2

1K 86 114
                                    

Medya: Gazel Kayla

Gördüğüm evle şaşırmadım. Aşiret olduklarını ve malikanede yaşadıklarını söylemişlerdi. Böyle şeyler ilgimi çekmediği için tepki göstermedim.

Uçağa binmiş istanbuldan antepe gelmiştik. Leyliye umut verdiğim için kendime kızıyordum. Seni ziyaret ederim demiştim ama bu zor olacağa benziyordu.

Konağın ihtişamlı demir kapısı açıldı. Araba malikane içine girdi. Biz arabadan indiğimizde arabayı park etmeye göndermişlerdi.

Malikanenin, evin işte, kapısını çaldıklarında bir kadın açtı.

"Hoşgeldiniz kızım" dedi hafif yaşlı kadın. Bu malikanenin emektarı olmalıydı.

"Sizde hoşgeldiniz küçük hanım"

"Kusura bakmayın, bana gazel deseniz"

"Tabii kızım, ben nuriye"

"Memnun oldum bende gazel"

Ayakkabılarımızı çıkarıp terlik giydik. Nuriye abla bana terlik vermişti.

Büyük bir salona girdiğimizde 4 tane adam vardı. Üç tanesi büyük dursada biri benim yaşlarımda veya benden biraz küçük görünüyordu.

Nergis hanım kolumdan tutup yavaşça beni yanına çekti. İki kişilik koltuğa beraber oturduk.

"Evine hoşgeldin kızım"

Ona sadece tebessüm ettim.

"Sana aileni tanıtayım. Ben nergis saygıner, 48 yaşındayım, iç mimarım. Baban devrim saygıner, 50 yaşında, mimar. Büyük abin alparslan, 27 yaşında, bizim gibi mimar. İkinci abin yalçın, 25 yaşında, avukat. Üçüncü abin rüzgâr, 23 yaşında, fizik öğretmeni.

Dördüncü abin çınar, 22 yaşında, işletme okuyor son sınıf. Beşinci abin tibet, 20 yaşında tıp okuyor. Son olarakta kardeşin Bulut, 15 yaşında, lise ikiye gidiyor." Derin bir nefes aldı nergis hanım.

Bulut hariç bütün abiler soğuk bakıyordu. Alparslan ve yalçın sert, soğuk bakarken, rüzgar ve çınar iğrenirmiş gibi bakıyordu. Tibet ise umursamaz bakıyordu. Bulut bana tebessüm etmişti. Bende ona karşılık tebessüm ettim.

"Ben bir kardeş daha istemiyorum! Kim olursa olsun umurumda değil, benim kardeşlerim bana yeter!"

"Çınar doğru söylüyor, bu kızında sinem gibi olmayacağı ne malum"

"Bizim kardeşimiz olamaz, hem gözlerine bak ne kadar değişik! Sırf ilgi çekmek için lens takmış"

Gözlerimi beğenmemişlerdi, her zamanki gibi.

Bağırdıkları için korkuyordum. Nefeslerim sıklaştı hırkamın arasındaki ellerimi yumruk yapıp sıktım. Yüksek sesten korkardım.

"O bizim kardeşimiz değil!"

"Çınar! Rüzgar! Yalçın! Alparslan!" Diye bağırmıştı devrim bey. O kadar yüksek sesle bağırmıştı ki irkilip ellerimi kulaklarıma kapattım. Aynı zamanda da titriyordum. Gözlerimi kapatmış ellerimi kulaklarıma bastırdım iyice.

Sesler susmuştu heralde. Kulaklarımda ki ellerimi yavaşça indirdim, gözlerimi açtım. Abilerin bakışları değişmemişken devrim beyin yüzünde değişik bir ifade vardı. Ne olduğunu çözemedim.

"Kızım, yorulmuşsundur gel ben sana odanı göstereyim" kafamı sallayıp kalktım.

Nergis hanım evi anlatırken merdivenlerden çıkıyorduk. Bana kalacağım odayı gösterdi. Ona teşekkür edip odaya girdim. Normal genç kız odasıydı. Beyaz, gri ve lila renklerden oluşuyordu.

Gazel KaylaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin