CHANEL - Minsung

away

3. Kişi anlatımından.

"Bende senden hoşlanıyorum Minho"

"Ne?!"

Minho bunun şaka olmadığına inanmak istiyordu. Duyduğu şeyi gerçekten beklemiyordu. Ciddi ve şaşkın bir ifadeyle Jisung'a bakıyordu emin olmak istercesine,
"Ciddi misin sen?"

Jisung utangaç ve küçük bir sırıtmayla karşında ton değiştiren adama bakıyordu göz göze geldikleri her an kalbi küt küt çarpıyor atardamarlarındaki kanı hissedebiliyordu."Evet"

Minho ve Jisung uzun bir bakışmanın içindeyken ikisininde düşündüğü tek bir şey vardı. Aslında ikiside karşındaki adamdan başka bir şey düşünemiyordu. Minho Jisung'un bütün yüzünü incelerken kendini tutamayıp küçük, neşe dolu bir kıkırtı bıraktı.
Aylardır deli gibi aşık olduğu çocukta ondan hoşlandığını söylemişti bu habere nasıl sevinmezdi?

"Hey! Ciddiyim ben neden gülü-"

Jisung'un cümlesi birden dudaklarına yapışan adam ile yarıda kalmıştı. İlk başta şaşkınlıkla karşılasada hemen karşılık vermeye başladı. Minho öpüşürken bile sırıtmamak için zor duruyordu. Mutluluk göz yaşları ikisininde yakındı. Gözleri kendiliğinden kapanırken bu sefer hırsla değil, hissederek öpüyorlardı birbirlerini. Şu an gizlice yakalansalar ve videoya çekilseler Güney Kore'de patlama çıkabilirdi. İkisininde umurunda değildi.

Hiç öpmedikleri dudaklara bile hasretlerdi.

Minho yavaşca Jisung'un dudaklarından ayrılıp alnını alnına dayadı. İkisininde gözleri yavaşca açılırken dudakları temas halindeydi. Minho bir adım geri gidip Jisung'a yer tanıdı. Jisung meraklıca bir hamle beklerken birden bileğinden tutulmasıyla kendini demirliklerin yanındaki sandalyeye oturtulmuş şekilde bulmuştu. Ne olduğunu anşamazken karşısına çekilen sandalyeye oturan ve yüzünde bir tık endişenin hissedildiği Minho'ya meraklı bakışlar gönderiyordu.

"Bu sefer benden kaçmayacaksın Jisung oturup konuşacağız."

Duyduklarından sonra endişesinin sebebini anlamıştı. Aslında bu çok doğaldı. Küçük bir mesajlaşmada dahi kendini kapatıp anksiyetesini suçlamıştı. Çekingenlik ve dengesiz davranışları ona zarar veriyordu. Bu andan sonra kaçamazdı da zaten. İstediği kişiyi bulmuştu. Minho ona çok iyi geliyordu.

"İtiraf ettim zaten kaçmam bundan sonra."

Minho rahatlamış bir ifadeyle tuttuğu nefesini verdi ve sırtını sandalyeye yasladı. Uzun kemikli parmaklarını Jisung'un parmaklarına kenetlemek için kullanmıştı. Her şeyi açıklığa kavuşturmak istiyordu. Jisung'un bir an önce onun olmasını biricik sevgilisi olmasını istiyordu. Çok sabretmişti çok...

"Jisung, sana çok uzun zamandır aşığım. Artık bir zaafım haline geldin."

Sevdiği adamdan bu tür sözler duymayı beklemeyen Jisung yaşadığı sevinç karşısında dudaklarını ısırıp gözlerini utangaçlıkla kaçırmıştı. Yanakları hafiften kızarmaya başlamış soğuk havaya aldırmadan alev alıyordu.
Minho ise onun son derece tatlı olan utangaçlığı karşısında sırıtma istediğine karşı koyamamış dudaklarının yana kıvrılmasına engel olamamıştı. Jisung ise onun sırıtmasını fark etmiş ve tuttuğu elini sıkmıştı. Minho hissetiği ansızın acı karşısında küçük bir inilti bırakmış daha sonra ise Jisung'un elini sıktığını anladığında kıkırtısına engel olamamıştı.

"Gülme ya!"

Jisung tekrar ona döndüğünde kıkırdamayı bırakmış kafasını yana yatırmış aşk dolu gözlerle bu  sefer Jisung'un bir şey söylemesini beklemişti. Jisung ise bu bakışlar karşısında kekelememek için Minho'nun elindeki tutuşunu sıkılaştırmıştı. Diyecek bir şey bulamayınca boş gözlerini Minho'ya çıkarmıştı.