre sonra uyku sersemi bir biçimde gözlerini açtı: "Ne var?". Bu cümleden sonra bana bakarak şaşkınca: "Kimsin sen, neredeyiz?" dedi. "Ben Mina, nerede olduğumuzu bilmiyorum. " deyip diğerlerini işaret ettim: "Onları uyandırmama yardım eder misin?".

Diğerlerini gördüğünde biraz daha korkmuş olmasına rağmen beni başıyla onayladığında diğerlerini uyandırmak için onları sarsmaya başladık.

Sonunda herkes uyandığında İngilizce konuşmaya başladım: "İngilizce konuşabiliyor musunuz?". Hepsi beni mırıltılarla onaylarken devam ettim: "Sanırım hepimiz bir şekilde buraya getirildik. Bunun nedenini bilmiyorum. Bu arada ben Mina ve burada ne internet ne de telefon hattı çekiyor." dedikten sonra çantamın üzerine oturup başımı ellerimin arasına aldım, ilacı içtikten sonra baş ağrım hafiflemek yerine ağırlaşmıştı sanki.

Birkaç dakika sonra baş ağrım hafiflediğinde diğerlerine döndüm, öylece bana bakıyorlardı. Dalgalı saçlı olan endişeli görünen bir ifadeyle konuştu: "İyi misin?", sesi cidden çok güzeldi ayrıca gözüm onu bir yerden ısırıyordu. Hafifçe gülümseyip: "İyi sayılırım... Bu arada siz kendinizi tanıtmadınız." dedim.

Evrenler ArasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin