and

1.4K 141 83
                                    

Han Jisung

Minho hyungun teklifini kabul ettikten sonra hızlıca eski evime gelmiş, buzdolabını boşaltıp tarihi yakın olanları poşetleyip kapının önüne koymuştum. Evde sadece kahvaltılık yiyecek bıraktıktan sonra küçük bir toz aldım ve son gecemi orada geçirdikten sonra sabahın erken saatlerinde gelen Felix ile küçük bir kahvaltıdan sonra getirdiği kutuların içine bütün eşyalarımı kolilemeye başlamıştık.

3-4 saat sonra kolileme işi bitmişti. Kollarımız ve bacaklarımızla bizde bitmiştik. Zaten fazla eşyam yoktu. Normal bir evin toplanma süresinden kat kat az sürede toplamıştık evi ama bitmiş hissediyorduk.

Belki Changbinle Minho hyung olsa çok yorulmazdı ama biz onlara göre fazla cılız olduğumuz için kalmıştık böyle.

İkiside boş olduklarını söyleyip yardım etmek için fazlasıyla ısrar etmişlerdi. Ama bizdeki inat, keçilerle yarışacak seviyede olduğu için düşünmeden reddetmiştik. Klasik gerizekalılar takımı.

Ben boş evin bant çöpleri, 2-3 maket bıçağı, toz ve yanlışlıkla kırdığımız bardak,çanaklar olan zemininde umursamadan oturup sabah 7'den beridir elimde aynı bardağı taşıyıp dokuzuncu kahvemi içiyordum.

Felix ise tek temizlediğimiz yer olan tezgaha yatmış telefonunda Changbin'e bizi alması için yalvarıyordu. Normalde yürüyerek gidecektik, ama sonbahar aylarında olduğumuz için gece gündüz demeden yağmur yağıyordu.
Dışarıdaki yaklaşık iki buçuk saat süren ve hala şiddetlice yağmaya devam eden yağmur ise buna örnekti.

Daha sonra başımı pencereden alıp kolilere baktım. 1,2,3,4..7 evet tam 7 koli vardı. Aslında çok fazla eşya yoktu içlerinde sadece küçük kolilerdi.

'Bu kadar eşyayı neden koliledin zaten eşyalı eve gidiyorsun?' diye sorarsanız, bu koliler bodrum katta kalıcak. Sonsuza kadar o evde kalamam ya! Jeongin hastaneden çıkar çıkmaz yeni bir eve yerleşicem.

Minho hyungun yaşadığı civar genel olarak boş arazilerden oluşuyor. Yani oradan bir ev alabilirdim.

Hakikaten ben o evde ne kadar kalacaktım?

İlk fırsatta bir sözleşme isteyecektim. Her türlü bana güvemesini istiyordum. Sözleşme sürem dolunca giderdim o evden.
Harika!

Radyo eşliğinde geniş pencereden yağmuru izleme mesaim kapı ziliyle bölünmüştü. Ya Changbin yada Minho hyungun bizi alması için gönderdiği adamdı.

Benim elimdeki kahveyle yerden kalkmaya çalışırken Felix koşarak kapıyı açmaya gitti. Kapının açılma sesini duydum ve birkaç konuşma sesi.

Ayağa kalkıp kapıya yürüdüm. Koridora çıktığımda çaprazdaki kapıdan yan apartmanda oturan ve tek samimi olan komşum Yuna'yı gördüm. Tabii ya! Onu ziyaret etmeyi unutmuştum.

Ona bakınca bana gülümseyerek baktığını gördüm. Bende ona gülümsedim. Üzerinde uzun kollu siyah cropun üzerine giydiği deri ceket, altında ise bol koyu tonlarda bir kot vardı.Boyu benden uzundu ve giydiği beyaz topuklu ayakkabı onu dahada uzun gösteriyordu.

Normalde onu içeri almak isterdim ama evin hali aklıma gelince düşünmeden terliklerimi aldım. Ayağıma geçirip cam terasa yürümeye başladım. Oradaki terasta biraz oturup konuşmaya başladık.

"Oppa sabah nakliye aracını görünce taşındın sandım. Evin halinide görünce... gerçekten taşınacak mısın?"

Bana dudak bükerek bakıyordu. Şu an kız kardeşimden ayrılıyor gibi hissediyordum.

Yuna burada kalan üniverste 1. Sınıf öğrencisiydi. Veterinerlik okuyordu. Ailesinin maddi durumu gayet iyiydi. Marka giyinirdi. Ondan 2-3 yaş büyüktüm. Apartmanındaki komşularıyla hiç iyi anlaşamazdı. Özellikle Shin Ryujin'le. Sürekli didişip dururlardı. Ara sıra bana gelirdi. Oturup Ryujin'in dedikodusunu yapardık. Açıkçası çoğu kavgada haklı olan taraf oydu.

CHANEL - MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin