1 Ay Geçti işte bunlar tatlı tatlı ilerliyor felan filan bu bölüm duygusal olcak bilginizee.
"Günaydın Taehyung"
"Günaydın."
"Canın mı sıkkın senin? dün gecede sana sarıldım ama sen yüzüme bile bakmadın."
"Of Jeon başım ağrıyor zaten."
"Çok kabasın Taehyung."
"Evet."
"Kahvaltı hazırladı-"
"Ben dışarda edicem."
"Bende geliyim?"
"Gelme. Oradan ofise gidicem."
"Tamam.."
Çok kırılmıştım ama bellie etmemeye çalışıyordum. Taehyung evden çıktıktan hemen sonra en güvendiğim koruma ile peşine takıldım. Bir evin önüne gelmişti. Yavaşça arabadan inip peşinden gitmeye başladım. Biraz ilerledikten sonra bir ağacın arkasından durdum ve evin kapısına doğru bakarken bir kız kapıyı açtı ve Taehyung'u içeri doğru çekti. Gözlerimden akan yaşlara hakim olamıyordum. Ağacın dibine yavaşça çöktüm ve ağzımı kapatarak içimi çeke çeke ağlamaya başladım. Canım çok yanıyordu.
"Neden sonumuz geldi böyle.."
Neden burada durup boş boş ağladığım düşündüm. Ayağa kalktım ve eve doğru yürümeye başladım. Tüm gücümle kapıyı yumrukladım.
Taehyung kapıyı açmıştı."JEON!?"
"Sana inanmıştım iğrenç bir insansın nefret ediyorum senden!"
Tüm gücümle bağırıp Taehyung'a vuruyordum.
"JEON bana bak! JEON!"
"DOKUNMA BANA!"
"Taehyung bu da kim!?"
"Sen kes lan sesini sinirimi senden çıkarmıyayım orospu!"
"Terbiyesiz Taehyung al ve bunu git!"
"SANA MI SORUCAM GERİZEKALI!"
Taehyung'u bırakmış karşımda ki kıza saldırmaya başlamıştım.
"JEON dur lütfen!"
"İKİNİZDE NE KARAKTER YOKSUNUSUNUZ BE İKİ MAL BİRBİRİNİZİ BULMUSSUNUZ SİKTİRİN GİDİN SİZE MUT-LU-LUK-LAR!"
"LAN Bİ DUR!"
Taehyung'un elini ittirerek evden çıktım ve koşarak arabaya bindim.
"Sahile sür."
"Jungkook bey iyimisiniz?"
"SEN SÜRSENE!"
Koruma arabayı sahile sürdü.
"Burda inicem. Sen eve git Taehyung'a bişey söyleme canını yakarım."
"Tamamdır efendim."
Koruma arabayı başka yöne sürmüştü çünkü arabada takip cihazı vardı.
Koşa koşa sahile gitmiştim. Bir taşa oturup hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
"Ben bunu hak etmedim ben sadece onu sevdim o ise beni bir o.. hiç birşey diyemiyorum ya.."
"Konuşmak ister misin?"
Kafamı yana çevirdiğimde yanımda benim yaşlarımda bir çocuk duruyordu.
"Tanıyamadım?"
"Tanımaman normal. Bende senk tanımıyorum sadece üzgün görünce seni konuşmak istersin diye düşündüm."
"Evet aslında.."
"Dinliyorum."
"Dinlemenin uzum süreceğini düşünmüyorum çünkü telefonu konumumdan birazdan gelicekler.."
"Telefonunu ver"
"Neden?"
"Bulunmak istiyomusun?"
"Hayır."
"Ver o zaman."
Telefonu yanımda oturan çocuğu verdim ve çocuk telefonda bir uygulamaya girip bir şeyleri sildi.
"Ne yaptın?"
"Artık seni bulamazlar hadi gel seni kendi mekanıma götüreyim hemde kafan dağılır."
"Gerek yok sağol."
"Hadi ama benimde dertleşmeye ihtiyacım var korkma bir şey yapmam. Sadece sohbet ederiz"
"Nerde bu mekan?"