3. Bölüm

601 26 1
                                    

Gözümü açtığımda hastahanedeydim. Doktorun söylediğine göre şoktan bayılmışım.

Şuanda da Emre abi ile eve doğru gidiyorduk. Ondan bu durum hakkında kimseye bahsetmemesini söyledim. Kimsenin bunu bilmesine gerek yoktu.

Eve geldiğimiz de korumalara ğörüşürüs dedikten sonra eve doğru ilerledim.

Kapıya yaklaşınca evden bağırma sesleri geliyordu. " Anne! Lena hiçbir yerde yok! Onu bulamıyorum."

Bu Atlas ' ın sesiydi sanırım. Sonra Ahmet bey konuştu." Ne demek yok! Çabuk korumalara haber verin!"

Sonra Arın konuştu." Ben size tanımadığımız bir kızı eve almamamız gerektiğini söylemiştim. Beni dinlemeliğdiniz. Şimdi kim bilir nerelerde sürtüyordur!"

Bu söylediklerine karşı çok sinirlenmiştim. Ama hayır, benim için böyle kötü şeyler düşünen bir insan için kendimi yıpratamazdım.

" Arın! Kız kardeşin için düzgün konuş, seni bir daha uyarmayacağım!!"

Ahmet beyin bu sözleri beni biraz olsun sevindirdi. Daha fazla kapının önünde beklememeye karar vererek,  kapıyı çaldım.

Kapıyı Atlas açtı. Ona gülümseyerek içeriye girdim. Melek hanım koşarak bana sarıldı, şok ile ona baktım.

"Kızım! Bizi bıraktın sandım. Lütfen bir daha haber vermeden çıkma, olur mu annecim?"

Bunları söylerken bir yandan da ağlıyordu. Bende daha fazla ağlamaması için, kollarımı ona sardım ve onaylar gibi kafamı salladım.

" Özür dilerim Melek hanım, sizi meraklandırmak istememiştim. Sadece biraz dolaşmak istemiştim."

Arın' a hayal kırıklığı ile bakıyordum, sanki gözlerinden biranlığına pişmanlık geçmişti. Yada ben öyle olmasını umdum.

Ahmet bey yanıma gelerek iyi olup olmadığıma baktı, iyi olduğumdan emin olmuş gibi yüzündeki endişeli ifade yok oldu.

Bana sevecen bakışlarla bakıyordu. Ben de ona gülümseyerek konuştum. "Özür dilerim Ahmey bey. Sizi gerçekten endişelendirmek istememiştim."

" Önemli değil kızım, ama lütfen bundan sonra bir yere gideceğin de haber ver."

Görevlilerden Sultan teyze gelip kahvaltının hazır olduğunu söyleyince hep birlikte kahvaltı için yemek odasına doğru ilerledik.

Ben Atlas ve Toprak' in arasında oturuyordum. Atlas arada bana kaçamak bakışlar atıyordu. Göz göze gelince ona gülümsedim ve kahvaltıma devam ettim.

Sabahları çok bir şey yiyemiyorum, çünkü midem bulanıyor. Bu yüzden izin isteyerek sofradan kalktım.

Odama gidince telefonumu elime aldım, Felix' ten bir sürü mesaj geldiğini farkettim.

O benim nadir arkadaşlarımdan biriydi, babamın işleri nedeniyle sürekli seyehat ederdik ve orada kurduğum arkadaşlıklarımı her zaman sürdüremezdim.

Felix, arkadaşlığımı sürdürdüğüm nadir  insanlardandı. Onunla babamın iş ortağının verdiği bir davette tanışmıştım.

Davet çok sıkıcı olduğu için biz hemen konuşmaya başlamıştık. Şuan ise tam yedi yıldır arkadaşız.

Daha fazla meraklanmaması için onu aradım. Telefonu hemen açmıştı.

"ninfa?"( su perisi?)
"felix?"
" Dimmi tutto!"(bana her şeyi anlat)

(Arkadaşlar italyanca bilmiyorum yanlışım varsa özür dilerim Google çeviri kullandım. En kısa zamanda öğrenmeye çalışacağım ve hatalarımı
düzelteceğim)

Sesi  kulağa, hem endişeli hem de sinirli geliyordu. Onu daha fazla kızdırmadan ona her şeyi anlattım.

Beni sabırla dinlemiş ve bazı yerlerde de tepkiler vermişti.

Bana en kısa zamanda buraya geleceğini söylemiş ve işi olduğunu söyleyip telefonu kapatmıştı.

Aslında onu göreceğim için heyecanlıyım, onu enson üç sene önce görmüştüm.

Daha fazla bunları düşünmemeye karar verdim ve müzik dinlemeye başladım.

Sanırım bir ara babamdan gitarımı istesem iyi olacaktı, gitar çalmayı gerçekten seviyordum.

Biranda aklıma köpeğim Luna' nın gelmesi ile yataktan fırladım ve hemen babamı arayarak onu almaya geleceğimi söyledim.

Aşağıya çok hızlı indiğim için neredeyse düşüyordum. Tam düşecekken belime sarılan bir çift el ile son anda kurtuldum.

Beni tutan kişiye baktığım da ise bu kişinin Aras olduğunu gördüm. Ona teşekkür edip tam gidiyordum ki söze girdi.

"Bir... yere mi gidiyorsun?" Sesi biraz çekingen çıkmıştı. Ona başımı onaylayıp cevapladım " köpeğim Luna' yı almaya gidiyorum."

Anladım dercesine kafasını salladı, sanki söylemek istediği bir şeyler vardı ama söylemeye çekiniyormuş gibi bir hali vardı.

Sanırım benimle gelmek istiyordu, bu yüzden ilk adımı ben atmaya karar verdim. " Benimle gelmek ister misin?"

Bu sözlerime karşı ilk biraz şaşırsa da ona baktığım da gözlerinin içi gülüyordu resmen.

"Çok isterim." Onu onaylayarak koşarak Ahmet beyin yanına gittim ve ondan dışarıya çıkmak için izin aldım.

Ben ondan izin alırken çok şaşırmıştı, yine de izin verdiğini söyleyerek beni dikkatli olmam konusunda uyardı.

Onu onaylayarak Melek hanıma da haber verdikten sonra hızlıca Arasın yanına gittim ve yola çıktık.

Kapıda Kuzeyi de gördük ve bizi bırakabileceğini söyleyip bize arabaya geçmemizi söyledi.

Şuan evin kanısındaydık, zile bastım ve kapının açılmasını bekledim. Kapıyı açan kişi benimle karıştırılan kızdı.

"Buyrun? Kime bakmıştınız?" Bizi tanımamazlıktan geliyordu, bunu daha fazla umursamadım ve tam ağzımı açmıştım ki içeriden babamın sesi duyuldu.

"Kızım, kim gelmi-" 



Yeni HayatımWhere stories live. Discover now